Rosé bebeklere bakmaya başladığı sırada içeri Jimin girmişti. Fakat Rosé dönüp bakmamıştı bile.
"Burda mı kalıyorsun"
Rosé duymamazlıktan gelerek bebeklere bakmaya devam etmişti.
"Hadi ama cevap ver. Konuşabildiğini biliyorum"
Rosé yine duymamazlıktan gelmişti. Bu sefer Jimin, Rosé'ye doğru yaklaşmıştı. Fakat içeri giren Jisoo hemen olaya müdahale etmişti.
"çabuk birbirinizden uzaklaşın. Aranızda her zaman altı adım mesafe bulunsun"
"neden"
"birbirimize hastalık bulaştırabilirsiniz. Daha doğrusu sen. Sende ki virüs Rosé'ye bulaşırsa ölür."
O sırada Rosé odadan çıkmış ve odasına doğru gitmeye başlamıştı. Jimin arkasından bağırıyordu fakat duymamazlıktan geliyordu.
"Hadi ama Rosé bana adını söyle"
"Roséanne Park Chaeyoung. Oldu mu? Bana Chaeyoung de"
"Ama diğerleri Rosé diyor."
"Çünkü onlar değerli insanlar. Senin gibi isimsiz kişiler değil"
Rosé odasına girerken Jimin'in sesini duydu.
"Park Jimin. İsmim bu"
