Korkuyorum

317 28 7
                                    

Medyada 'uyuz' var. ^^

' Ne geceydi be ' diye iç geçirirken terasa doğru çıktım. Ah yine aklıma babamla olan mesafemiz geldi. Babam çok güzel yemek yapıyordu ama bunu ona hiç söyleyememiştim , onun soğuk sesini duyunca içimde ne fırtınalar kopuyordu bir bilse. 17 yaşındaydım ve babam bana bir kere bile " kızım dememişti " bunu onun ağzından duymayı o kadar çok istiyordum ki..

Her zaman olduğu gibi içinde bulunduğum durumu düşünürken bi yandan da onu düşünüyordum. Evet belki çok uyuz biri olabilir ama marketten çıktıktan sonra ona yardım edip yüzündeki kanları silerken hiç pişman olmamıştım.

Ona sorduğum soruların hiçbirine cevap vermemişti. En sonunda " Konuşsana be dilini mi yuttun ? " dediğimde gözlerindeki o sert bakışından sinirlendiğini anlamıştım.

Aradan bi kaç dakika geçince " Çok boş konuşuyorsun " dedi. Bu çocuk beni gerçekten deli edecekti.

Ona yardım ettim tamam tanımıyo olabilirdim hata nefret ediyoda olabilirdim ama onun yerinde kim olsa yine yardım ederdim. Yoksa etmez miydim? Hiç bilmiyorum .

Sabah uyandığımda güneş ışıklarının yüzüme vurduğunu hissedebiliyordum. Uyuşuk bi şekilde kalkıp yatağımı toplamaya başladım.

Yaz ayındaydık ve okulun açılmasına 2 hafta vardı bu bile moralimi bozmaya yetiyordu.

Hava sıcak olduğundan üstüme sarı bol tişörtümü altımada kısa şortumu ayakkabı olarak da sarı sandaletleri mi giyerek mutfağa indim.

Kendime kahvaltılık bişeyler hazırladığımda kapıdan anahtar seslerinin geldiğini duyup bu seferde kapıya yöneldim.

Gelen babamdı . O buz gibi soğuk sesini duymamayı tercih ederek nereden geldiğini sormadım.

Kendime hazırladığım kahvaltılıkları hızlıca yemeye başladım. Daha sonrada yediklerimi toplayarak tekrar odama çıktım.

Bugün buraya geldiğimizin 2. günüydü. Şu iki gün hayatımda geçirdiğim en sıkıcı zamanlardı. Elime bi kitap aldım ve terasa çıktım. Telefonumda almayı ihmal etmedim. Biraz müzik dinledikten sonra kitabımı okumaya başladım.

Karşımda gene o vardı . Yalnız değildi yanında 3 arkadaşı daha vardı. Hareketli bi şekilde konuştuklarını gördüm. Neyse ki beni fark etmemişlerdi.

Geçen gün yüzünün neden o halde olduğunu çok merak etmiştim. Bu merakımı kendime saklayıp aşağı indim.

Babam " Dışarı çık, bundan sonra burda yaşayacağız . Yaşadığın çevreyi tanıman lazım" dedi , sanki zorla konuşturuyorlardı benle. " Peki " dedim gülümseyerek.

Üstümü değiştirmenin gereksiz olduğunu düşünerek dışarı çıktım. Havayı içime çektim. Yavaş adımlarla etrafı gezmeye basladığımda arkamdan gelen kahkaha sesleriyle irkildim. Arkamı dönüp baktığımda oydu evet adını bile bilmeden hem uyuz olup hem de yardım ettiğim çocuktu.

Adımlarımı hızlandırmaya başlamıştım ki kolumdan birinin tuttuğunu hissetim . Arkamı döndüğümde burun burunaydık sıcak nefesini yüzümde hissedebiliyordum .
" Ezra " dedi çapkın bi bakış atarak.
" Ne istiyorsun "dediğimde sesimin titrememisini dileyerek onu üzerimden ittim.

Korkuyordum bu çocuktan ama tabikide belli etmicektim. Çünkü ben Ezra Dinç ' tim.

İnanmıyorum ! Aklıma yeni gelmişti. Bu çocuk benim adımı da nerden biliyordu. Ben iç sesimle tartışırken o yine aynı şeyi yapıyordu , sırıtıyordu gene. Deli olcam ya.

Ona en sert bakışımla baktığımda
" Tamam sinirlenme asi bayan " dedi ve belimden tutup sıkıca kendine çekti.

Derin Bi nefes aldı ve devam etti. "Buralar çok tehlikeli şortumu göstererek ' böyle giyinmiceksin , her istediğinde de dışarı çıkmıcaksın " dedi ve yanağımdan makas alarak hızlıca uzaklaştı . Ve tekrar bana dönüp " Buralardayım, hemen eve git 10 dakka sonra terasta olacağım . Eğer, eğer gelmezsen bebeğim, başına geleceklerden sorumlu değilim " dedi ve göz kırpmayı da ihmal etmedi . Arkasından baka kalmıştım.

Bebeğim mi !?
Bu çocuk kim oluyorda bana karışıyor ? Tabikide yorulana kadar gezicektim hem de ona inat . Derken etrafımda ki rahatsız edici bakışlarla karşı karsıya kaldım. Sanırım gerçekten haklıydı. Adımlarımı hızlandırmak yerine koşmayı tercih ettim.

Ve bunu gerçekten hiç beklemiyordum. Bu , bu adam geçen gün markete giderken gördüğüm adamdı ve ben ona çarpmıştım . Bu sefer elinde levye yerine bi bıçak vardı. Çok korkuyordum.

Ağzımı bile açamadan beni sürükledi . Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile. Ama bu kadar kolay pes edemezdim.

Tüm gücümle elimi kurtarıp koşmaya başladım. Kahretsin ! Beni kurtarıcak bi babam bile yoktu.

Buranın çıkmaz sokak olduğunu fark ettiğimde iş işten geçmişti. Keşke onu dinleseydim , keşke hemen eve gitseydim...

İşte yolun sonundaydım. Gerçekten ölmek istedim.

Beğendiğiniz bölümlere oy verirseniz mutlu oluruz. ^^

-TERAS-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin