Çalan alarm sesi ile gözlerimi ne kadar açmak istemesemde açtım ve yatağımın içinden çıktım. Banyoya gidip işlerimi hallettim ve odama geri döndüm.Okul kıyafetlerimi giydikten sonra aynada son kez kendime baktım ve siyah sırt çantamı tek omzuma atıp odamdan çıktım.
Aşağıya indim ve mutfakta kahvaltı yapan annemin yanına gittim. "Anne ben aç değilim. Seni öpüyorum ben çıktııım." diyerek annemin bişey söylemesini beklemeden ayakkabılarımı giyip evden çıktım.
Kulaklığı kulağıma takıp yürümeye başladım bugün okula yürüyerek gidicektim.
Karşı kaldırımda bana doğru yaklaşan Kerem'i görmemle hemen bende onun yanına yürümeye başladım.
" Güünaaaydıınn" dedim gülümseyerek. "Günaydın güzellik" diyerek kolunu omzuma attı Kerem.
Kerem ile ilkokuldan beri arkadaşız ve hatta kardeş diyebilirim. Birbirimizden bu zamana kadar hiç ayrılmadık.
Okulun bahçesinden içeriyi girdiğimizde herzamki gibi dedikoducu tayfa kapıdaydı. Karşıdan koşarak yanımıza gelen Ece'yi görmemle gülümsedim.
Yanımıza geldikten sonra Kerem ve benimle hareketimizi yapıp selam verdi. "Günaydın gençler" dedi Ece.
"Günaydın" diyerek gülümsedik ikimizde.
Okul binasına yürümeye başladık ve Ece kulağıma yaklaşıp "Bugün yeni öğrenci geliyormuş kanka çok yakışıklı olduğunu söylüyorlar" dedi Ece.
"Bende dedikoducu tayfa neden kapıda toplanmış yine diyordum" diyerek göz devirdim.
"Kanka biliyosun normalde bende merak etmem ama bu seferkini herkes konuşuyor ve bende merak ettim" dedi Ece. Evet normalde pek merak etmezdi.
"Kanka bide sevdiği kız için bu okula geliyormuş. Ama kimse sevdiği kızı bilmiyor. Aslında bundan ötürü merak ettim" Ece'nin söylediği şeyle istemsizce merak etmeye başlamışdım.
Kerem ve ben aynı sınıftaydık. Sınıfın önüne geldiğimizde Ece ile ayrıldık ve o kendi sınıfına gitti.
Kerem ile sıramıza doğru ilerledik. Çantamı sırama koyup oturdum.
"Derste kimya canım Allahım bize yardım erde şu kadının dersi hızlı geçsin" diyen Kerem'e gülerek baktım. Tam o sırada kimya hocamız Sevil hoca sınıfa girdi. "Oturun çocuklar oturun" diyen Sevil hocaya göz devirdim. Kerem "Hocam kimse kalkmamışdı ama siz bilirsiniz tabi" dedi ve bana döndü "Bu kadını anlamıyorum kimse ayağa kalıyo ama kadın inatla dört yıldır sınıfın kapısını açar açmaz daha içeriye girmeden 'oturun çocuklar oturun' diyo. Hayır yani anlamıyorum bir insan nasıl bıkmaz ya." Kerem'in söylenmeletine güldüm.Sonunda beklediğimiz teneffüs zili çalınca mutlulukla kafamı sıraya gömdüm. Tabi telefonumdan gelen mesaj sesi buna müsada etmedi. Elimi arka cebime atıp telefonumu çıkardım.
Bilinmeyen Numara : Günaydın. Nasılsın?
(Görüldü)Bilinmeyen Numara: Hmm anladım şuan teneffüste uyumak için hazırlanıyordun ve ben buna engel olduğum için bana kızdın?
Pına: Hayır yani teneffüslerde uyumayı sevdiğimi biliyorsan neden içine ediyorsun kardeşim!?
Bilinmeyen Numara : Kardeşim deme lazım olur. ;)
Pınar : Tamam şimdi eğer bittiyse güzel uykuma dönmek istiyorum.
