tüm umutlarımı zihnimin en ücra köşesine ittim. beklentilerimi gömdüm. sana olan aşkımı kalbimin en güzel odasına kilitledim.
ben artık ne yapacağımı bilmiyorum. ben artık nasıl başa çıkacağımı kestiremiyorum.
kendimi sürekli ertelemelerim, duygularımı bastırmalarım bana iyi gelmiyor. içimdeki duygu yoğunluğundan nefes alamıyorum.
sadece sen varsın. her zaman sen vardın. ben seni her şeyin önüne öyle koymuşum ki, kendimi en son bıraktığım yerde paramparça buldum. ve bunu çok geç farkettim.
nefes almak istiyorum ashton. kendimi daha iyi görmek istiyorum.
ama yanımda nefesini hissetmeden nefes alamıyorum.
her gece rüyalarımdasın, her şeyi orada yaşıyoruz. bazen uyanmak istemiyorum. bazen kendimi sonsuza kadar uyutmak istiyorum.
rüyalarda acıyı, dokunmayı hissedemezsin diyenler kesinlikle gerçekten rüya görmüyorlar, bundan eminim. rüyalarımda parmaklarını parmaklarımın arasında çok net hissediyorum. boynumdaki nefesin, elimin üstünü tüy kadar hafif ve sıcak okşayışın... ve ellerimi bıraktığında hissettiğim acıdan eminim.
fakat sadece bir gece sürüyor. sabah yine senin gittikçe benden uzaklaştığın ve tracy'ye kapıldığın gerçekliğe gözlerimi açıyorum.
biliyorum ashton, homofobik değilsin. eğer öyle olsaydın aramızdaki imkansızlığı bağlayabileceğim bir durum olurdu. ama yok. hiçbir şey bulamıyorum. sadece imkansızsın. ve çok güzelsin.
sana kapılmak istemezdim, ama üzgünüm dostum.
göz kapaklarını senin karanlığına kapatan,
Calum.
YOU ARE READING
grace || cashton.
Fanfiction*** i hate to see the look on your face. i wish i could make myself stay. but our hearts don't live in the same space, so tell me how to break yours with grace. *** calum's diary. türkçe. *** hikaye, özel olarak küçük harflerle yazılmaktadır. ***