1. Bölüm (37)

4.1K 68 8
                                    

- Bırak torunumu, defol git bu evden!

Ne demekti şimdi bu? Gerçekten böyle bi şey mi istemişti Agah Ceren'den?

- Anlamadım?
- Sözüm gayet net!
- Hayır.. hayır onu vermem. Kimseye vermem daha yeni kavuştuk kimseye vermem!

Ceren ağlaya ağlaya yalvarıyordu. Etrafa bakınıp onların da bi şey söylemesi için gözleriyle dileniyordu. Ama neden tek ses Cerenin sesiydi? Ablasıyla Annesi.. Gözleri bi Cerene bi kağıda bakıyordu...

- Anne! Abla? Bi şey deyin nolur Cenk? Cenk nolur ayırmasın bizi nolur? Agah baba hayır veremem hayır..

Agah korumalarına işaret verdi. Ellerinin arasından çığlıklarına aldırış etmeden, bebeğinin ağlamalarına aldırış etmeden kopardılar. Aldılar... oğlu da ağlıyordu. O da annesini istiyordu, bas bas bağırıyordu. Korumalar aynı Şeniz'e yaptıkları gibi Ceren'i de neredeyse sürüklüye sürüklüye atıyorlardı. Ceren ellerini yerlere vurarak kendini parçalasa da Agah'ı vaz geçiremiyordu. Cemre'nin, Seher'in ve Nedim'in sesi geliyordu "Yapmayın!" diye. Ama Cenk? Neden susuyordu ki? Yine neyden korkup susuyordu? Ceren'in çocuğunu sattığını düşündüğünden mi? Ama o Ceren'e hissesinin harısını başımdan gidin diye vermemiş miydi? O da kendi yavrusunu Ceren'e satmamış mıydı? Yaka paça dışarda tek başınaydı. Telefonunu bile alamamıştı. Ne yapacağını bilmez vaziyette sadece ağlıyordu.

Köşk'ten Ceren'in yaka paça atılması korkutucu bir sessizliği ardından getirmişti. Aslında kaos olması gerekirdi. Bir anneden çocuğunu ayırmışlardı. Ya da bir anne, daha doğmamış çocuğunu satmıştı. Bu yaşananlar reva mıydı, yoksa hakkı mı? Peki kim biliyordu bu sorunun cevabını? Çocuğunu vermemek için bu kadar direnen bir anne, aynı zamanda çocuğunu satan bi anne nasıl olabilirdi ki. Bu iki olayın çelişkisi neden kimseyi rahatsız etmiyormuş gibi bir sessizlik hakimdi?

Seher.. masaya atılan kağıtlara bakıyordu. Kızı yine yüzünü yere eğdirtmişti.

Cemre.. anlamaya çalışıyor, elini vicdanına koyuyordu. Kardeşinin neyle tehdit edildiğini o da biliyordu ama parçalar birleşmiyordu. Sadece kafası karışıktı..

Ya Cenk? Bu kağıtların, onun içindeki vicdan azabını hafifletmiş olması gerekiyordu. En azından kötü baba imajı üzerinden kalkacak, onun yerine kötü anne Ceren olacaktı. Nurten'in kucağındaki ağlayan oğluna baktı... Onu kendi başına güldürebilecek miydi? Ceren'in yokluğu ona çok büyük sorumluluklar mı getirecekti? Ona babalık yapmaktan çekinirken hem annesi hem babası mı olacaktı? Çünkü Agah ondan bunu bekliyordu.

Peki ya Nedim..? O bozacak mıydı bu sessizliği? Belki de Ceren'i herkesten iyi tanıyan kişiydi. Belki de Ceren'in kendisini anlamasını beklediği tek kişiydi. Belki de Ceren'in hayatında yaptığı en büyük kötülüğün de, hayatında yaptığı tek iyiliğin de hedefi olan kişiydi Nedim. O karar verebilir miydi buna? Ceren'in çektiği reva mıydı, yoksa hakkı mıydı?

Agah... Aileye bu kadar önem veren Agah... Her mazluma el uzatan Agah.. Doğruyu yaptığını düşünen Agah.. Onun az önceki manzarada hiç mi vicdanı sızlamamıştı? O torununu Başak'tan almak için Başak'a "Ceren de bi ana" diyen değil miydi? Bu olay şenizin suratında tebessüme sebebiyet verirken, Agah da tebessüm edebilecek miydi?

Cemre bozdu sessizliği.

- Siz böyle bi şeyi nasıl yaparsınız? Her ne olursa olsun bi anneyi çocuğundan nasıl ayırırsınız!
- Ben onu çocuğundan ayırmadım! O dünden satmıştı zaten çocuğunu! O şeytan yavrusu kendini garantilemek için yapmadı mı bu çocuğu!
- Ya o bi anne yaa anne! Sizin böyle bi şey yapmaya hakkınız yok! Daha yeni kavuşmuştu zaten!
- Alışır kızım alışır.. çocuğunu öldü zannederken ertesi gün yüzü gülmeye başlamıştı. Birazcık ana olsa en azından 3 gün üzülürdü be 3 gün! Ama o? 3 gün geçmeden yenisini yapmak için bu sefer yeğenimi kullanırken basılmadı mı?

Agah'ın ağır ve gerçekçi lafları Cemre'yi susturmuştu. Sahi, kendi sevdiği adamdan bile yararlanmaya çalışmıştı kardeşi, cenki sevdiğini söyleyen kardeşi, bebeğini kaybettikten 3 gün sonra...

Agah'ın bu lafı bi tek Nedim için gerçekçi değildi.

- Amca!
- Noldu oğlum? Yanlışımız varsa yanlış de! Bu kızın yarın karşımıza çıkıp ben bu sefer de Nedim'den hamileyim dese senin bi cevabın var mı?
- Amca sen hiç bi şeyi bilmiyorsun. Ama sana şunu söyleyim, eğer Ceren'i bebeğiyle sınarsan (şenize döner) seni ben bile kurtaramam amca!
- Karını iyi tanımışsın nedim. Dava açar, benden yüklü bi miktar tazminat karşılığında çocuğun bizde kalabileceğini söyler. Ben de bu tazminatla koca bi Servet kaybederim.

Nedim.. amcasının kurduğu her kelime Ceren'i tanımadığının bir göstergesi olduğunu düşünüyordu. Para para para. Nedim de Ceren'in para hırsını çok iyi biliyordu. Parası olmasa Ceren'le ne evlenebilirdi, ne de boşanabilirdi. Ama Ceren sadece paradan ibaret değildi. Nedim bunu o kadar iyi biliyordu ki, hapse düştüğünde ona bütün yetkilerini devredebilecek kadar iyi biliyordu. Para için çocuğunu satabilecek bir insan, sahte kocası hapisteyken onu satıp bütün mal varlığına sahip olabilirdi. Ceren Nedim'i elinde bütün şirketi tutarken bile sırtından vurmadı, onu sadece kendi oğlunun intikamını almak için sırtından vurdu. Nedim, evladını kaybetmiş bir Ceren'in ne kadar tehlikeli olduğunu Şeniz kadar iyi biliyordu. Ceren'le acilen konuşması gerektiğini de. Ama kimsenin Köşk'ten çıkmasına izin yoktu. Bu yasağı her şeye rağmen Seher çiğnemek istiyordu. Agah onu bile salmıyordu. Gözü kararmıştı Agah'ın. Son sözünü söyleyip salonu terk etti.

- Bu çocuk bundan sonra Cenk'e emanet. Nurten, bebeği Cenk'e ver, sonra herkes evine odasına.

Nurten çocuğu Cenk'e uzattı. Cenk uzun uzun oğluna bakıyordu, normalde yüzü hep gülücüklerle dolu olan bu bebek, hala ağlıyordu. Cenk birden kendisine yüklenen bu sorumluluğun altından kalkabileceğinden emin değildi. Yine de aldı onu kucağına. Pış pışladı ve odasına götürdü. Bi beşiği bile yoktu. Yatağına koydu. Bu narin şeyle ne yapacaktı tek başına? Nurten'in onun altını değiştirmesini mama yapmasını dikkatlice izledi. Bebeğini izlerken akşam etmişti Cenk. Bu sabah onunla uyanmıştı, onunla uyuyacaktı. Üzerine pijamalarını giydi yanına uzandı. Bu küçük yavruya zarar vermekten çok korkuyordu.

Selamm 2. Kitabı yazıyorum ilk bölümü kısa tuttum ve sadece cereni değil herkesin duygularını işlemek istiyorum. Biliyorum herkes her karakterin duygularını okumayı sevmiyor ama bütün dizi devamını yazmak istediğim için yalama olmasını istemiyorum. Her çiftin senaryosu da olacak muhtemelen.

Bu arada Berker Güven canlı yayında seyircinin talebi üzerine dizi senaryosunun değişebildiğini söylemişti. Genelleme yaparak söyledi ama 2 dizide oynadığını düşünürsek %50 ihtimalle Zalim İstanbul senaryosu değişti. Biraz da bunun umuduyla yazıcam. Yeni bölümde görüşmek üzere😘

Zalim İstanbul devamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin