Jimin kesinlikle Rosé'nin peşini bırakmıyordu. Rosé bundan memnun değildi fakat en azından ilaçlarını alıyor diyerek kendini avutuyordu.
Jimin hoş çocuktu. Herkesin seveceği türden hem tatlı hem yakışıklı bir çocuktu. Fakat Rosé erkeklere ilgisi olan fakat takılmayı çok sevmeyen tiplerdendi.
Yani erkekler ile bir alıp veremediği yoktu fakat erkeklerin anlamsız davranışlarını anlamıyordu ve bu kısa hayatı buna harcamayacak kadar zekiydi.
Rosé ise güzeldi. Hem de herkesi kıskandıracak bir sesi de vardı. Hatta bir cover sayfası vardı. Zaten Jimin de Rosé'ye kapılmamış mıydı?
Jimin okulda popüler grup ile takılan biriydi. Bu yüzden tüm kızlar sevgili olmak pardon altında olmak için can atıyordu.
Jimin ise dokunmadan sevmek istiyordu. Jimin bir kızın bedenine değil kalbine dokunmak istiyordu.
