"Benim ışığımsın!"
Dilimden dökülen bu iki kelime yetmemişti beni anlamasına. Âdeta kalemle çizilmiş olan kaşları çatılmıştı.
"Ne saçmalıyorsun sen?"
Boğazımda büyüyen yumruyu yutmaya çalışırken cesaretimi toplayıp dudaklarımı araladım.
"Kim Taehyung, sen benim ışığımsın!"
Tekrarlanan cümlem ile boş sınıfta kahkahası yankılandı. Yanlış bir şey mi söylemiştim diye düşünmeden edemedim.
"Sen kim oluyorsun da bunu söylüyorsun?" dedi ardından yüzünü buruşturdu. "Ben senden nefret ediyorum ama Hyemin! Hatta öyle ki sana bakmam bile midemi bulandırmaya yetiyor!"
Yanlış duymuyordum öyle değil mi? Üç yılımı gizlice severek geçirdiğim bu çocuktu bana bunları söyleyen. Kalbimde kapanmaz yaralar açan.
"Ama..." cümlemi bile tamamlamama izin vermeden omzuma çarparak boş sınıftan çıktı ve beni orada öylece yapayanlız bıraktı.
Dizlerimin üzerine çöküp bir an önce dökülmek isteyen göz yaşlarımı serbest bıraktım.
Az önce olanlar gerçekti, öyle değil mi? Koskoca üç yıl boyunca sevdiğim çocuktu beni yerle bir eden. Söylediklerimden pişman değildim fakat beni böyle küçük görmesi beni en kötü etkileyen şeylerdendi.
Uzun bir süre sonra ders zilini duymamla zor da olsa yerden kalktım ve toparlanmaya çalıştım. Bütün vücudumun hâlâ titrediğini hissediyordum. Her ne kadar gururum zedelenmiş olsa da yine aynı aptal olarak onu sevmekten vazgeçemeyecektim sanırım.
Yavaş adımlarla boş sınıftan çıktım ve kendi sınıfıma doğru ilerledim. Kapıya gelince biraz duraksadım ve içeriye dışarıdan bir göz attım.
İçerideydi. Etrafındaki bir sürü kızla birlikte benim sıramın üzerinde yayıla yayıla oturuyorlardı. Kızların ona olan edepsiz tavırları canımı çok yaksa da üç yıl boyunca göre göre artık alışmaya başlamıştım.
İkinci zil çalınca sırama geçmem gerektiğini hatırlayıp bana her ne kadar agresif davranacağını bilsem de yanınlarına ilerledim.
Beni görür görmez gülüşü anında solmuştu ve çatılan kaşlarının altındaki koyu kahve gözleriyle ateş saçarcasına beni süzüyordu.
"Yine ne var ezik? Az önce duydukların yetmedi mi?" dedi alayla gülerken. Diğer bir yandan da benim yerime yanındaki kızla daha çok ilgileniyordu.
"Hayır." dedim ve derin nefes alarak devam ettim. "Zil çaldı ve siz benim sıramda oturuyorsunuz."
Kafasını çevirip tekrar ateş saçan gözlerini benimkilere dikti. "Yani?"
"Zil çaldı dedim ya, birazdan öğretmenimiz gelecek ve yerime oturmam lazım."
Karşısında bu kadar uzun cümle kurabilmem bile bir mucizeydi.
"Of! Al yemedik sıranı!"
Yaslandığı duvardan güç alarak sıramın üzerinde ayağa kalktı ve düşüncesizce çantamı da çiğneyerek yanımdan geçti.
Yaptığı bu davranışı pek umursamadan çantamı elime aldım ve elimle üzerindeki tozu sirkeledim. Ardından yerime geçip oturdu. Zaten biraz sonra da öğretmenimiz gelmişti sınıfa.
-
Okuldan sonra çantamı ve eşyalarımı hızlıca toparlayıp sınıftan çıkmıştım çünkü Taehyung'ın karşısında bir kez daha onun tarafından aşağılanmak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐋𝐢𝐠𝐡𝐭𝐬 ❦ 𝓣𝓪𝓮𝓱𝔂𝓾𝓷𝓰 [Mini Fic]
Fanfiction✨~You are my lights~✨ (15/05/2020) (?/?/2020) ©️ Vaℓeria☆