"Merhaba ben Fırat psikoloji okuyorum da buraya da tezimi hazırlamaya geldim seni yalnız görünce geldim" boş bir ifadeyle suratına baktım elini tutmadım ama başka bir el tuttu.
"Merhaba bende Onur tanıştığımıza memnun oldum ama yalnız değil ben varım şimdi ikile" çocuk sinirle yanımdan kalkıp bir şey demeden gitti.Hayır benim yanımdakinden sanane sinirle onur'a döndüm. "Çocuğu neden gönderdin ayrıca ben tek oturuyordum neden geldin hem arkadaş olmak istemeyen sendin" "Vazgeçtim hem seninde dediğin gibi burda yalnız sıkılırım arakadaş edinmem lazım" bir insanın sesi yorgun olabilir miydi? Onurun ki yorgundu.
"Güzel fikir* Buraya kendi isteğinle mi geldin yoksa zorla mı getirildin?" Cidden hikayesini çok merak ediyordum genelde ben dışındaki burada ki herkes ailelerinin zoruyla buraya kapatılıyordu."Ailem psikolojimin normal olmadığı düşünerek buraya kapattılar buraya kim kendi rızasıyla gelir ki."Sustum bir şey demedim sonuçta haklıydı bu ağır bir şeydi.Kim dışarıda ki hayatı bırakıp da böyle bir yere gelirdi ki ayrıca 1 senedir buradaydım ve krizlerimde ne artış ne azalış vardı.Sadece birkaç ilaç verip bizi salak gibi yapıyorlardı ki evde olsam herhangi bir kriz anında kendime zarar verebilirim. Zaten akrabalarımın hiçbiri buraya yatmamı istemedi ama reşit olduğum için bu kararı kendim verdim.Dedem ve avukatım katilin kim olduğunu bulana kadar da burda kalmayı düşünüyorum.
Daldığım düşüncelerden Onurun sesiyle çıktım "Yekta bir saattir sana sesleniyorum iyi misin?"
"Hıhı iyiyim bi an öyle dalmışım"
"Hava soğudu içeri geçelim diyorum"
"Olur" dedim ve ikimiz birlikte kütüphaneye bizimkilerin yanına gittik.
Bıraktığım gibi hâlâ kitap okuyorlardı metenin bu habere sevineceğini düşünerek "grubumuza yeni üye var"dedim Onuru göstererek düşündüğüm gibi mete "Ohh be artık tek erkek değilim bir de erkek kankam var" dedi onun bu sevinçli haline Onur "Burda olmanıza rağmen nasıl bu kadar mutlu olabiliyorsunuz?" Diye sordu ben de hemen lafa atladım
"Buraya ruhlarımızı öldürmeye değil canlandırmaya geldik,hayatın bize oynadığı oyunlara rağmen yıkılmamak için geldik eğer yıkılırsak kaybetmiş oluruz o zaman burda olmamızın bir anlamıda olmaz" dediğim hoşuna gitmiş olacakki içten bir gülümseme sundu.Gamzeleri vardı ve bu ona ayrı bir hava katmıştı.Bir süre sessiz kaldık hayatın bize oynadığı oyunları düşündük mete sessizliğe dayanamayarak
"Belki bir gün sende bize burda olmandaki sebebi anlatırsın yani istediğin zaman anlatabilirsin dinleriz" dedi.Onur gözlerine baktım kırıklık vardı,bitmişlik vardı,en çokta hüzün vardı.Daha fazla bu manzara katlanamayarak meteye döndüm "mete git gitarını kap gel bahçeye çıkıyoruz" dedim bir anda ayağa kalkıp onlarıda sürüklerken Yasemin Hanıma planımı anlatıp bir kaç şey için izin aldım ve bahçeyi hazırladım en sonunda hepimiz ateşin etrafında minderlere oturduk ben metenin kulağına eğilip "bildiğin bir şarkıyı çal ben sana eşlik edicem dedim"o da
OnurCanÖzcan'dan ÇIKMAZ SOKAĞI çalmaya başladı bende eşlik ettimSoğudu havalar
Yakıldı anılar birer birer
Isındık da
Bir şeyler eksildi sanki hayatlardanDeğişti zaman
Tükendi umut
Bir iz yok artık o eski aşıklardanNe olur dön
Mecalim yok
Belki ansızın güneş doğacak...
Gör artık yaralandım
Ya da uykuma sinen şu kokunu çek al benden
Dön artık yarılandık
Ben alıştımda yorgun kadehlerKanı yerde gururumun
Bir hayli çok düşündüm
Kin tutmaz kalbim sana
Neresinden dönsem
Zarar bu sevdanın
Ne yazık ki çıkmaz sokak kalbim sanaBen söylerken bilge ve mete de bana eşlik ettiler.Bugünde yıkılmamıştık,ayaktaydık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'ALACAGÖK
Teen FictionOkyanusta ölmez de insan,bir kaşık "SEVDA"da boğulur.♥ CEMAL SÜREYA