AŞK101 [SİNMAN]

-3-

Medya: Tuğkan, Aşkın Kanunu.

Osman'ın ağzından.

"SİNAN! Beklesene.." diyerek peşinden koştum. Durdu. Yanına geldiğimde yavaş adımlarla yürümeye başladı. Beraber onun evine gittik. Dışardaki banka oturduk. İçerden bir gitar getirdi Sinan aniden. Yanıma tekrar oturup çalmaya başladı.

"Hata mıydın, sevap mıydın, bilemem..
Tek bildiğim senden kalan, yarım bir ben.."

Parmakları tellere dokununca titreşimden çıkan o tını, o notaların ahenki, o ritim içimi kıpırdatıyordu. Gözlerimi kapatıp onu dinledim. Bitirdiğinde gözlerimi açıp ona baktım.

"Güzel çaldın."

"Teşekkür ederim." Dedi utangaçça.

Sinan'ın ağzından.

Sıkıldığımdan çıkmıştım işte. İsmimin söylenmesiyle duraksadım, yanıma Osman geldi. Beraber yürüdük yol boyunca. Evimde bahçede bulunan bankta otururken bir anda kalktım. Bir müzikle güzelleştirmek istiyordum ortamı. Gitarı alıp geri geldim. Şarkıyı söylerken onu düşünüyordum, bu ses tellerime de bir tutku getiriyordu. Bitirdiğimde ona gülümsedim. Daha sonra da hiç beklemeden onun kucağına çıktım. Dudaklarına, yüzünün her zerresine, saçlarına ve boynuna öpücükler kondurdum. En son dudağına kondurduğum bir öpücükle alınlarımızı yasladım.

"Aşığım fındığım, sırılsıklam.. Yağmur ıslatmış gibi.. Düşkünüm sana. Çok seviyorum."

"Ben de seni seviyorum." Deyip burunlarımızı sürttü birbirine. Nefeslerimiz birbirine karışırken sessizce oturuyorduk.

Burcu'nun ağzından.

Kemal'i içeri davet ettiğimde ilk olarak buzdolabını, içindekileri, ve diğer mutfak eşyalarını, fırını falan incelemeye başladı tanımak için. Bulaşık makinesinin bile yerini ezberlemek istiyor gibiydi. Üzerimi değiştirmeye gittim. Titriyordum. Üşümüştüm sanırsam.

Kemal'in ağzından.

Etraftakileri inceledikten sonra sıcak su kaynattım. İkimize bir kanyak yaptım. Sıcak onun vücuduna iyi gelecekti. İçeri geçtik.

Kerem'in ağzından.

"Hepiniz işi seks olarak algılıyorsunuz. Zaten erkekler hep böyle. Ama sevişmek öyle bir şey değil. Birbirinizin ruhunu çıplak görürsünüz... Sevdiğiniz insana dokunmak istersiniz.." dedi Eda..

Bense ona yakınlaştığımınm farkında, dudaklarına atıldım ve öpmeye başladım. Ta ki dudağımın acısıyla.

"AH!"

Eda ayaklandı. "Git hadi. Bizimkiler gelicek yanlış anlamasınlar."

Bir şey demeden çıktım.

Eda'nın ağzından.

Az önce olan şey hoşuma gitmişti ama kabullenmek istemediğimden kovmuştum Kerem'i.

Kemal'in ağzından.

"Daha iyi misin?"

Güzel, uzun, kahverengi saçlara takılı kalmıştım.

"Evet evet."

Gülümsedim.

Burcu'nun ağzından.

Onun yanında kelimelerim düğümleniyordu. Kendimi kaybediyordum resmen. Az önce gıcığıma giden adam beni düşünür olmuştu, şaka gibiydi ama çok gerçekti.