2. Bölüm

100 12 21
                                    

İsimleri kalın konuşmalarını normal yazdığım yerler mesajlaşmalar. İsimlerin normal yazıların kalın olduğu yerler ise diyaloglar. Umarım beğenirsiniz. Oy ve yorumları unutmayın. İyi okumalar.

***

Aybars: daha ne kadar saklanacaksın?

Cenk: gücüm yettiği kadar..

Aybars: ben anlamıyorum Cenk niye yapıyosun bunu bize?

Cenk: ben yapmıyorum Aybars. İnsanlar yapıyor, hayat yapıyor.

Aybars: ben hazırım. Biliyorsun hep yanında olduğumu yetmez mi bu kadar acı çektiğimiz?

(Görüldü)

Telefonu bırakıp yemekhaneye yöneldim. Eğer cevap vermeye devam etseydim uzatacaktı biliyorum. Daha ne kadar karşı koyabilirim bilmiyorum ama olmazdı. Biz bu ülkede mutlu olamazdık. Denemiştik ama olmamıştı işte. Yapamamıştık. Zorlamanın ne anlamı vardı ki? Kaç şehir değiştirebilirdik daha?

Gözümden düşen bir kaç damlayı silip Ozanın yanına gittim. Kafasını yemekten kaldırıp bana bakınca karşısına oturdum.

Ozan: hoşgeldin kankam nerdeydin? En son yanımda yürüyodun bir baktım kayboldun.

Cenk: Aybars mesaj attı yine..

Derin bir nefes alıp söyleyince yavaşça elindeki kaşığı aldı ve bana baktı üzgünce.

Ozan: ah benim kadersiz kankam. Kaçmasan mı sen de artık. Bak başka şehre geldiniz yeni bir hayat kurdunuz. Yetmez mi çektikleriniz.

Cenk: biliyorsun Ozan yaşadıklarımızı birlikte olsak yine aynı şeyleri yaşayacağız..

Kafamı öne eğdim. Korkuyordum. Çok seviyordum ama korkum ağır basıyordu.

Ozan: denemeden bilemezsin kankam ama hayat senin hayatın ben ne karar verirsen ver yanındayım.

Cenk: teşekkür ederim.

Kafamı kaldırdığımda karşı masada onu gördüm. Gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Hemen gözlerimi kaçırdım. Ve ayağa kalktım.

Cenk: ben gidiyorum evde görüşürüz.

Ozan: görüşürüz kankam.

Telefonumu masadan alıp çıktım yemekhaneden. Kampüsten de çıktığımda derin bir nefes alıp kulaklığımı taktım. Deniz kenarına geldiğimde kayalığa oturdum ve derince bir nefes çekip gözlerimi kapattım.

Kulağımı Tuğkanın sesi doldurduğunda acı bir gülümseme kapladı dudaklarımı. Seni çok özlüyorum diyordu. Peki özlemek işe yarıyor muydu?

~2 YIL ÖNCE~

Aybars ile birlikte okuldan çıkmıştık her zamanki gibi.

Aybars: söyle bakalım küçük penguen bugün nereye gidelim?

Sevdiğim adama kısa bir bakış atıp düşünmeye başladım. Elimi çenemin altına götürdüm.

Cenk: ımmm.. Yine o tepeye gidelim. Orda çok özgür oluyoruz. Sadece ikimiz biz bize.

Gülümsedim. Söylediğimle o da gülümsemişti. Saçlarımı karıştırdı önce. Sonra da güzel dudaklarını araladı.

Aybars: benim prensim ne isterse

Deyip elini omzuma attı ve yürümeye başladık. Boyu benden yaklaşık 15 cm uzundu. Ama bu durumdan oldukça memnundum. Sarıldığımda tam kalbine denk geliyodu başım. Kalp atışlarının sesini dinlemek ise en büyük huzurumdu benim.

Yaklaşık yarım saat sonra gelmiştik tepemize. Burayı çok seviyordum. Sanki bize ait bir dünyaydı burası. Ve o dünyada bizden başka hiç kimse yoktu.

Yere oturup beni de önüne bacaklarının arasına oturttu ve sırtımı göğsüne yaslayıp arkamdan sarıldı. Burnunu saçlarıma gömdü ve mırıldandı.

Aybars: işte benim tam olarak huzurum bu sevgilim. Tam burası.. İpek saçlarının arası.

Gülümseyip kafamı ona çevirdim ve dudağının bitimine minik bir öpücük kondurdum.

Cenk: benim huzurum da kollarının arası.

Biraz düşünür gibi yaptım yine.

Cenk: ımm.. Vazgeçtim benim huzurum direk sensin. Senin her şeyin huzur.

Bu dediğime ufak bir kahkaha attı.

Aybars: öyle mi beyefendi. O zaman Aybars huzur evine hoşgeldiniz.

Ben daha ne olduğunu anlayamadan dudağını dudağıma bastırmıştı.

Her şey çok güzeldi. Gerçek olamayacak kadar güzel...

KAVGA 🌈 BXB 🌈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin