Selam arkadaşlar, bu bölümde küfür bulunucaktır, daha doğrusu diğer bölümlerde de bulunacaktır. Şimdiden özür dilerim, küfür sevmeyenler o kısımları okumasınlar. 😊😊😊
HİKAYE
Sabah uyanma sebebim kardeşimin alarm gibi sesiydi.
Esin: lan çocuk ne bağırıyon kulağımın dibinde ya.
Selim: ( erkek kardeşi tanıtımda söylemeyi unutmuşuz )
Abla ya, bugün üniversiteye başlayacaksın ama sen daha uyanamıyorsun bile.
Esin: seni küçük canavar, saat kaç.
Selim: çalar saatine bak abla. Saatin kaç olduğunu ben nasıl bileyim.
Esin: başka her şeyi biliyorsun ama.
Dedim ve saate baktım. Tabi bakar bakmaz gözlerim fal taşı gibi açıldı. 1 saat kalmış dersçn başlamasına. Off ya.
Hızla banyoya gittim ve günlük rutinlerimi yaptım. Dolabımı açınca ne giysem ye düşünemdim çünkü banane. Adi üstü bi okula gidicem, niye süsleneyim o kadar.
Elime bir kaç parça kıyafet aldım ve hemen giyindim.Bu olsun.
Üstümü giyindikten sonra makyaj masamda ki tarağı aldım ve saçlarımı taradım. Tabi sözde makyaj masam. Diğer kızlar ona makyaj masası deselerde ben makyaj yapmadığım için bilmiyorum. Arada bi özel günlerde makyaj yaparım. Üniveristeye başladığım için heyecanlımıyım. Hayır. Ah cidden orada bir sürü zengin, yakışıklı egolu piçlerle karşılaşacağım kesin. Neyse iyilik meleği egem var benim yanımda. Eğer o bu okula gelemeseydi ben bu okula gitmezdim. Gerçi bu imkansız gibi bir şey. Burslu olduğum için ve o koleje, hatta çoooook özel ve pahalı olan kolejde sınava girerek burs kazandım. Annem ben bu forsatı bulmuşken asla kaçırmama izin vermez. Aslında burs da ki sınav aşırı zordu ama ben bu güzel zekamla hepsini çözdüm. E tabi benim gibi zeki birinin zeki bir kankası olmalı değil mi. Ege kankam benim gibi zekidir. Ah neyse bu kadar övgü yeter.
Düşüncelerimden ayrılıp saate baktım. Ne!! 15 dakikam kalmış.
Hızla ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım. Okulun kapısının önüne geldiğimde ege'nin beni beklediğini gördüm. Hızla yanına yaklaştım.
Ege: nerdesin be kızım. Kaç saat'tir seni bekliyorum.
Esin: ne var be geldik işte. Hem kaç dakika kaldı dersin başlamasına.
Ege: 3 dakika kalmış.
Esin: tamam, hadi sınıfımızı öğrenelim.
Dedim ve beraber okulun içine girdik. Wow bu okul çoooook büyük ve güzel. Sınava burada girmiştim ama hiç ilgilenmemiştim. Genellikle soğuk birisi olarak bilinirim. Okul bahçesinde ki öğrencileri incelemeye başladım. Okulda ki kızların genel görünümü, zengin ve sürtük görünümlülerdi. Sanırım bu okulda ki tek düzgün kız ben olucağım.
Ege ye baktığımda o hiçbir şey yapmadan yürüyordu. İnsan bi etrafı merak eder be. Tamam bende isteyorum bu okulu ama bu kadar da umursamaz olamam.
Okulda ki erkekleri incelemeye başladım. Tahminim doğru çıktı, hepsi zengin, yakışıklı, egolu piçler.
Ege ile müdürün odasına girdiğimiz de odada 3 tane yakışıklı vardı. Ama tiplerinden egolu piçlerden oldukları çok belli.
O üç şahıs biz girince bize baktılar, daha doğrsu aralarında ki sarı saçlı, mavi gözlü olan - baran - bakıyordu. Bana gözlerini öyle bir dikti ki.korkmaya başladım. Sonra müdür bize seslendi.
Müdür: siz ege ve esin olmalısınız, şu BURSLU öğrencilersiniz değil mi.
Bursluyu bastırarak söylemişti.
Esin: bursluyu neden öyle yüksek ve bastırarak söylediniz. Ne var yani bursluysak. Bursluyuz diye öyle hitwp edilmek istemem ben, ege de istemez değil mi ege.
Dedim ve ege'ye baktım. Ondan ses gelmeyince ona kötü kötü bakışlsr attım.
Bi anda kıkırdama sesi geldi, o yanımızda ki 3 piç gülüyordu. Müdür onlara bakıp çenesi ile kapıyı göstererek çıkmalarını istedi. Onlar çıkarken o bana bakan şahıs - baran - yanımdan geçerken kulağıma doğru yaklaştı ve
Baran: cesaretli, güzel ve sexy kız.
Dedi ve omzuma çarpıp gitti. Ben biliyordum bunun o zengin piçlerden olduğunu. Neyse
Ege: ıııı şey biz artık sınıfımızı öğrenebilirmiyiz.
Dedi ege, konuyu dağıtırmışçasına.
Müdür: peki, ikinizde amfı6 dasınız. ( üzgünüm, üniversite ile ilgili şeyleri bilmiyorumda )
Esin/ege: taşekkür ederiz.
Dedik ve odasından çıktık. Bu müdür de zengin piçlerden.
Ege: ya sen şu dilini bi tutsana ya.
Esin: ya benim ne suçum var. O da öyle BURSLU diye söylemeseydi. Sana bir şey söyleyeyim mi, bu müdür malı da zengin piçlerden.
Ege: o zaman bu okuldakilerden çekeceğimiz çok. Aish niye kazandık ki bu bursu.
Esin: offf neyse idare edeceğiz o zaman. Hadi dersliğe gidelim.
Biz ikimiz de ingilizce öğretmeni olmak istediğimiz için ikimizde
- özel - ingilizce fakültesindeyiz. İngilizceyi çoooook seviyotum ya. O yüzden ikimizde ingilizce öğretmenliğini kazandık.
Ege ile dersliğimize gelince içeriden baya bi ses geliyordu. Demek ki öğretmen gelmedi. Neyse kapıyı çalmaya gerek yok o zaman.
Dedim ve hızla içeri girdim. Sınıfta ki tüm gözler bizi buldu. Yani niye öyle bakıyorlar ya.
Ege kulağıma fısıldayarak,
Ege: bunlar niye öküzün trene bakışı gibi bakıyorlar.
Esin: öküüzn trene bakışı gibi değil hayvanın insana bakışı gibi
Dedim, iyi laf sokmuştum hak ettiler.
Ege bana bakarak kıkırdadı
Ege: haklısın kanka.
Dedi. Artık şunların gözlerinden kurtulmak istiyorum ya. A bi dakika, şu müdürün odasındakiler de bu sınıfta ve bize bakıyorlar. Offf, ya okulda o kadar mal varken niye ultra mallarla aynı sınıftayız ya.
En arkada köşede 2 tane 1 kişilik yeri olan sıra vardı. Birinde bir kız oturuyordu, diğerinde kim oturuyor bilmiyorum. Ama kız egeye bakarak sırıtıyordu. E tabi benim kankam da çok yakışıklı, maşallah kankama.
Ege ile o sıralara doğru yürümeye başladık. Ege diğer sıraya oturacağı sorada onu çantasından tutup kızın yanına oturdum ve kıza sırıtıp göz kırptım. Çöp çatanlık diye bir meslek varmı acaba. Çok yakışır bana.
Bende diğer sıraya otırunca tüm gözler yine beni buldu. Allahım niye tüm mallarla aynı sınıftayım ya.
Onlara kafamı ne var dercesine sallayınca herkes geri önüne dündü.
5 dakika sonra hoca geldi.
Çok şükür geldi ve adam. Ne!! Adam mı. Oha ingilizce hocamız bile yakışıklı.
Okulda ki.herkes taş gerçi.
Hoca sınıfa girdiğin de herkes sırasına geçti, en son şu müdürün ynında ki çocuklar geçti.
Şu kulağıma fısıldayan benim yanıma otırdu. Bi dakika ne o buraya mı oturdu.
Ona doğru döndüm ve
Esin: niye buraya oturdun.
Ben onunla konuşunca bana doğru döndü ve yüzüme doğru yaklaştı, o yaklaşınca bende geri çekildim.
Baran: bence sen benim yerşme geçtin dedive çantasını gösterdi.
Ne, bu sıra onunmu. Off keşke şu kızın yanına otursaydım.
Ona gözlerimi devirdim ve önüme döndüm.
Ben önüme dönünce o da önüne döndü ve sessizce
Baran: benim yanıma oturucak kadar cesaretlisin, seninle baya bi uğraşıcaz bu yıl.
Ona doğru dönmeden onun gibi konuşarak
Esin: senin sıran olduğunu bilseydim oturmazdım zaten, senin yanına oturacağıma cesaretimi bitiririm daha iyi.
Dedim. O sırada hoca konuşmaya başladı.
Hoca: evet çocuklar herkes sırasına geçtiğine göre artık başlayalım. Şimdi çocuklar bu yıl üniversite de ki ilk yılınız. Bu üniversiteyi kazanarak çok iyi bir şansı yakaladınız.
Dediğinde yanımda ki adını bilmediğim, öğrenmekte istemediğim kişi sırıttı ve sesli bir şekilde.
Baran: sanki bu okulda ki herkes kendi emeği işe bu okula gelmiş gibi konuşuyorsunuz. Sanki.bilmiyorsunuz bunu.
Hoca: bilmiyorum, ben bu okula yeni geldim çocuklar
Ah cidden bende bu lanet okulda nasıl hâlâ gençve yakışıklı kalan bir hoca var diyorum. Tabiki de, bu okulda 1 yıl kalan bir insan bile olsa hemen yaşlanır stresten.
Bir de şu çocuğa git gide gıcık olmaya başladım. Tamam yakışıklı olabilir, hatta sınıftaki kızlar onu dikkatle ve kalp dolu gözler ile izliyorlar. Çok saçma, keşke dışına değil de içine baksalar. Gerçi bunun içine bakanlar hayattan soğurlar.
Hoca: hem aranız da kendi emeği ile bu okula gelenler var
Dediğin de baran bana bakmaya başladı. Ne yani.sadece ege ve ben mi bursluyum ya.
Ona doğru döndüm ve
Esin: ne bakıyorsun, sadece ben mi bursluyum bu okulda.
O şahıs sırıttı ve
Baran: doğru sevgilinde burslu. Resmen tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. İki burslu.
Dediğinde içim bi kötü oldu, hiç kimseyi umursamam normalde ama bizim maddi durumumuz ile dalga geçenler yüzünden kalbim acır bazen
Üstelik bu mal egeyi benim sevgilim zannetti.
Ama ben buna bir laf sokarım.
Esin: maddi surumum kötü diye dalga geçiyorsun ama benim maddi durumum kötü olsa da karakterim zengin, senin maddi durumun çok iyi olsa da karakterin fakir.
Dediğim de o mal gibi sırıtan yüzünü bi an öfke aldı. Bana alev saçan gözlerle bakıyordu. Ama bu kısa sürdü, alev saçan gözlerinin yerini alaycı bir göz ifadesi aldı.
Baran: anlaşılan seninle baya işimiz var.
Dedç fısıltılı sesiyle.
Esin: bence fazla işimiz yok, bu okulda olacağım süre zarfında ege hariç kimse ile konuşmayı düşünmüyorum.
Baran: ya konuşmak zorunda kalırsan.
Esin: ne demek istiyorsun. Açık açık söy-
Ya cümlemin bitmesine son 2 harf kaldı ya. Şu hoca da söz kesmeyi çok seviyor sanırım.
Hoca: evet çocuklar, sessiz olalım lütfen.
Ha, hocam siz sessiz olun diyince bu mallar olacaktı zaten değil mi.
Hoca: hadi bir birimizi tanıyalım.
Bu sınıfta kaç kişi var ya, tenefüste sınıf defterine bi bakayım en iyisi.
Hoca: şimdi tanışalım, ben selim akay. 26 yaşındayım. Sizin hem sınıf öğretmeniniz hem ingilizce öğretmeninizim. Zaten başka dersiniz yok da. Şimdi sizleri tanıyalım.
Lan bu hoca'nın bütün enerjisini 2 günde bitirirler bunlar. Çok pozitif hoca bu.
İlk sıralardan başlayarak herkes kendini tanıtmaya başladı. Aha bizim sıralara doğru geliyorlar, bakayım kimde sıra. Ege'nin yanında ki kızda sıra. Kız ayağa kalktı kendini tanıtmaya başladı.
Simge: merhaba hocam ben Simge Berin 18 yaşındayım. Daha doğrusu 2 ay sonra 19'a gireceğim.
Wow kız 19'a girebiliyormuş. Jsjsjsj iyice saçmalamaya başladım. Ah pardon saç malanmaz taranır. Tamam sustum artık.
Sıra ege'ye gelince yanımda ki şahıs bana ve ege'ye malca ve anlamsız bir bakış attı. Ona ne bakıyon dercesine başımı salladım. O da sadece ege'ye bakmaya başladı.
Sıra yanımda ki şahısa geldi, ayağa kalkmadan
Baran: ben Baran Tunç. 18 yaşındayım.
Hımm demek ki adı Baran mış. Böyle bir mal'ın ismi'nin baran olucağını düşünmemiştim.
Ben böyle düşünürken biri bana seslendi.
Hoca: baran'ın yanında oturan kız, kendini tanıtıcak mısın artık.
Dediğinde hızla kendimi toparladım ve ayağa kalktım.
Esin: ben Esin Bakır. 18 yaşındayım. Bu okula burs yardımı ile geldim.
Dediğimde şu zengin mallar bana iğrendirici bakışlar atıyorlardı.
Esin: ne bakıyorsunuz öyle. Ayı mı oynuyor karşınızda.
Dedim ve tekrardan hızla yerime oturdum. Şu yanımda ki mal'ın bana tuhaf tuhaf baktığını hissedebiliyorum. Kafamı ona doğru çevirdiğim de haklı olduğumu gördüm.
Esin: niye her şey'e böyle mal mal bakıyorsun.
Baran: mal'a mal mal bakılır. Değil mi.
O, o bana laf mı soktu şimdi. Sen bekle şimdi.
Esin: o zaman sen aynaya çok bakıyorsundur.
Dedim tek kaşımı havaya kaldırarak. Gerizekalı aklı sıra bana laf sokucaktı.
Şu an şunu fark ettim bir birimize soktuğumuz lafları ikimiz de sesli bir şekilde söylemişiz. Sınıftaki'ler OOOOO diye bağırmaya başlamışlardı. Ama bu da kısa sürdü, hoca onları susturdu.
Hoca bize bakarak
Hoca: sanırım siz ikiniz sıra arkadaşı olmaktan memnun değilsiniz.
Dedi.
E bu fırsat kaçmaz bence
Esin: evet hocam memnun değiliz.
Ben bunu diyince baran denen pislik hızla ayağa kalktı ve
Baran: ben memnunum sıra arkadaşımdan.
Sıra arkadaşımı bastırarak söylemişti.
