3

8.4K 606 1K
                                    

Pansy ve Draco herkesin uyuduğundan emin olduktan sonra Slytherin ortak salonuna inmiş siyah deri koltuğa yayılmışlardı. Pansy Draco'nun dizlerine yatmış ona bir şeyler anlatıyordu. Draco da Pansy'nin saçlarıyla oynarken dediklerine gülüyor veya tepki veriyordu.

Jack'in sesiyle Pansy Draco'nun dizinden başını kaldırdı.

"Draco beni çok endişelendirdin! Neden buraya geleceğinizi söylemediniz?"

Draco cevap verecekken Pansy sinirle ona döndü. "Draco'nun iyi olduğunu gördüğüne göre gidebilirsin. Seni burada isteseydik gelmeden söylerdik."

Draco Pansy'nin bu davranışlarına alışmıştı. Onun Jack'ten tam anlamıyla nefret ettiğini biliyordu. En iyi arkadaşı olduğu için o sümüklü böceğe katlandığını bin kez dile getirmişti. Jack de ondan pek farksız sayılmazdı. Bu yüzden hep atışıyorlar sonra da Draco araya girmeden birisi ortamı terk ediyordu. Jack şimdi de sinirle bir şeyler mırıldanıp ortamı terketmişti.

"Pansy, artık biraz da olsa alışman gerek güzelim."

Pansy Draco'nun bu sözlerine gülümsemekle yetindi. O çocuğun asla arkadaşını mutlu edemeyeceğinden emindi. Onun yerine o yara kafaya bile dayanabilecek durumdaydı. Çünkü çoğu zaman Jack ve Draco kavga ederlerdi ve Draco haklı olmasına rağmen Jack umursamazdı. Draco da asla özür dilemeyeceğinden bir süre sonra özür dilemeden barışıyorlardı. Tabii Pansy çoğu zaman Draco'nun bu durumdan bıktığını anlayabiliyordu.

"Draco biliyorsun o çocuğu sevmiyorum. Ne kadar harika olduğunu biliyorsun, gerçekten o aptala katlanmak zorunda değilsin. Potter'la olmanı bile tercih ederdim."

Draco Harry'nin adını duyunca duraksadı. Pansy'nin böyle bir şey demesi için başına bir şeyler düşmüş olması gerekiyordu. Draco Harry'nin ne alaka olduğunu sormadan Pansy tekrar konuşmaya başladı.

"Tabii Potter'la olamazsınız. Peşinde bir sürü kız varmış diye duydum. Yani pek hoşuna gidiyor gibi duruyor. Bir de o kızla biraz fazla yakın biliyorsun. Neydi o turuncunun adı? Hah, Ginny."

Pansy Draco'nun yüzündeki öfkeyi gördüğünde içten içe bunu başardığına emindi. Belki o salaktan ayrılması için çok çalışması gerekecekti ama sonunda onunla olacağını anlamış gibiydi. Pansy Harry'den nefret ediyor olsa bile o gün Draco'dan bahsederken gözlerini görmüştü. Onu sevdiğinden emindi. Yoksa arkadaşını o yara kafaya asla ayarlamak istemezdi. Asla.

"Potter'ın aşk hayatı beni ilgilendirmiyor Pansy. Uyumaya gitsek iyi olacak derslere geç kalacağız."

Draco Pansy'nin yanağına ufak bir öpücük bırakıp yatağına doğru ilerledi. Gerçekten Potter'a aşık olan bir sürü kız mı vardı? Ne buluyorlardı ki onda, yani sadece gözleri güzeldi. Hayır, tabiki gözleri de güzel değildi. Draco kendine bunu düşündüğü için yeterince kızdığından emin olduktan sonra uyumaya çalıştı.

Harry Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi olmasa ne yapacağını bilemiyordu. En sevdiği ders oydu dolayısıyla en başarılı olduğu da oydu. Üstelik Profesör Lupin harika biriydi. Birkaç senedir profesörleri oydu. Sirius ile birbirleriyle çok iyi anlaştıkları da belliydi. Harry onları babaları olarak görüyordu.

Ders çıkışında Hermione Ron ve Harry dersin ne kadar iyi geçtiğine dair konuşurken Harry Draco'yu görmesiyle konudan biraz geri kalmıştı. Draco'nun da onu görünce yüzünde oluşan sinsi sırıtış Harry'e hiç hayırlı şeyler olmayacağının alarmını vermişti.

"Potter, bugün hangi kızla randevulaşmayı düşünüyorsun?"

Harry şaşkınca ona döndüğünde Pansy'nin arkadan ona birkaç işaret yaptığını gördü. Planı bozmamak için gülümsedi ve Draco'ya doğru bir adım attı.

𝐅𝐚𝐥𝐥𝐢𝐧𝐠 | 𝐃𝐫𝐚𝐫𝐫𝐲Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin