the final step (m)

10.8K 694 986
                                    

Sözü sona saklıyorum

iyi okumalar 🥺

XXXTENTACION-NUMB

XXXTENTACION-NUMB

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Hayatı sorguladığım çok fazla an vardı.

Hatalarımı sorgulardım, doğru yaptıklarımın beni getirdiği noktayı... Çektiğim acıların bedelini sorgulardım, bugünlere varışımı, yanımda olmasını istediklerimi ve hayatımdan çıkarmam gereken herkesi...

Taehyung tüm bu sorgulama aşamalarımda benim için araftan ibaretti. Hatamdı ama hayatımın en güzel anlarında imzası vardı. Yanımda olsun diye pek çok şeyden vazgeçebilirdim, lakin benim en büyük vazgeçişim Taehyung'tu. Çektiğim acıların merkez noktasıydı, fakat hatıralarımıza uzanan en saklı gülüşlerimin penceresiydi de aynı zamanda.

Ve şimdi, Haewon'un attığı adreste bulunan bu tek katlı villanın önünde öylece beklerken Taehyung'u hangi kefeye koymam gerektiğini inanın bana idrak etmem mümkün değildi.

Derin bir nefes çektim içime. Hava serindi, lakin üzerime sinen kararsızlık soğuk rüzgarlardan daha ürperticiydi benim için. Kızların kendi aralarında yapacağı bekarlığa veda partisi güne damgasını vururken Haewon Taehyung'la biraz vakit geçirmemin iyi olacağını düşünmüş ve Sojina'dan aldığı villa şifresini mesajla yollayarak beni büyük bir ikilemin ortasında bırakmıştı. Mesajı ilk gördüğümde zerre umursamamıştım. Kesin bir dille bizden olmayacağını belirttiğim, kırgın bir ifadeyle evimin bulunduğu sokağı usul adımlarla terk eden Taehyung'un evine gelmek akıl kârı değildi lakin...

Lakin olmuyordu. Dönüp dolaşıp yine onda buluyordum kendimi. Aklıma sinmiş varlığı, her zaman sinesinde huzur bulduğum bedenine kayıyordu. Gözlerim onu görmek istiyordu, kulaklarım onun bariton sesinden aşkla adımı seslenişini duymak, burnum bana gerçek bir yuvayı hatırlatan kokusunda mest olmak için sızım sızım sızlıyordu. Ellerim, ellerim o biçimli, çıkık yüz hatlarında dolaşmak için o kadar sabırsızdı ki çoktan şifreyi girmek üzere düğmelerde dolanmış, klik sesiyle birlikte adımlarıma musallat olarak beni geniş iki havuzun ışıklandırması eşliğinde aradaki cam köprüden geçmeye zorlamıştı.

Tereddütlüydüm, fakat bir yandan da geri dönemeyeceğimden adım kadar emindim. Çok aşıktım, çok aşıktık. Hayat bazı şeyleri aynı anda hem en bencil, hem de en cömert haliyle aynı eylemde vuku buldurabiliyordu. Ona ihtiyacım vardı, bana ihtiyacı vardı. Bu basit bir yazdım, çizdim ve oldu meselesi değildi, benim kurgum değildi.

Bu bizdik, ve bize çok yazık etmişlerdi.

İnce mevsimliğimin kapişonlusunu geriye atıp dağılan saçlarımı umursamadan bir süre önümdeki kapıyla bakıştım. O kısa süre boyunca içimdeki tereddüt, açlığıma karşı büyük bir savaş verdi lakin kazanan yine zile basan ellerim olmuştu.

la fuga 🌪️ taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin