Bir rüya kalbinin tuttuğu bir dilektir, uykuya daldığın zaman
Rüyalarda dertlerini kaybedersin
Ne dilersen dile, saklarsın.***
Lily yine gelmişti ve Sirius bu sefer ekmek tedarik edebilmişti, pervazda ufak parçalara bölüyordu onu şimdi. Farkında olmadan yine şarkı mırıldanıyordu.
"Bir gün ne fark ettirdi ki, yirmi dört kısa saat,
Güneşi ve çiçekleri satın aldı, yağmurun olduğu yerde
Bugün ben senin bir parçanım, sevgilim
Yalnız gecelerim bitti, sevgilim
Benim olduğunu söylediğinden beri..."Yavaşça açılan kapısını fark etmedi.
"Sirius, ne yapıyorsun tam olarak?"
Druella teyzenin yüksek sesi onu yerinde sıçrattı, elindeki ekmek aşağıya düştü, Lily de ötüp uçtu gitti. "Şey, dışarıya bakıyordum." Pencereye sırtını verince teyzesinin soğuk bakışlarıyla karşılaştı.
"Biri şarkı söylüyor sandım da..." Sirius'un kalbi hızlandı. "Yanlış duydum herhalde. Cissy'nin şan dersi yaklaştı diyedir," dirseklerindeki şalını toparlayıp, gözlerindeki sahte şaşkınlıkla arkasını döndü ve gitti.
"Yine duymazdan geldi," Sirius ayna karşısındaki sandalyesine oturdu. "Şaşırdım mı? Hayır. Gitsin Cissy'nin cırtlak sesini dinlesin." Siyah saçlarını ordan oraya attı. "Kesilse iyi olur... Yine süper hızda uzadı." Dışarıdan selamlaşma sesleri duyuldu. "Hah, eğitmeni de geldi. Sabırlı kadın..."
Perşembeleri evde şan dersi olduğundan, Sirius zamanının çoğunu odasında geçirebiliyordu, genelde ya çizim yapıyordu ya da şarkı yazıyordu. Bunlar dışında yapacak pek bir şey yoktu; liseden evde eğitim görerek mezun olduğundan beri çalışacak dersi yoktu, ortaokuldan beri gerçek bir okula gitmediği için de okul arkadaşı yoktu. Sadece Bella'yla sınıf arkadaşı olmak korkunç bir şeydi. Bella aslında tek başına korkunç bir şeydi.
Aşağıdan çığlık sesleri yükseldi. "Herhalde ses egzersizi."
İnip kontrol etmekte kararsız kaldı. Penceresine gidip aşağıya bakınca verandada kimseyi göremedi, zaten şan eğitmeninin arabası da yoktu. Merak etmekle etmemek arasında kalarak odasından çıktı, merdivenleri inmeden sesleri dinledi.
"Ama yok yok! Yarın akşam yazıyor! Nasıl bu kadar kısa sürede hazırlanmamızı bekleyebilir!"
"Geceyarısında havai fişek gösterisi olacakmış! Bu onun imzası mıymış? Ay, el yazısı ne güzel-"
"Yazısını bıraksana Cissy! Giyecek elbisen varmış gibi yazısına takıyorsun!"
Sirius yavaşça aşağıya inmeye başladı. Holde kızlarının yanında duran Druella, onu fark etti. Gözleri o yaklaşana kadar üzerinden ayrılmadı. "O nedir?" Sirius Bella'nın elinde sımsıkı tuttuğu kağıda bakıyordu.
Bella, Oscar'lık bir performansla aniden sakinleşerek ona baktı. "Prens Remus doğum günü partisine bizi de davet etmiş," için için güldü.
"Sizi mi?" Sirius teyzesine döndü.
Druella uzun tırnaklarıyla alnını kaşıyordu. "Bellatrix'in demek istediği, Prens'in soylu ailelerdeki yaşı uygun tüm gençleri partisine davet ettiği," kağıdı Bella'nın parmaklarından çekip aldı. "Ve hatta burada diyor ki, yaşı 18-25 arasındaki tüm kızlar ve erkekler davetlidir."
"Yani ben de gidebilirim öyle mi?" Sirius resmen şakıdı.
Üçü birden onu baştan aşağıya süzdüler. "Yani... Teknik olarak. Evet," dedi Druella.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Disney Filmi Gibi | Wolfstar
Romanceİngiltere Kraliyet Ailesi'nden Remus John Lupin, hâlâ kimseyle gerçek bir ilişki yaşayamamıştır. Şehirdeki tüm uygun gençlerin davetli olduğu yirmi beşinci doğum günü partisine adaylar heyecanla hazırlıklarını yaparken; Sirius, Black malikânesinde k...