Dememin ardından bir dakika bile geçmeden zil çaldı.
Bilinmeyen Numara : Üzgünüm güzelim ama pek uyuyabiliceksin gibi gözükmüyor.
(Görüldü)
Görüldü bırakarak sinirle telefonumu sıraya koydum.
Kerem "Hayırdır bişey mi oldu?" demesiyle ona döndüm ve gözünün içine sinirle baktım.
"Hımm anladım sanırım uyuyamadın?" dediği şeyle başımı olumlu anlamda salladım.
"Tamam gel yer değiştirelim hoca seni burdan görmez rahatlıkla uyuyabilirsin." Kerem'in söylediği şeyle mutlulukla onu onayladım. Hemen yer değiştirdik ve o benim yerime bne onun yerine geçtim.
"Şimdi güzelce uyu tamam mı eğer hoca fark ederse seni uyandırırım. "diyerek gülümsedi.
" Tamam o zaman ben gittim"dedim ve kafamı sıraya gömüp güzel uykuma kollarımı açtım."Pınar hadi uyan" diyerek beni dürten Kerem'e başımı kaldırıp baktım.
"He"diye birşey çıktı aığzımdan.
" Diyorum ki iki derstir uyuyorsun" diyen Kerem'e şaşkına baktım.
"O kadar olmuuğğşşş mu yaağğğ" konuşurken esnemem harfleri uzatmama sebep oldu. Kerem bana bakıp güldü.
"Dersimiz matematik ve hoca gelince sana soru sorucakmış." dediği şeyle hemen kalkıp defterimi açtım ve göz gezdirdim.
"Ne sorarki acaba?" diye kendi kendime söylendim.
"Tahtaya soru yazıcakmış. Sen yaparsın ya."
"Hee tahtaya soru yazıcaksa tamam."
Kapının tıklatılmasıyla o tarafa döndük.
Nöbetçi öğrenci yanında daha önce görmediğim bir çocukla sınıfa girdi.
"Hoca yokmu?" diye sordu nöbetçi sınıfta arka sıralardan bir çocuk "Biz sınıfta göremiyoruz ama sen istersen bir kontrol et." dedi göz devirerek.
Hemen ardında sınıfa matematik hocamız Selim hoca girdi.
"Bişey mi vardı?" diye sordu Selim hoca.
"Hocam yeni öğrenci bu sınıftanmış." diyerek yanındaki çocuğu gösterdi.
Çocuğa bakıp onu incelemeye başladım. Kaslı, uzun sanırsam 1,87 civarlarında mavi gözlü ve keskin yüz hatlarına sahip uzun dalgalı saçlı yakışıklı bir çocuktu. Ama harbi yakışıklıydı.
Sonradan çocuğun bana tebessüm ederek baktığını görmemle kafamı çevirdim. Al işte rezil oldum. O kadarda incelenmezki ama.Selim hova çocuğa dündü ve "Kendini tanıt" dedi.
"Adım Özgür Kaplan." diyerek kısaca adını söylemekle yetindi. Hocaya dönüp "Nerde oturucam hocam?" diye sordu.
Selim Hoca "Kerem ve Pınar'ın arkasına geçebilirsin."hocanın söylediği şeyle hemen arkamı dönüp baktım. Bizim arkamız boşmuydu ya...Özgür bu tarafa doğru ilerlerken gözünü benden ayırmıyordu. Kerem bana dönüp" Desene bana yeni hedef göründü".dediği şeyle kıkırdayıp omzuna hafifçe vurdum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayrı Kalmış Kalpler //Texting//
Ficção AdolescenteBilinmeyen Numara: Seni hep uzaktan sevdim. Hep kalbimde sakladım seni... . . . . Bir bir lerini adlında tanıyorlar. Ama bunu farkında olan tek kişi oğlanımız. Kızımız henüz çocukluk arkadaşı ile konuştuğunu farkında değil. Belirli sebeplerden dolay...