Hope'un anlatımıyla*
Günümüzü hem gezerek hem sohbet ederek hem de araştırma yaparak geçiriyorduk.
Josie ve Lizzie'ye New Orlean's'i gezdiriyordum.
Doğrusu bu çok rahatsız edici olmuştu çünkü şehrin çoğu doğa üstü varlıklardan oluşuyor ve beni tanıyorlardı.
Girdiğimiz yerlerde direk dikkatleri üstümüze çekiyorduk. En sonunda Malikaneye dönüp bulunan sonuçlara baktık.
Freya ve Kol bir kağıda sembol ve eski dillerden bir şeyler yazıp çizmişlerdi. Okula gidip bu büyüyü yapınca geliştirilmiş büyüyü kimin yaptığı ortaya çıkacak ve bu eski lanet ortadan kalkacaktı.
Buradaki işimiz bittiğine göre artık gitmemiz gerekiyordu. Tüm gününü bu karşı büyüyü bulmayla geçirmiş Freya Halam ve Kol Amcam biraz dışarı çıkıp dolaşacaklarını söylediler. Rebekah Hala da onlarla gitmeye karar vermişti.Josie, Lizzie ve ben hol de oturmuş ne yapabiliriz diye düşünürken Lizzie dahiyane (!) bir oyun fikri attı ortaya.
"Doğruluk mu? Cesaretlik mi?"
Ben oynamayacağımı söylediğimde de Josie de kardeşine destek çıkarak korkuya yenik düştüm muamelesi çektiker.
Beni nasıl gazlayacaklarını ikisi de iyi biliyordu sonuçta.Büyülü iki top sayesinde oyunu eğelenceli hale getirmiştik.
Kırmızı büyü topu kimin üstünde durursa o kişi sorar. Mavi büyü topu kimin üstünde durursa o cevaplar veya yapar şeklinde ayarlanmıştı.
Eğer pas geçmek ister, yalan söyler veya itiraz edersek bu büyü topları birleşip suya dönüşerek üstümüze dökülecekti.
Bu mantıklı ve eğelenceli (!) yeni fikir için Lizzie ye tekrar teşekkür ettikten sonra topları döndürdüm.Josie soruyor, Lizzie cevaplıyordu. Ne yalan söylüyüm bana çıkmadığı için rahatlamıştım
J : Doğruluk mu Cesaret mi?
L : Cesaret tabi ki korkak değilim ben.Havalı görünmeye çalışarak bana baktığında yine gözlerimi devirdim.
J : Zihnine girmeme izin ver.Diyip kararlı bir şekilde Lizzie'ye baktı.
Şaşırıp itiraz edecekken su toplarını hatırlayan Lizzie, kabul etmek zorunda kaldı.
L : Saçma ama napalım. Tamam gir.Ortamı hazırlayıp 5 dakika Josie, Lizzie nin zihninde kaldı.
Döndüğünde gülümsüyordu. Ben de tekrar topları döndürdüm.
Bu sefer ben soruyor, Jo cevaplıyordu.
H : Hangisi?
J : Doğruluk.
Hope : Landon'la ilgili hislerin neler?Bunu sormuştum çünkü her ne kadar gerçek olmasa da onları görmek içime kurt düşürmüştü.
J : Hiç bir şey.Toplardan biri su haline dönüşüp diğerine giderken Josie'ye baktım.
O da yalanın ortaya çıktığını anlamıştı.
J : Tamam bir dakika, kıskançlık. Bu işte.Toplar eski haline döndüğünde o rahatlamıştı ama bu sefer ben huzursuzdum.
H : Nasıl kıskançlık? Onu mu kıskanıyorsun? Yani Landon'dan hoşlanıyorsun?
J : Her tur bir soru Hope.Haklı olduğunu farkedip önüme döndüm.
Bir parmak hareketiyle tekrar topları çevirdim.
Bu sefer Jo bana soruyordu.
J : Doğruluk mu Cesaret mi?
H : Doğruluk diyorum.
J : Garip gelebilir ama son zamanlarda hissettiğin en farklı his ne?Bunu hemen cevaplamadım çünkü hem iki gündür farkında olduğum ve o anda da gelen izlenme hissi kendimi tetkite hissettiriyordu.
H : Sanki izleniyormuş gibiyiz. Tüm New Orlean'ste hem de.
L : Beklediğin cevap buydu, tek ben de oluyor sanmıştım. Şehirde belki normaldi ama burada bile öyle.
J : Hepimiz aynı hissediyoruz belki de bir sorun vardır?
H : Geldiklerinde büyüklerle konuşuruz. Şimdilik en iyisi devam etmek ve her şey yolunda gibi davranmak. Gerçekten izleniyorsak belli etmemliyiz.
