TARUMAR +18

SICAK ÇİKOLATA

Gözlerinde Harmanlanmış ateşiyle parlayan bir dehşet, soluğunda tenime değen korku vardı. Uygar'ın ellerinin titremesiyle farkına vardım. 

Uygar katil falan değildi ve ortada çok daha büyük bir problem vardı.

Katil olsaydı ortada korkmasını gerektirecek bir durum yoktu. Bunu öğrenmem onun için dehşete düşülecek bir hadise değildi. 

Uygar'ın ifadesi bir anda eski haline döndü ve yerinden kalktı. Pot kırdığının farkına varmıştı. Arkasından ilerlemek istesem de hızlı adımlarına yetişemedim ve vazgeçtim. Sanki üzerinde sorular yazan matruşkaları teker teker açıyordum da her birinin içinden tekrardan sorular çıkıyordu.

*

"Haber bültenimize bugünün gündemine oturan bir haber ile başlayalım sayın seyirciler"

Akşam vakti Aladdin, Uygar ve ben oturmuş televizyon izliyorduk. Uygar'la o olaydan sonra hiç konuşmadım. Uygar olanları Aladdin'e anlatmış olmalıydı ki Aladdin'de düşünceliydi. 

Bana olanların anlatılmamasından nefret ediyordum.

Başımı televizyona çevirip derin bir nefes aldım. İçimden bir ses bir kaç saniye sonra salonda kıyametin  kopacağını söylüyordu.

"Üzerine 1303 rakamları işlenmiş ve tanınmayacak bir hale gelen cesedin otopsi raporu açıklandı. Cesedin Tuna Mihrivan'a ait olduğu ve vefat sebebinin kan kaybı olduğu düşünülüyor. Otopside kan donduran detaylar ortaya çıktı. Tuna Mihrivan'a ait olan cesedin gözleri, kulakları ve tırnakları yoktu. Üstelik vücudunun çoğu yeri yanmış ve parçalanmıştı. Ama karnına dokunulmamış olması rakamların bir mesaj olduğunu düşündürüyor"

Gözlerimi heyecanla olayı anlatan muhabirden çekip Uygar'a çevirdim. Yutkunarak gözlerini televizyondan çekip yere baktı. Aladdin ise elini alnına yaslamış bir şeyler düşünüyordu.

Genzimi temizleyip gözlerimi Uygar'a diktim. Bana bir açıklama yapmalıydı.

"Uygar, hala sessiz mi kalacaksın?"

Gözlerini yerden çekip bana baktı. Bakışları bomboştu ve bu boşluk uzayıp gitti. Bir kaç saniye yüzüme boş boş baktı. Sonra derin bir nefes aldı ve kumandayı eline aldı. Kanalı değiştirdikten sonra konuştu.

"Herhangi bir bilgim olmadığı konu hakkında sessiz kalmam normal değil mi zaten? Bir şey bilmiyorum"

Onu alkışlamaya başladım. Daha dün sabah bana aptal yerine konmaktan nefret ettiğini söylemişti. Şimdi neden aynısını bana yaşatıyordu? Gerçekten mükemmel bir oyunculuk ve senaryo!

Alkışı kestiğimde Aladdin elini yüzünden çekip bir bana bir Uygar'a baktı. Ben onu arkadaşım gibi görüyorken onun bir şeyler bilip bana anlatmaması beni kırmıştı.

"Uygar, benim alnımda enayi yazmıyor. Bana neler olup bittiğini anlatırsan iyi olur"

"Yoksa?"

Tehditvari sesi gözlerimi kırpıştırmama neden oldu. Aladdin yan yan gülerek bana baktı. Bu sırıtışın 'sıkıysa yap' anlamına geldiğini anlamıştım ve bu içimde bir şeylerin ölmesine neden oldu. Bundan sonra kimseye tanımadan değer vermeyecektim. Yoksa acıya karşı bağışıklık kazanacaktım.

"Anlatmazsam ne yaparsın Arzu?"

Bunu kolundaki saati ile oynarken söyledi. Beni tehdit ettiğini fark etmiştim. Bu olayı kurcalamamamı ve çenemi kapatmamı istiyordu. Sanırım artık aptal yerine konmayı kabullenemezdim.