7| Love at first sight?

325 15 9
                                    

Çift; MarkBum

______________________

Jaebum kapıyı açmak için bir kez daha zorladı. Ama lanet kapı yine açılmamıştı. Sinirle kapıya vurarak geri çekilirken elinde ki beyzbol topunu duvara fırlatarak geri eline ulaşan topu tekrardan duvara fırlatıyordu Mark. Jaebum rahat olan üst sınıflardan olan Mark'a sinirle baktı ve ondan uzak bir yere oturdu. Şuan ki durumuna lanet ediyordu.

"Eminim bize ulaşamayınca arayacaklardır." dedi Mark, sakin sesi ile. Jaebum ise bu adamın sesinden bile nefret ettiğini fark etmişti. Sırtını Mark'ın yüzüne döndürürken telefonunu ve kulaklığını çıkardı. Bodrum katta oldukları için telefonları çekmiyordu. Mark'ın duvara fırlattığı topun duvara çarpış sesini daha fazla duymak istemediğinden kulaklığını takarak en yüksek sese getirdi, sesi. Bu aralar çok sık dinlemeye başladığı şarkıyı kaldığı yerden dinlemeye başladı. Kafasını duvara yaslayarak gözlerini kapadı.

Mark eline ulaşan beyzbol topunu tutarken yüksek seste kulaklıkla şarkı dinleyen bedene döndü ama Jaebum'un sadece geniş omuzlarını görüyordu. Derin bir nefes vererek telefonunu çıkardı. Burada olma nedeni Çinli arkadaşı Jackson'dı.

Jackson'ın hoşlandığı çocuk olan Youngjae, Jaebum ile arkadaştı. Jackson'da Jaebum'dan Youngjae'nin numarasını almaya utandığı içinde Mark'a istek kartını kullanmıştı. Zaten o kartları neden yaptıklarını da bilmiyordu. Eğlence olsun diye yaptıkları şeyler nedense hep başına bela oluyordu. Ve bodrum kata geldiğini gördüğü Jaebum ile buraya gelmişti. İçeriye girdiği an arkalarından kapının kapanmasını beklemiyordu. Ve uzun uğraşlar sonucu kapıyı açamamışlardı. Çünkü kapı sadece diğer taraftan açılıyordu.

Telefonunu cebinden çıkardı. Sinyal hala yoktu. Son ders olduğunu için burada kalma ihtimalleri yüksekti. Mark sıkıntıyla iç çekti. Arkadaşına iyilik(!) yapayım derken ilk defa karşı karşıya geldikleri Jaebum ile bodrumda yalnız kalmışlardı. Ve Jaebum onu seviyor gibi gözükmüyordu. Telefonu kapayarak yanına koydu ve kafasını duvara yasladı. Elinde ki topu tekrardan duvara fırlatmaya başlamıştı.

Jaebum'un şarkıya eşlik etmesi ile o tatlı sesin güzelliği ile büyülenmişti. Dakikalar boyunca tatlı sesi dinledi, hiç sıkılmadan. Gözlerini kapayarak iki eli ile tuttuğu topu bacaklarının arasına koydu. Birden bire Jaebum'un şarkı söylemeyi kesmesi ile gözlerini açacakken Jaebum'un sesi ile açmadı.

"Hey! Uyudun mu?"

Jaebum'un hafif sinirli çıkan sesi ile uyuyormuş taklidi yapmayı tercih etti. Kendisine yaklaşan bedeni hissediyordu. Gözlerini açmamak için zorlarken kendini, Jaebum'un yanına oturması ile nedense sıcak gelmeye başlamıştı ortam.

"Jackson denilen gerizekalı ile arkadaşsın sanırım. Ona 'Youngjae sana bakmaz' dememe rağmen devam ediyor. Kesin seni, vermediğim Youngjae'nin numarası için gönderdi." diyerek elinde ki telefonu yere koydu. 

"Aslında, yakışıklı çocuksun." Mark yanaklarının ısındığını hissetti. Jaebum ile böyle yakın oturmak ve kendisine ettiği bu iltifat nedense hoş hissettiriyordu. Ama Jaebum ile ilk defa- dur! İlk defa karşılaşmıyorlardı. Okullar arası Müzik yarışmalarında sahne almışlardı, birlikte. O zamanlar sadece görevini yerine getirmek ve evine gitmek, olduğu için aklında. Etrafına pek dikkat etmemişti. Ama Jaebum ile yan yana dans ettiklerini hatırlıyordu.

"Tabi o gerizekalı ile arkadaşlık kurman, fark edilmeni önlüyor." Jaebum kafasını duvara yaslayarak gözlerini kapadı. Belki de Mark gibi uyursa zaman hızlı geçerdi. Bir süre öyle kaldıktan sonra gerçekten uyuya kalmıştı. Kafası yavaşça Mark'ın omzuna düşerken Mark gözlerini araladı.

we're gonna fly fly | got7 auHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin