Maybe by next summer
We won't have changed our tunes...''İyi misin?''soru, Cassie'yi gerçekliğe döndürmeye yetti. Gözleri buluştuğunda Remus'un samimi sesi Cassie'nin zihninde yankılanıyordu.
''Ben- ben...'' kafasını iki yana sanki düşünce yığınını savurabilecekmiş gibi salladı. ''Soyadının Smith olduğunu söylemiştin, değil mi?''
Remus ona kafası karışmış bir halde baktı. ''Hayır.'' Dedi sessizce. ''Lupin. Remus Lupin.''
Cassie bütün umudunun sanki yanını ruh emiciler çevirmişçesine çekildiğini hissediyordu. Midesi bulanmaya başlamıştı. Bu gerçek olamazdı. Kendini çimdikledi ama faydası yoktu. Remus Lupin: Teddy'nin babası, onun Remy Amcası... Ergen haliyle karşısında duruyordu. Ve bu büyük babalarının, büyük annelerinin, tüm büyük akrabalarının ergen hallerinde olduğu anlamına geliyordu. Kalp atışları iyiden iyiye hızlanmaya başlamıştı. Kaç yıl geçmişe gelmişti? Kırk? Elli? Telefonunu elinde çevirip tekrar ağ bağlantısının olmadığını gördü. Tabii ki olmayacaktı, sinyal kabloları daha yapılmamıştı ki.
''Ben bir Malfoy'um.'' diye söyledi panikle. ''Ve aynı zamanda bir Potter.'' Söylediği şeyin kulağa ne kadar saçma geldiğini fark etmesi asırlar almadı. Karşısındaki insanların ona boynunun üzerinde büyüyenin kafa değil de muz olduğunu söylemiş gibi baktığını görebiliyordu. ''Kulağa saçma geldiğini biliyorum ama...'' duraksayıp gözlerini Lyall Lupin'de sabitledi. ''Doğruluk iksiriniz var mı? Söyleyeceklerime inanacağınızı sanmıyorum. Ve inanmanıza ihtiyacım var çünkü hiçliğin ortasında yapayalnızım.''
Anlamış görünmediler ve Cassie de onların anlamasını bekleyemezdi. Avatar aşkına! Kendi bile anlamıyordu ki! Gerçeği yakın zamanda sindirebileceğine ihtimal bile vermiyordu. Kendini uyanamadığı bir kabusun içindeymiş gibi hissediyordu. Bu yüzden Remus sanki ezelden beridir yanında hakikat iksiri taşıyormuş gibi bir rahatlıkla şişeyi ona uzattığında bir şey hissedemedi.
''Malfoy ve Potter olmaktan kastın neydi?'' diye sordu Lyall şüpheli gözlerle. Cassie'nin iksiri bir dikişte içmesi şüphesini dindirmişe benzemiyordu.
''Annem bir Potter babamsa bir Malfoy.'' Ona şok içinde bakan gözleri gördüğünde iç çekti. ''Hayır Lucius Malfoy'un yarı kardeşi falan değilim.'' Ne düşündüklerini çok iyi biliyordu çünkü. Bunu söylemenin kolay bir yolu olmadığını fark ederek yerinde rahatsızca kıpırdandı. ''Ben gelecekten geliyorum.'' dedi çok çok sessizce.
''Duyamadım.''
''Gelecekten geliyorum.'' diye tekrarladı bu sefer daha sesli. ''İki bin yirmiden.''
Söyledikleri odaya çığ gibi indi. Kimse ne bir şey diyebildi, ne doğruluk iksiri sebebiyle karşı çıkabildi. Ona sadece yüzlerinde bir dehşet ifadesiyle bakakaldılar. Cassie odadaki havanın ağırlığını hissedebiliyordu. Sorulmayan soruların içlerini kemirdiğini görebiliyordu. Malfoy olmasının işleri gelecekten gelmesinden daha çok karıştırıp karıştırmayacağını düşünmeden edemedi. Kimse Malfoy'ların hayranı değildi. Kendi döneminde bile bol bol ön yargıyla karşılaşıyordu soyadı yüzünden. Yeşil gözlerini kırpıştırdı ve kendini elleriyle yelledi. Odadaki sıcaklık birden artmış gibi geliyordu. Belki de üzerindeki kat kat kıyafetlerdendi.
''Ne?! Gelecek- NE?!''diyebildi Lyall Lupin. Ağzı hafifçe aralanmış kaşları çatılmıştı. Kafasını iki yana salladı ve baş ve işaret parmağıyla burnunun kemerini sıktırdı. ''Baştan başlayalım.''diye soludu. ''Tam ismin ne?''
''Cassiopeia Cadbury Malfoy.''
''Doğum tarihin?''
''2003.''diye yanıtladı Cassie, daha doğmadığı gerçeğini görmezden geliyordu. Adamın tuttuğu nefesini şok içerisinde verdiğini gözlemledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝔑𝔬𝔫 𝔄𝔡𝔢𝔭𝔱𝔬 𝔇𝔢𝔭𝔯𝔢𝔫𝔰𝔲𝔰
FanfictionCassiopeia Malfoy'un annesini kurtarmak için ne yapabileceğini biliyor musunuz? Şeytan anlaşması? Yanlış evren. Kara büyü? Keşke becerebilse. Zaman yolculuğu? Doğru tahmin ettiniz. Garip bir şekilde en kolay yöntem bu. ... Bunu iki yıl önce yazdığım...