Hoca: ikiniz de bi karara varın bir sonra ki derste bu soruyu size tekrardan yönlendireceğim.
Niye yani benim fikrim daha önde ilerlemiyor.
Hoca: bugün ilk gününüz olduğu için serbestsiniz çocuklar.
Dediğin de herkes telefonunu eline aldı. Ege'ye baktığım da arkasında ki erkekle konuşuyordu. Anlaşılan benim arkadaş bulmam çok sıkıntılı olucak. Yanımda ki şahısa baktığım da o da telefonla birine yazıyordu. Bende telefonu kullanayım bari.
İnstaya bi girelim. Kimse aktif değil ya. Sıkılırım ama ben böyle. Göz ucuyla yanımda ki şahısa baktığım da o da bana bakıyordu.
1 SAAT SONRA
Sonunda buders bitti. Zaten hocadedi bugün tamamen serbestsiniz. Eve gitmek istiyorum. Şu pis müdür duyuru yapacakmış.
Müdür: evet çocuklar hepinizin de bildiği gibi bu okulun saygı değer kişilerinden biri olan Doğan Tunç sizlere bir konuşma yapmak istediğini söyledi.
Ne!! Bi dk Tunç mu. Bu Baran'ın babası kesin. Offf bulaşmasaydım keşke şu mal'a.
Müdür'ün konuşam yaptığı kürsüye o adam çıktı ve.
Doğan: öncelikle çocuklar. Bu yıl ilk yılınız, bu yılınıza iyi, mutlu, ve eğlenceli başlamak için okula bir okula başlama partisi vericeğiz.yani bir nevi sizlere hoşgeldin partisi vereceğiz. Ama bu partiye gelmek zorunlu değildir, isteyen gelebilir.
Lan çok sevdim lan bu adamı, iyi adammış. Babasına bak oğlunu al derlermiş de ben inanırmışım. Artık inanmam. Lan şu Bara'nın babasına bak bir de kendisine bak. Babasına benzeseydi keşke birazcık da olsa.
Doğan: ama çocuklar ben yine de bu baloda hepiniizn olmasını isterim. Elinizden geldiğince gelmeye çalışın. Neyse artık mikrofonu müdür beye verelim.
Dedi ve kürsüden inip bir kaç adam'ın olduğu yere gitti. Baran'a baktığımda hiç oralı değildi. İnsan bir babası ile ilgilenir ya. Offf banane ya. Ben ege kankamın yanına gideyim.
Esin: kanka, eve gittiğimizde ben tek başıma sıkılırım sende bize gelsene.
Dedim işaret parmağım ile omuzuna dokunarak.
Ege: tamam kanka amaben önce eve gideceğim. Kıyafetlerimi değiştireceğim.
Biz konuşmaya devam ederken yanımıza simge geldi.
Simge: selam.
Lan bu kızın sesi çok güzel lan. İnce bir sesi var. Bi onun sesine bak bir de benim.
Esin: selam.
Kıza baktığımda ege'ye bakıyordu. Wow cidden bu kız aşık olmuş biizm ege'ye.
Ege'ye baktığım da kızın yüzüne bile bakmıyordu. Pislik, kız sana gözlerinden kalp çıkararak bakıyor sen oralı bile değilsin. Sen bekle ege bey, biz seni biraz gıcık edelim.
Simge: şey ben bu okulda yalnızım da sizinle arkadaş olabilirmiyim.
Esin: neden yalnızsın. Yani benim bildiğim bu zenginler bir birlerini dışlamazlar. Fakirleri dışlarlar.
Simge: işte beni onlar gibi olmadığım için dışlıyorlar. Onlar gibi insanları maddi durumlarına göre ya da, dış görünüşlerine göre yargılamadığım için beni dışladılar.
Lan ben bu kızı çok sevmeye başladım. Çok iyi kızmış. Ben bunla arkadaş olmalıyım. Hatta kanka olmalıyım.
Esin: istersen bizimle takılabilirsin, yani arkadaş, kanka olabiliriz.
Dediğim de kızın o büyük yeşil gözleri ışıl ışıl parlamaya başladı. Sanki bunu dememi bekliyormuş gibi davranıyordu.
Simge: gerçekten kanka olabilirmiyiz
Dediğin de göz ucuyla ege'ye baktığını gördüm. Aşık kız ya seni. Bende sizi önce kanka sonra da sevgili yapmazsam esin değilim. Çöp çatanlık diye bir meslek olmalı bence, patronları da ben olmalıyım.
Esin: tabiki olabilirsin. İstersen çıkışta bizim eve gel. Ege'de gelecek. Değil mi ege.
Dedim ege'nin koluna vurarak.
Ege: hı hı geliceğim.
Dedi gözlerime ölümcül bakışlar yollarken. Korktum lan bi an.
Yaklaşık 10 dk'dır şu müdür'ün mal konuşmasını dinliyoruz. Gerçi tek ben dinliyorum, diğer herkes telefonları ile ilgileniyordu. Bir dk baran da dinliyor. Ama yani şu okulda ki herkes'in dinlemesini beklerim ama onun dinlemesini beklemem. Düşüncelerimi müdür'ün salak sesi böldü.
Müdür: neyse çocuklar bu konuşma fazla uzadı, hadi artık evlerinize gidebilirsiniz
Dediğin de herkes teledonlarından kafalarını kaldırıp ona mal mısın bakışı attılar ki haklılarda. Salak sabahtan beri öğrenciler'in kendisini dinlediğini düşünüyor.
Herkes kendi " özel " arabalarına binerek gitdiler. Biz de yürüyerek ege ile birlikte gitmeye başladık. Biz yürümeye devam ederken arkamızdan duymak istemediğim ses geldi.
Arkamızda ki kişi o mal barandı.
Baran: siz böyle yürürsenin ayağınız ağrır canım arkadaşlarım, atlayın ben sizi bırakayım evinize.
Aklı sıra bizimle dalga geçicek mal.
Esin: gerek yok geçici sıra arkadaşım
Dediğim de yüzünde ki sırtma bir anlığına kayboldu ama yerine geri döndü.
Baran: sen o sıradan kurtulabileceğini mi sanıyorsun. Bu okulda daha ilk ve iyi günlerin. Yarın ne olacağı bilinmez sıra arkadaşım.
Esin: yarın ne olacağı bilinmez. Belki sıra arkadaşın olarak kalırım belki de başka biri ile yer değiştiririm.
Dedim ve hızla ege'nin kolunu tutup peşimden sürükledim. O sırada biri ege'nin kolunu tuttu. Umarım o kişi baran değildir yoksa onun belasını sikerim.
Kafamı yavaşça arkaya çevirdiğim de tutan kişiThe end
Selam okuyucularım ven admin melek. İlk olarak yazım yanlışlarım varsa üzgünüm. Çok hızlı yazmaya çalıştım. 2. Si hikayemizi okuduktan sonra oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Bundan sonra ki bölümler geç gelebilir, bunun için üzgünüm. Her yaptığımız bölüme kaç kelime yazdığımızı söyleyeceğiz. Hikayenin bölümlerini yayınlamadan 1 saat veya 2 saat önce sizlere duyuru yapacağız. Sizleri seviyoruz.
Bu bölüm 2494 kelime olduBu Simge Berin
Çooooook yakışıklı. 😍😍😍😍😍😘😘😘😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Ortağım
Ficção AdolescenteMerhabalar arkadaşlar. Öncelikle bu bizim ilk hikâyemiz. Biz derken bu hesapta 3 admin olacağız. 1.Admin-Melek 2.Admin-Zeynep 3.admin(ben)-Alix, Bonnié veya Pelin diyebilirsiniz. Hikayelerimizi oylarsanız çok mutlu oluruz.❤😊