3| A Sense Of Peace That Comes With Blue

459 17 25
                                    

Çift; Jackjae

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çift; Jackjae

Yorumlara istediğiniz bir ship varsa yazmayı unutmayın lütfen.

______________________

Söylenilenlere göre her insanın bir ruh eşi vardı bu dünyada. Ruh eşinizi bulmadan renkleri göremezdiniz. O kişinin gözleriyle buluştuğunda gözleriniz işte o zaman renkleri görebilirdiniz. Kokuları duyamazdınız onu bulmadan. Her şey aynı kokardı. Anlatılanlara göre o özel kişiyi ilk bulduğunuz zaman kalbiniz sıkışmaya, elleriniz terlemeye başlarmış ve göğsünüzün tam ortasında tatlı bir sızı hissedermişsiniz. Ben Wang Jackson 26 yaşında olmama rağmen hala ruh eşimi bulamamıştım. Çevremdeki tüm herkes ruh eşini bulmuştu ve sadece ben kalmıştım renklerine kavuşamayan.

Onu bulmak bazen günler, bazen yıllar alırmış. Bazen ise hiç bulamazmışsınız. İşte bu korkutuyordu beni en çok. Diğer yarımı bulamamak. Sevgiyi hissedememek. Umudumu kaybetmemiştim hala ama gün geçtikçe solmasına engel olamıyordum. Siyah beyaz görmekten bıkmıştım dünyayı. Kokuların aynı olmasından bıkmıştım. Belki de bu yüzdendi artık zevk alamamam hiçbir şeyden.

"Toplantıya son 15 dakika efendim." Asistanımın sesiyle düşüncelerimden sıyrılırken gevşettiğim kravatımı tekrardan düzelttim. Aynı şey. Toplantılara gir, sunumu yap, eve git, uyu, kalk, işe gel. Bu döngü deydi son birkaç yıldır hayatım. "Teşekkürler Asistan Kim. Dosyaları getirirsin." Pekala CEO olmak her insanın hayaliydi ama mutlu değilseniz bunca paranın ve ünün hiçbir anlamı kalmıyordu.

Toplantı odasına ağır ama öz güven dolu adımlarla girerken saçlarımı düzelttim. İlk izlenimi iyi bırakmalıydım. Anlaşma yapacağımız şirketin zorlu bir şirket olduğunu biliyordum. Masanın etrafına dizilen bedenlere kısa bir baş selamı verdikten sonra en baştaki koltuğuma ilerleyip oturdum. Gözlerim her bir bedenin üstünde dolanırken en uç köşede başını önündeki kağıtlara eğmiş genç bedenle kaşım istemsizce havaya kalktı. Normalde bu tür toplantılara hep yaşlılar gelirdi ve ilk kez genç birinin olması ister istemez beni etkilemişti.

"Evet beyler bildiğiniz üzere yeni projemizin yakın bir zaman içerisinde piyasaya sürüleceğini biliyorsunuz. Ortaklarımız arasına sizi katmak için her şeyi yapacağımı da." Odayı hafif gülüşme sesleri doldururken tatmin olmuş bir biçimde gülümsedim. İlk adım gerginliği yok et.

"Bu projenin amacı bir önceki projelerimiz gibi değil. Daha küresel bir amaç." Merak ve ilgiyle kalkan kaşlarla içimden kendime bir beşlik çaktım. İkinci adım başarılı. Onların merakını besle.

"Diğer büyük markalar projelerini sadece belli bir kesimin erişebildiği bir biçimde yaparken biz bunu herkes için yapacağız." Pekala şimdiden onları avcumun içine aldığımı biliyordum çünkü şirketlerini ve buraya katılacak demirbaşların görüşlerini, ideallerini araştırmıştım.

"Kusura bakmayın efendim ama bu projenin böyle büyük bir kitleyi karşılayabileceğinden emin misiniz?" Sunumumun yarıda kesilmesiyle kaşlarım çatılırken elini kaldıran genç adama ilişti gözlerim. Yüzüyle orantılı burnu, aşırı dolgun olmayan dudakları, hafif dolgun yanaklarıyla güzel bir yüze sahipti. Anlına dökülen saçları ise yumuşacık duruyordu. Yüzünü incelemem bittiğinde gözlerine odaklandım. Gözlerime bakmasa da cesur olduğunu anlamıştım. Bu hoşuma gitti. "Öncelikle adınız nedir?"

"İsmim Choi Youngjae, Bay Wang." Gözlerimiz birden buluşunca kulaklarım uğuldamaya başladı. Kalbim sıkışırken farkında olmadan yumruk haline gelen ellerim terlemeye başladı. Göğsümün ortasından başlayıp tüm vücuduma yayılan tatlı sızıyla beraber gözlerim irileşti. Görüşüme dalga dalga yayılan renklerle nefesim kesildi. Renklerime kavuşmuştum.

"Görüyorum... Renkleri görüyorum." Titreyen bacaklarımı zorlayarak oturduğum yerden kalkarken masadan destek aldım. Adımlarım genç bedene yönelirken onunda kalktığını görmemle hızımı arttırdım birazcık. Bana doğru yönelen beden açılan kollarımın arasında usulca girerken başımı boynuna gömdüm. Burnuma dolan cennet kokusuyla dolan gözlerime engel olamadım. Ne de güzel sığmıştı kollarıma. Belime sıkıca dolanan kollar, boynuma süzülen sıcak gözyaşlarının bıraktığı his tanım sızdı benim için. İlk kez yaşadığımı hissediyordum.

[ 3 ay sonra ]

Boynumda hissettiğim minik öpücükle gözlerim aralanırken görüş açıma giren yüzle kıkırdadım. Ellerimle yüzümü kapatırken kıkırdayışlarım kahkahaya dönüştü. "Ellerini yüzünden çekip öyle gül, beni manzaramdan mahrum bırakmaya hakkın yok." Parmaklarımı tutup ellerimi yüzümden ayıran Mavime kocaman gülümsedim. Gülüşüme kondurduğu öpücükle daha fazla büyüdü gülümsemem. Kollarımı hızla beline dolayıp üstüne çektim bedenini. Hızlıca atan kalbim dayanamıyordu sevgime.

"Ah be Mavi'm neler yapıyorsun bana böyle? Üç ay önce boktan hayatımı  süsledin renklerinle. Karanfil kokun ise çiçekler açtırdı ciğerlerimde. Huzur getirdin hayatıma varlığınla." Yanaklarına yayılan pembeliklere dudaklarımı bastırdım sertçe. Yemin ederim aşkımdan patlayacak gibi oluyordum Mavi'm yüzünden.

"Asıl sen bana ne yaptın Wang Jackson? Liman oldun sen bana yırtıcı dalgalar arasında. Kulağıma bir melodi gibi doldu varlığının güzelliği. Beynimden vurulmuşa döndüm senin yüzünden." Mavi saçlarına kelebek öpücüklerimi bırakırken kollarımı daha sıkı sardım bedenine.

İşte böyleydi bizim aşkımız. O bana sığınırdı bazen geceleri usulca. Kulağıma güzel kelimeler fısıldar her seferinde beni sevdiğini söyleyip kapatırdı güzel gözlerini geceye. Ben ise... Ben ona bırakırdım kendimi. Ruhumu ve kalbimi onun ellerine bırakırdım her gün. Gülümserken kıvrılan dudaklarının kıvrımlarında nefes alırdım.

"Ya Yugyeom bunlar gene aşk kuşu olmuş midem bulanıyor artık." Bambam'in aptal sesiyle beraber üstümdeki güzellik kapıya doğru yastık fırlatınca kahkaha attım. Choi Youngjae'yi çok seviyordum.

______________________

ridewithashley Umarım isteğini güzel bir biçimde yazabilmişimdir ve yine umarım ki beğenmişsindir. ♡

Mavi hem fiziksel hem de zihinsel rahatlamayı teşvik eden huzur ve huzuru arayan bir renktir.

by: Alraenn

12 Mayıs, 2020

12 Mayıs, 2020

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
we're gonna fly fly | got7 auHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin