..."Ee peki şimdi ne yapacaksın?"
"İşte bu sorunun cevabını vermeyi hiç istemiyorum..."
"Neden? Ne oldu ki?" Ne oldu ki???
"Şey... Buna hazır olduğunu sanmıyorum ama bunu bekletip uzatmanın bir anlamı yok, bu nedenle söyleyeceğim..." Ne kadar da dürüst...😍
"Tamam, ben hazırım, seni dinliyorum." Meraklı gözlerimle kulaklarımı açıp tüm dikkatimi ona verip dinlemeye başladım:
"Arya,"
"Çınar?"
"Bizim ayrılmamız gerekiyor..." Ne!? Bunu nasıl söyler!? Bunu bana nasıl yapar!!!
"N-ne? Sen ne'den bahsediyorsun!? Bunu bana nasıl söylersin?"
"Söylememi sen istedin, ne yapsaydım?"
"Hayır, be-ben gidiyo-rum! Daha fazla burada kalamam!"
"Hayır dur gitme!"
"Hayır Çınar, ben gitmiyorum, zaten hiç gelmemişim ki gideyim... Bensiz hayatında başarılar... Belki bunu bile takmazsın, değil mi?"
"Hayır, yine yanlış anladın!"
"Hayır Çınar sen yanlış anlattın!"
"T-tamam evet yanlış anlattım o zaman bana bir şans ver, ver ki ben doğru anlatıyım sen de doğru anla..."
"Tamam dinliyorum!"
"Ayrılmanız gerekiyor derken... O şekilde değil, yani artık sevgili olmayacağız değil, sadece senin iyiliğin için ben gidiyorum..."
Hayır! Neden herşey bu kadar zor olmak zorunda! Bıktım herşeyden! Yeter artık! Ablamın ölümünü düşünmekten de, annemle babamın sürekli beni gıcık etmelerinden de, okuldan da, Çınar'dan da bıktım artık!!! Yeterrr!!!
"Çınar! Şimdi sen beni dinle! Ya gidersin ve bir daha geri gelmezsin, ya da gitmezsin, kalırsın yanımda!"
"Bu kadar kaba olmak zorunda mısın Arya? İnsanlar senin kölelerin değil onları istediğin gibi azarlayamazsın! Ve eğer bunları söyleyecek kadar kabaysan, evet, bana sensiz hayatımda başarılar..." Dedi ve yukarı çıktı. Peşinden koşmaya başladım.
"Çınar tamam haklısın, ama lütfen gitme! Gitme N'olursun, Kal..."
Çınar önceden hazırladığı valizi aldı ve beni duymazdan gelerek aşağı doğru indi... O kadar sinirliydi ki yüzü kızardı:(( Ağlamaya başladım 😭Dışarı çıktı arabayı orada bırakıp gitti... Yürüyerek ben de peşinden geliyordum... Birşeyler söylüyordum ama takmıyordu... Tabi bu kadar saçmalarsam olacağı bu... Değil mi?
"Çınar lütfen affet beni lütfen! Evet kabul ediyorum, çok kaba davrandım..."
Yüzüme bile bakmıyordu:(
Daha fazla konuşmak ve moralini bozmak istemedim. Çantamdan telefonumla kulakluğımı çıkarıp slow mix' imden bir müzik açtım:AURORA - Runaway
En azından sevdiğim bir şarkının sözleri bana yardımcı olur diye düşündüm...
"Ama onu aldığımda, elimden kayboldu... Kimse bilmiyor... Ama şimdi beni evime götür... Beni ait olduğum yere, eve götür... Daha fazla dayanamıyorum... Bir gün dünyadan kaçıp gidebilir miyim?... Gidecek başka yerim yok... Kalbimin içindeki bu boşluk başından beri oradaydı... Ve ben çok uzaklara koşuyordum..."
Şarkıyı dinledikçe nereye geldiğimi de fark etmemiştim... Havalimanına gelmişiz! Nasıl olur? Demek ki bu yüzden arabasını bırakıp gitmişti... Lütfen Çınar.. Affet beni... ∼gitme n'olursun, kal...∼
Sonra kendimi kaybedip yere düştüm ve en son Çınar'ın beni uyandırmaya çalıştığını ve elimi tutup diğer eliyle telefondan ambulansı aradığını hatırlıyorum...
Herşey bu kadar kötü olmak zorunda mı? Bir kere de sevindiğimiz bir şeyin içinden kötü bir şey çıkmasa... Olmaz mı?... Siz anlar mısınız bilmem..."Tercihleriniz umutlarınızı yansıtsın... Korkularınızı değil..." Ne güzel demiş Nelson Mandela ... Ama güzel dese de bu söz beni hiç yansıtmıyor... Benim tercihim Çınar'dı... Umudum mutlu olmaktı... Korkularım mutsuz ve yalnız olmak... Umutlarımı yansıtan bir tercihim vardı... Kayboldu sonra...Korkularım kaybetti umudumu... Umudumu yansıtan aynamı, tercihimi parçaladı korkularımı... Şimdi yalnızım... Şimdi mutsuzum... Şimdi ben hiçbir şeyim... Beni hiçbir şey olamaktan kurtaranı kaybettim... Dinlediğim şarkıda da diyordu ya "... onu aldığımda, elimden kayboldu..." İşte öyle oldu... Ben de Çınar'ı elime aldım... Sonra elimden kayboldu... Korkularım gerçek oldu... Korkularım aldı elimden bütün benliğimi... Şimdi ben diye bir şey yok... O var, sen var, onlar var, biz var, siz var... Ama ben yokum... Şimdi ben hiçbir şeyim ve hiç kimseyim ... Kendime bir söz vereceğim... Korkularımla yüzleşeceğim... Ben bunun için yaratıldım belki, kim bilir? Korkum hayır diyorsa, ben evet diyeceğim... Korkum git diyorsa, ben gel diyeceğim... Ona karşı çıkacağım artık... Yeni bir savaş başlıyor şimdi... Benim asla dediğimden dönmeyeceğim, pes etmeyeceğim bir savaş... Ve bu savaşta kazanan ben olana kadar savaşacağım... Bu benim tüm ömrümü alsa bile yapacağım bunu... Ben savaşmaya hazırım ey korkum! Sen? Hazırsan En büyük korkumla başlayalım... Ne dersin? En büyük korkumu bilmiyor musun yoksa? Tahmin etmiştim, çok cahilsin... En büyük korkum: MUTSUZLUK
∼DEVAM EDECEK...∼