Hope'un anlatımıyla*
Yolculuğun yarısı geride kalmıştı.
İkizler Alaric'e olanları anlatmıştı.
Ben de kafamı cama yaslamış Freya Hala'nın yanında önde oturuyordum.
Telefonun çalmasıyla biraz irkildim. Alaric, Freya'yı arıyordu.
Ondan önce davranarak telefonu alıp ben açtım.
A : Freya çocukları okuldan uzak tutman lazım. Burada ne olduğu bilinmeyen büyüler yapılmaya devam ediyor demek ki öğrenciler arasında bir düşman var.
Hope : nE?
A : Aa Hope sen miydin? Her neyse önemli değil hiç biriniz buraya gelmiyorsunuz. Alt sınıfların tahliyesine başlandı sadece son sınıflar ve bir alt sınıflar kalacak. Freya'ya okulda ihtiyaç var ama sizler gelmiyorsunuz.Alaric'e tamam evet anladım diyerek geçiştirdim.
F : Hope ne oluyor anlatsana?
H : Hepimize acilen okulda ihtiyaç varmış yani Freya Hala, bas gaza.Normalden iki kat hızlı şekilde okula yetişmiştik.
Alaric bizi görünce bıkmış yüz ifadesini takındı.
A : Siz gelemezsiniz demiştim.Freya'da ne oluyor diye bakınca.
H : Ek yardım iyidir. Deyip gülümsedim.Hemen ortak salona geçtik.
Freya hala ritüel için pantegram çizdi, mum yaktı, kanını damlattı ve sözlere başladı.
40-45 saniye sonra bir ışık bize yol gösteriyordu.
Takip ettiğimizde kurt dönüşümü için ayrılmış odalara yetişmiştik. En sessiz şekilde hareket ediyoruk ki yerde kan birikintisi ve Esther'in kitabının kopyasını görmemle etrafı aramaya başladım. Ardından ışık topu hemen arkamızdaki bir noktaya gidince beklemeden büyü yaptım.
Ventus yere yapışan kişinin bu hızla bir saldırı beklemediği belliydi.
Vampir olma ihtimaline karşı hareket etmeseni istemediğimizden acı çekmesini sağladım.
Asinta Mulat Hinto, Sho Bala artık sarı saçlı genç acıdan kıvranıyordu.
Yüzünü bize dönünce herkes şaşırmıştı.
Roman Sienna gözleri ateş saçan bir şekilde bize bakıyordu.Freya Hala onu duvara yapıştırarak sabitlemişti.
Ben de konuşması için büyüyü serbest bırakmıştım.
F : Sen, sen Hayley'in ölümüne sebep olan vampirsin.Bunları söylerken elini sıkıyor ve acı çekmesini sağlıyordu.
Freya'nın elini tuttum.
Hope : Ne olduğunu anlatması lazım Freya Hala. Bekle, lütfen.Sakinleşip duvara kitlenmiş olarak bıraktığında herkes Roman'a bakıyordu.
İlk konuşan Alaric oldu.
A : Hemen burada ne halt yediğini söyleyeceksin yoksa Caroline kalbini sökecek. Seçim senin.
Roman : Tamam anlatacağım. Tabi bu anca rüyanızda olur orasını siz düşünün.Caroline'ın boynunu sıkmasıyla zar zor konuşur duruma gelmişti.
Roman : Bir tribridin.. yaşamasına..izin vermeyeceğiz.. bu bizim.. doğamıza aykırı..
Boğazı sıkıldığı için durarak konuşuyordu.
Hope : Siz kim? Kimleri kastediyorsun hemen söyle yoksa gözlerini sana yediririm.Çok sinirlenmiştim ve her an kriz geçirebilirdim.
Lizzie ve Josie de muhtemelen bunun için tetikteydiler. Daha önce bir kez şahit olmuşlardı ve tekrarlanmasını istemedikleri belliydi.Rom : Klanımı satacak kadar aptal değilim.
Hope : İnan bana tartışılır.
Yanına yaklaşıp zihnine girmeyi denedim. Sanki bir duvar var gibi engele çarpıp duruyordum.
Hope : Zihnini koruyor. Giremiyorum.
F : Çık bir de ben bakayım.Freya ek olarak bir kaç büyü sözü söylediğinde yüz ifadesinden içeri girdiğini anlamıştık.
Bir kaç dakika sonra Freya Hala geldi fakat Roman bayılmış şekilde duruyordu.
F : O uzun bir süre uyuyacak. Biz de bu sırada Krekaz Vampir ve Cadı Topluluğu'nu araştıracağız.
Dedi.
Hope : Korunmuş bir zihne nasıl girdin?
F : Yerde olan kitap annemin kitabı ve burada yapılan büyülerin hepsi onun yarattığı büyüler. Zihnini de o büyülerden biriyle koruduğunu düşündüm. Esther'in büyükerinin hepsinin bir karşı büyüsü var neredeyse. Onları deneyerek girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hope Mikaelson {Bir Tribrid'in Hayatı}
FanficBen Hope, Hope Mikaelson Cadı, kurt ve (daha aktif olmayan) vampir kanını aynı anda taşıyan, yaşayan tek doğa üstü kızım yani bir Tribrid'im Bu da benim hikayem Bu hikaye The Originals finalinden sonrayı anlatmaktadır İzlemediyseniz spoiler yemem...