Blue💙

2.1K 279 48
                                    

"Su çok soğuk!". Jimin bağırdı, ayağını su ile ıslattığı zaman genişçe gülümsedi. Jungkook bu gülümseme için ölebilirdi, kamerasını yanına aldığı için çok mutlu hissediyordu.

Jungkook, Jimin'i sahil yakınlarında bir tatile çıkarmıştı, evden çıkmak her zaman  yenileyici olmuştur. Erkek arkadaşının gülüşünü her açıdan çekti, bunları fotoğraf albümüne koyacaktı. Anıları tekrar yaşatmak Jimin'e verdiği sözlerden biriydi.

Jungkook bir fotoğraf daha çekti ve büyük bir gülümsemeyle fotoğraflara baktı. Eğer birisi onu böyle görürse kimin için böyle olduğunu merak ederdi. Serin bir esinti perçemlerini gözünün önünden çekti.

Jimin kumsala geri döndü, sarı çizgili tişörtünü çıkardı ve onu sahil havlularının üstüne koydu.

"Jungkookie!.". Seslendi.

"Evet, aşkım?". Jungkook kafasını kameradan kaldırdı.

"Bana katıl!". Jimin suya doğru giderken kıkırdadı. Jungkook erkek arkadaşının isteğini yerine getirmek için kamerasını Jimin'in ona doğum gününde aldığı çantaya koydu ve tişörtünü çıkardı.

Jimin, su dizine geldiği zaman onu tekrardan çağırdı. Jungkook ayağını suya değirdi ve yavaşça Jimin'e doğru yürüdü. Yaklaştığı zaman küçük ve dengesiz adımlarla yürümeye başladığından Jimin gülmeye ve kollarını açıp aralarındaki mesafeyi kapatmaya başladı.

"Kookie~,". Kısa olan başladı, "Sana bir sorum var.". Kafasını yana yatırıp konuştu.

Jungkook kıkırdadı, sorunun ne olacağını tahmin edebiliyordu, "Peki ne, aşkım?".

"Mavi nasıl?".

"Umm, şuan onunla çevriliyiz. Mavi okyanusların ve denizin," Yukarıya baktı ve Jimin de onu takip etti, "gökyüzünün rengidir.". Jungkook yeniden dikkatini Jimin'e çevirdi, "Gerçekten güzel bir renk, hatta saçının rengi bile mavi. Ama sen her türlü renkle güzel görünürsün.".

Jimin gözleriyle birlikte gülümsedi, "Mavi, sana huzurlu bazen de özgür hissettirebilir. İlham verebilir. Akıl ve vücud için olumlu bir etkisi vardır. Ruhun rengi olarak dinlenmeyi hatırlatabilir, vücudun rahatlatıcı ve sakinleştirici kimyasallar üretmesini sağlar.".

Jimin güldü ve yere baktı, gülüşü yavaşça soldu. "Sorun ne, aşkım?". Sevgilisi sordu.

"Mavinin güzel olduğunu söylemiştin değil mi?".

Kafasını salladı, "Evet, tüm tonlarıyla.".

"Ben gerçekten... güzel miyim?".

"Evrendeki tüm renklerden daha çok...".

Jimin'in gülüşü yeniden gözlerine ulaşmaya başladığında, Jungkook onu öpmek için eğildi. Jimin hemen geri çekilip küçük olana su attığında, Jungkook bunun daha uzun süreceğini sanıyordu.

"Hadi yakala beni!".

Büyük olan daha derine doğru koşmaya başladığında Jungkook daha iyi bir görüş için gözlerini sildi ve peşinden gitmeye başladı.

Jimin'in derinlerde yüzerken zorlandığını bilerek mükemmel bir fırsat yakalayan Jungkook suyun altına dalıp kısa olanı belinden tuttu.

Jungkook nefes almak için yüzeye çıktığında Jimin büyük neşeyle güldü. Hayatının aşkının ona bakmasını isteyerek onun gözlerini silmeye başladı.

"Seni tüm kalbimle seviyorum Park Jimin. Tüm dünyayı senin önüne sermek isterdim. Sana tüm aşkımı verdiğim gibi tüm benliğimi de verdim.". Jungkook cümlelerinden dolayı Jimin kelimeleri kaybettiğini hissediyordu. Bunu şuan beklemiyordu.

"Durumuma rağmen mi?". Sorduğunda sesi çatlamaya başlamıştı. Jungkook hemen onun yüzünü ellerine aldı.

"Bu seni çok daha fazla özel yapıyor, bebeğim.". Yavaşça ikisini birden soğuk suyun altına doğru çekti. Jimin nefesini tuttu. Bir kaç saniye birbirlerine baktılar. Daha sonra gözlerini kapattılar ve Jungkook kısa olan ile dudaklarını birleştirdi.

Jimin, Jungkook'un onun mavisi olduğunu düşünüyordu.

Colorblind✓ | KookMin (Türkçe Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin