Ben söylerken bilge ve mete de bana eşlik ettiler.Çok mutluyduk o an hiç bozulmasın istedim.Sonra aklıma gelen fikirle soluğu Yasemin Hanımın odasında aldım ve ondan zorda olsa izin kopardım.Odama çıkıp yastığımı ve yorganımı alıp bahçeye çıktım diğerlerine de yorgan ve battaniyelerini alıp gelmelerini söyledim.Başta Onur biraz karşı çıksada onu da ikna ettik.
Herkes gelince kendimize yatabiliceğimiz bir ortam oluşturduk.Herkes eski anılarını anlattı güldük, eğlendik.Biz böyleydik her şeye rağmen hayata karşı savaşıyorduk,pes etmiyorduk.
Gökyüzü bu akşam yıldızlarla doluydu bizde yıldızları saymaya çalıştık ama Onur hep bizim muhabbetlerimizden ayrı duruyordu bizse sürekli ona sorular sorup bize alışmasını sağlıyorduk.Yıldızları izlerken daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapadım ve uykuya daldım.
"Annem tam karşımda duruyordu,rehabilitasyon merkezinin bahçesinde elinde benim bavulum babam ise kapı da arabanın yanında yüzünde içten gülümsemesiyle bizi bekliyordu. "Anne sen..." annem yanıma gelip elimi tutarak "Evet kızım babanla seni almaya geldik sen buraya ait değilsin" dedi.Annemin gözü benim arka tarafıma takıldı.Dönüp arkama baktım Mete ve Bilge bana bakıp gülümsüyorlar aileme kavuştuğum için mutlular ama gittiğim için gözlerinde hüzün vardı ikisininde,kafamı kapıya çeviriyorum babam yok önüme bakıyorum annem arkasını dönmüş benden uzaklaşıyordu.Arkama baktım kimse yoktu annemin gittiği yöne koştum annem gözden kaybolmuştu hem bağırıyordum sesimi duyurmak için hem de etrafıma bakınıyordum.Gözlerimdeki yaşların biri gidip diğeri geliyordu özlemiştim onları çok özlemiştim.Ayaklarım beni daha fazla tartamadı ve dizlerim üstüne çöktüm ağladım yine ve yine ağladım,sadece ağladım..."
Birinin kolumu koparır gibi çekiştirmesiyle uyandım.Yüzümden sıcaklık vardı elimi yüzüme götürdüğümde ağladığımı farkettim.Rüyam aklıma gelince dizlerimi kendime çekip daha da ağlamaya başladım.Mete sürekli "Yekta sakin ol"diye sayıklıyordu bilge bana destek olmak için kollarını bana sarmıştı.Onur ise su bulmaya gitmişti.
Bilge Onur'un getirdiği suyu bana içirdikten sonra yeni yeni kendime gelmeye başlamıştım.Çok ağladığım için başım çatlıyordu ve uykum vardı ama uyumak istemiyordum.Yine kabus görmekten korkuyordum.
"Biraz daha iyiyim şimdi siz uyuyun ben daha uyuyamam"dedim.Bilge yanımda olduğunu ve biraz daha uykunun iyi gelebiliceğini söyledi.Ben uyumadan onlarında uyumayacağını bildiğim için uyumaya çalıştım.Gözlerimi açtığımda güneş yeni doğuyordu.Yanımdakilere baktım benim bir yanıma bilge bir yanımda Onur yatıyordu,Onurun yanında da mete yatıyordu.Aslında mete yanımda yatardı ama Onuru kenara atıp dışlandığını hissetmesin diye istememişti.Onur'a baktım yüzünü inceledim,uyurken bebek gibiydi,masumdu.Ben yüzünü incelerken o pat diye gözünü açtı.Aferim yekta ayıkla pirincin taşını şimdi.
"Ne o yüzümü sevdin herhalde bak bak doyamadın" yüzüne alaycı bir gülümseme taktı.
"Neden seni izlim ki yeni uyandım sizi uyandırmamak için kalkmadım öyle otururken de etrafı inceliyordum." Ufak atimde civcivler yesin ;)Hava soğuduğu için üşümeye başlamıştım bende bilge ve meteyi uyandırıp içeri girmelerini uykularına odalarında devam etmelerini söyledim.Bende bahçeyi topladıktan sonra odama çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'ALACAGÖK
Novela JuvenilOkyanusta ölmez de insan,bir kaşık "SEVDA"da boğulur.♥ CEMAL SÜREYA