J : Hope haklı, tamam devam.Tekrar topları döndürdüm. Şimdi de Lizzie bana soruyordu.
L : Söyle Hope, sana hangi tür işken- yani soru sorayım?
H : Çok korktum (!) doğruluk olsun.
L : Sen o turşu kafalı mayonez kutusundan mı hoşlanıyorsun?Dediğinden hiç bir şey anlamamıştım. Lizzie'nin garip cümle çevirisi için Josie'ye baktım.
J : Landon'dan hoşlanıp hoşlanmadığını soruyor.Bunu derken başka yere bakıyordu. Gerçekten Josie iki günde Landon'a mı tutulmuştu yani.
H : -Daha bir şey söyleyemeden zindan tarafından gelen bir sesle ayağa fırladım.
Kızlara bakıp kafamla hadi işareti yapınca onlarda kalktı ve beraber bir zindanlara doğru yürüdük.Yolda Lizzie'nin susması için neredeyse bağırmak zorunda kaldım yoksa buranın korkunçluğu, büyüklüğü ve güzelliği hakkında söylenmeye devam edecekti.
İyice yaklaşınca görünmez olmanın mantıklı olduğunu düşündüm.
Kızlara güç almak için elimi tutmalarını söyledim.
El ele tutuşunca invisique dedik aynı anda.
Artık görünmezdik ama yine de Freya'ya haber vermem lazımdı.Yere oturdum ve bir mum yaktım. Telefonlarımız iki kat yukarıda kaldığı için büyü yapmak zorundaydım.
Attendez Notre Appel, Attendez Notre Appel.
Freya Hala'ya bir çağrı ulaştığını umarak kalktım.
Zindan kapısı açıktı fakat kimse görünmüyordu.Gizli giriş-çıkış kapısının açık olduğunu anlayınca birinin girdiğine fakat ses çıkınca döndüğüne emin oldum.
Delikten odaya ateş dolmasıyla kapıya doğru savruldum. Bu bir tuzaktı.
Kızlara döndüm.
H : Manipüle, hadi.Dedim
Josie ve Lizzie ellerini uzattı.
Aynı anda yeni öğrendiğimiz ve tek başımıza yapamayacağımız bir ateş manipülesi büyüsünü denedik.
Ex Spiritum İn Tacullum, En Terrum İncendium, Phasmatos Salnes a Distum
Ateşi kontrol altında tutmayı başardık fakat geri gönderemiyorduk.Tam o sırada gelen Freya Hala hemen kontolü devraldı ve gizli geçidi kapatarak kalkan koydu.
F : Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz!?
H : Geldiğimizden beri izlendiğimizi hissediyorduk ve zindan ses gelince indik. Tuzak olduğunu düşünmemiştik.F : Peki. Hemen yıkarı eşyalarınızı toplayın. Gitme vakti geldi. Arabada dinlenirsiniz ağır bir büyü yaptınız. Ben kalan büyü izlerini araştıracağım.
Kafamızı sallayarak yukarı çıktık.
Gerçekten ağır bir büyü yapmıştık.
Eşyalarımızı toplayıp kapıya gittik.
Uzun uzun eve baktım. "Yaza az kaldı yakında döneceğim" diye kendimi teselli ettim.
Sırayla Rebekah Hala ve Kol Amca ile vedalaştım. Onlar babam ve Elijah için daha kalacaklardı.
Freya Hala da gelince arabaya bindik ve yolculuk başladı.
Varış noktası da Mystic Falls... mu olacaktı acaba?
Yoksa babamın düşmanları olduğu belli olan bu adamlarla mı uğraşmak zorunda kapacaktık!Fark ettiğiniz üzere hikaye daha çok Hope, Lizzie ve Josie üzerine kurulu. Freya şimdi ön planda olmasına rağmen Alaric ve Caroline da onun kadar aktif olacaklar yakında.
Landon'a çok yer vermeyi planlamıyorum ama belki bir ara ön plana çıkarırım istek olursa.
Rafael i ise koymadım hiç çünkü ona uygun hikaye bulduramadım djsndknsjsndj.Oy atmayı unutmayın, iyi okumalar..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hope Mikaelson {Bir Tribrid'in Hayatı}
FanfictionBen Hope, Hope Mikaelson Cadı, kurt ve (daha aktif olmayan) vampir kanını aynı anda taşıyan, yaşayan tek doğa üstü kızım yani bir Tribrid'im Bu da benim hikayem Bu hikaye The Originals finalinden sonrayı anlatmaktadır İzlemediyseniz spoiler yemem...