Medya; Kazım Koyuncu- Denizde Karartı var
Şimdi bir deniz kenarında oturmuş denizi izliyorum. Karadenizin hırçın dalgaları benimle konuşuyor. Yalnızlığımı tokat gibi çarpıyorlar suratıma.
Yaralarımı dağlarken denizin tuzlu suyuyla, gözlerimde ki tuzlu suda hissettiyor kendini bana bir anda. Karşımda sonsuz gibi görünen denizin de bir sonu olduğunu bilmek iki yüzlülük gibi görünüyor bana. Ama bir yandan da umudun rengi olan mavi, izlediğim denizden gözlerime oradan da yüreğime akıyor.
Umut ayakta tutuyor. Umut güç veriyor.
Sevdiğim bir türkü takılıyor dudaklarıma. "Yüreğumun derduni bilsenuz ağlardunuz." diye bir söz geçiyor türküde. Sanki türkü benim için bestelenmiş gibi geliyor.
Burnumda yosun kokusu, harelerimde sonsuz deniz, yanaklarımdan süzülen yaşlar, ellerim kaldırımın taşlarında, aklım başka alemlerde, bende buram buram bayatlık.
Tüm renkler siyah bana, hayat bir vampir edasıyla emdi tüm renklerimi. Bir bilinmezliğe doğru gidiyorum. Dağ değilim ama benim de başıma kar yağıyor.
Deniz kıyıda ki taşları dövüyor karşımda, bende dizlerimi dövüyorum ona olan aşkımdan. Bazı güzel şeyler nefret ettiriyor kendinden. Gökkuşağının bütün renkleriyken hayat birden siyah oluveriyor. Kedinin fareyle oynaması gibi oynuyor seninle.
Kum saati tersine dönüyor. Bu sefer akan taraf sensizlik.
Yağmur başladı şimdi Karadeniz daha bir coştu. Kıyıdaki taşları döven deniz şimdi daha hiddetli. Taşların suçu ne? Benim suçum ne? Seni sevmek? Evet seni sevmek. Taşların suçu denizi sevmek mi? Hayır onlar mecbur.
Bende mecburum. Yaptığım hatanın sonuçlarını yaşamaya mecburum. Gözümden akan yaşlar mecburiyet. Şimdi değil ama belki bir gün sende mecbur kalırsın. Dikkat et belki sen de benim gibi dağılırsın.
Hellööö. Bir TRABZON'lu olarak bu yazımı paylaşmasam ayıp ederdim. Benim hoşuma gitti daha yeni yazdım sıcak sıcak sksksksks umarım sizlerde beğenirsiniz :)