HASTANEDE NELER DÖNÜYOR (HEKİMOĞLU)

Güneş Kızarıkları

Orhan: Evet.

Ateş: Gel o zaman bahçeye çıkalım.

Orhan: Pekâlâ, önden buyurun.

Ateş: Duygusallar önden.

Orhan: koluna girdi ve onu sürükledi Ben duygusal değilim, sadece daha çabuk etkileniyorum.

Ateş: Ya, ya tabii.

Orhan: Doktor sana bir dalarım.

Ateş: Sakin ol şampiyon.

Ateş: Bahçeye çıktığımıza göre...

Orhan: Taksit taksit anlatma doktor.

Ateş: Kısa zaten.

Ateş: Bazen birine çok değer verirsin, ama seninle dalga geçer.

Orhan: Sen bana mı kırıldın?

Ateş: Kırılmadım sadece yaptığın hiç hoş değildi.

Orhan: Doktor... Çok tatlısın. güldü

Ateş: Yine aynısını yapıyorsun.

Orhan: Dalga geçmiyorum Ateş. Gerçekten tatlısın.

Ateş: Gerçekten mi? O//O

Orhan: Kızardın mı sen?

Ateş: Hayır kızarmadım güneş yüzünden.

Orhan: Daha çok kızarıyorsun.

Ateş: TAM GÜNEŞİN ALTINDA DURUYORUZ DA ONDAN!

Orhan: Sultanın yanında utanan cariyeler gibisin. kahkaha attı

Ateş: Cariyeye benzer bir tarafım mı var‽

Orhan: Cariyeler güzeldir, sen de güzelsin.

Ateş: Erkekler güzel olmaz.

Orhan: başını okşadı Sen istisnasın.

Ateş: İstisnalar kaideyi bozmaz.