"DEPRESYONDAYIIIIIM. UNUTULDUM, ALDATILDIM. ÇOK YALNIZIIIIIM."
"Depresyonda olduğun, unutulduğun ve yalnız olduğun doğru ama aldatılmadın."
Boş gözlerle Jennie'ye bakmaya başladım. "Konumuz bu mu şimdi? Depresyondayım diyorum ÇİKOLATA VERİN BANA."
Lisa elinde çikolatalar ile yanıma gelince sırıtmaya başlamıştım. Çikolatalardan birini elime almış ve paketini açmıştım. Bir ısırık alacağım sırada telefonum çalmaya başladı.
Yugyebok arıyor...
İşte şimdi sıçtım ağzına çocuk.
Telefonu elime aldım ve aramayı cevapladım.
Yugyeom'un konuşmasına fırsat vermeden kendisine küfür etmeye başladım.
"Sen varya tam bir or*spu çocuğusun. Ağzına sıçtığımın çocuğu. P*şt, p*ç, şerefsiz, orangutan suratlı şempanze. Ters yatırıp düz s*kt*ğim. Götüne dikiz aynası soktuğum."
"Or*spu çocuğu? Annemle ne derdin vardı?"
Kaşlarımı çattım.
"Siktir puşt."
Aramayı sonlandırdım ve çikolatamdan bir ısırık aldım.
Jennie elini yumruk yapıp bana doğru uzattı. Ben de aynı şekilde elimi yumruk yaptım ve ellerimizi tokuşturduk.
"Aferin lan. İyi yetiştirmişim seni."
"Haketti ama, o kim ki benim çikolata yememi erteliyor?"
Bunu söylememle kızlar bana "Ciddi misin amk?" bakışları atmaya başladılar.
"Ne?"
"Gerçekten bunun için mi sövdün çocuğa?"
Çikolatamdan bir ısırık aldım. "Yo. Aman neyse ne, boşverin o çocuğu."
Biten çikolata paketini bir kenara atıp yeni bir çikolata daha aldım elime. Ve yine telefon çalmaya başladı. Bu sefer Jennie'nin telefonu. Göz ucuyla baktığımda Jimin'in aradığını görmüştüm. Ne ara barışmıştı bunlar?
"Efendim?"
Birkaç saniye sonra Jennie Unnie kaşlarını çatmış ve "Ben sanki seninle konuşmaya çok meraklıyım köpek tipli yer cücesi. Telefonu Chaeyoung'a veriyorum. Ne söyleyeceksen ona söyle." diyip telefonu bana vermişti.
Ben de diğer kızlarında duyması amacıyla hoparlörü açmıştım.
"Chaeyoung."
"Ne?"
"Jungkook mesajlarıma baksın artık diyor."
Kaşlarımı çattım. Yine.
"Telefonu hoparlöre al."
"Ne?"
"Kıt mısın çocuğum? Telefonu hoparlöre alsana."
"Tamam, bekle bir dakika."
Biraz bekledikten sonra, "Aldım, söyle." demişti.
Boğazımı temizledim. "bOK BAKARIM BEN ONUN MESAJLARINA. SİKTİRMESİN BELASINI. KALP BU KALP, ANASININ PORSELEN TAKIMI DEĞİL. MADEM PİŞMAN OLUCAKTI NE DİYE ÖYLE SÖYLEDİ? SİKTİRSİN GİTSİN YERİ'YE MESAJ ATSIN." Aramayı sonlandırdım.
"Oh be, rahatladım."
Jennie gururlu bir anne gibi bana bakmaya başladı. "Seviyorum bu kızı." Güldüm.
Evet ben bir 🌹'düm.
Espiride yaptığıma göre çikolata yemeye devam edebilirim.
"Jimin ne dedi de öyle konuştun?" Jisoo Jennie'ye hitaben konuştuğunda, Jennie omuzlarını silkti. Ve Jimin'in taklkdini yaptım
"Şo doromdo oslo oromom omo bor tovşon torofondon tohdot odoldom. Bok yonloş onlomo. Ostoyorok oromodom. Sononlo konoşmok ostodoğom folon yok. Tomomon Jongkook ostodoğo oçon."
Güldük. Jimin'in taklinidini yaparken gerçekten komik görünüyordu.
«♤»
Çok tatlı.🥺
Şu bir önceki bölümde bahsettiğim fici yayınladım bu arada.
Okursanız sevinirim. 👉👈
Shipleri değiştirdim bu arada, vrosé diye okumak istemeyen falan olursa diye söylüyorum hdjehe.
Shipler; Rosekook, Yoonnie, Taelis ve Jinsoo şeklinde.
Okursunuz değil mi? Boşu boşuna değiştirmiş olmayayım shipleri hdkej.
Bu bölümü akşam yayınlayacaktım aslında, çünkü fazla küfür var.
Farkındayım.
Ama akşamları telefona bakamıyorum pek fazla. O yüzden şimdi yayınlıyorum.
Ve,
Bölümün kısa olduğununda farkındayım.
Baya kısa hemde. (?)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗲𝗹 𝗺𝗮𝗿𝗶𝗮𝗰𝗵𝗶ᴿᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ
Fanfiction𝙟.𝙟𝙜𝙜𝙪𝙠: 𝖳𝖺𝗇𝗋ı𝖼̧𝖺 𝗈𝗅𝗆𝖺 𝗂𝗁𝗍𝗂𝗆𝖺𝗅𝗂𝗇 𝗏𝖺𝗋 𝗆ı? 𝖡𝖾𝗇𝗂𝗆 𝗍𝖺𝗇𝗋ı𝖼̧𝖺𝗆. [Okumayın derim ama yinede siz bilirsiniz :)]