chaewon saçlarını kürek kemiklerine sallandırırken gözlerine yıldızlar sokuşturur. bakarım ona, gülümsemesine dolan papatyalarına ve hyejoo'dan bahsederken pembe pembe yanan yanaklarına sonra da bir nefes duman çekerim ciğerlerime. çekerim ve chaewo...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
" bir içecek alabilir miyim lütfen?"
küçük tezgahın yanındaki sandalyelerden birisine oturduktan sonra peluşumu da yanımdaki sandalyeye oturttum, başındaki tacı chaewon'a verdikten sonra çok boş göründü gözüme.
siyah dalgaları alnına dökülen barmen ellerini önlüğünden sarkan beze kurulayarak geldi, yürürken art arda bitirdiğim sigaralardan sonra mola vermek için durduğum bu ufak tezgah yakında başlayacak olan dans yüzünden neredeyse bomboştu.
" sanırım ya aklında kimse yok ya da aklında olan kimsenin aklı sende yok."
bakışlarımı tırnaklarımı batırdığım avucumdan çekip kaşlarımı kaldırarak barmene baktım, genç adam gülerek elindeki kokteyl bardağını kuruladı.
" dans başlamak üzere ve sen alanda olmak yerine benim tezgahımdasın, bunun nedenini tahmin etmek de çok zor değil."
bir şey demedim, dudaklarım bitirdiğim onca sigaraya rağmen yeni bir dal için sızlarken kucağımda birleştirdiğim ellerime baktım sessizce.
barmen de sessizleşti, elindeki kokteyli çalkalarken arkada hafif bir müzik parçası çalıyor, bardağıma dökülen içeceğin kokusu burnuma geliyordu, tıpkı kır çiçekleri ve taze meyve kokusu gibi. başımı kaldırarak ona baktığımda gülümsedi yeniden ama önceki gibi neşeli değildi, sanki abimmiş ve derdimi dinliyormuş gibi ufak kuru bir gülümseme.
mavi renkli çiçek kokteylini önüme sürüp tezgahtan geriye birkaç adım atarak kollarını kavuşturdu, sanırım anlatmamı bekliyordu.
normalde böyle bir hareket beni sinirlendirecek olsa da şu anda buna güç bulamadım, bardağımın içindeki pipetle buzları döndürürken chaewon gittiğinden beri dik tutmaya çalıştığım omuzlarım çöktü ve içimi çektim.
" aklımda birisi var ama olmaz."
elindeki bezi tezgaha bırakarak arkadan bir tabure de o çekti kendine ve tek müşterisinin ben olmamdan yararlanarak o da karşıma oturdu, iri siyah gözleri tezgahının yumuşak ışığı altında parlıyordu.
