Yeni güne uyandığımda bugünün soru işaretlerimi aydınlatacağını biliyordum. Bugün keşif günüydü yani zihnimde ki tabloyu destekleme zamanıydı. Şüphelilerimle bolca vakit geçirerek onları daha iyi analiz etmeliydim.
Emine Hanımın yanına gittim, mutfakta temiz tabakları yerlerine yerleştiriyordu. Büşra ve Kaan'ın ilişkisini bilip bilmediğini sordum, tabi ki biliyordu bana anlatmama nedeni ise Selim Bey'e olan korkusuydu. Zaten işini de sona erdirecekti büyük ihtimalle, bu sebeple iyice göze batmak istememişti. Kaan'a bu ilişkinin çok sakıncalı olduğunu defalarca söylemişti ama dinletememişti. Gerçi Büşra oğluna çok iyi geliyordu, sanki kızın yanında hayat buluyordu. Büşra ne annesi kadar kibirli ne de babası kadar öfkeli biri değildi. Tıpkı babaannesi gibi hoşgörülü, sevecen, yüreği merhamet doluydu kızcağızın. Ancak bu gönül birlikteliğini olma ihtimali yoktu. Sadece kendi oğlumu düşünüyorsam şuradan şuraya gitmek nasip olmasın. Büşra kızımı da çok severim elimde büyüdü. Onu da üzecekti bu ilişki ama benim elimden bir şey gelmedi, engel olamadım diyor Emine Hanım. Kadıncağızın kolunu sıvazlayıp kahve makinasından kupaya kahvemi dolduruyorum ve mutfaktan ayrılıp alt kattaki dar uzun koridorda yeni durağıma ilerliyorum. Soldan ikinci kapının önünde durup yavaşça tıklatıyorum kapıyı. İçeriden gel sesini duyduktan sonra kapıyı aralayıp başımı uzatıyorum. Kaan buz mavisi nevresimin içinde soluk benziyle uzanıyor. Beni gördüğünde belli belirsiz ve birazda zoraki gülümsüyor.
- Merhaba, rahatsız etmeyeceksem kahvemi yanında içebilir miyim? Yukarısı baya sıkıcı belki bu genç adamla biraz laflarız diye düşündüm.
- Tabi, buyurun. Nasılsınız? Soruşturma nasıl gidiyor?
- Gayet iyi ama ben buraya soruşturma hakkında konuşmak için gelmedim. Biraz laflarız derken ciddiydim. Bu arada Büşra ile ilişkinizi biliyorum saklamaya çalışmana gerek yok.
- Ben aslında saklamak istemezdim ama Büşra'ya zarar verecek bir şey söylemekten çekindim.
- Tamam, bunlar önemli değil seni anlıyorum.
- Gerçekten mi?
- Tabi ki. Bende genç oldum, aşık oldum. Aşıkken insanı en çok mutlu eden şeylerden biri nedir biliyor musun?
- Nedir?
- Hayal kurmak. İkinizin olduğu sorunsuz bir dünyada dilediğiniz gibi yaşamak.
- Olmayacağını bildiğim şeyler beni mutlu etmiyor.
- Tamam belki gerçek dünyada yapamadıkların seni mutsuz ediyor ama neden en azından hayal dünyanda dilediğini yaşama özgürlüğünü kendinden mahrum bırakıyorsun ki?
- Bilmiyorum...
- İstersen bu konuda sana yardımcı olabilirim.
- Peki, nasıl?
- Şimdi gözlerini kapat. Çok güzel bir bahar günü üzerine nil yeşili keten gömleğini giymişsin altında da yine keten krem pantolonun. Büşra ile pikniğe gideceksiniz, yemyeşil çimlerin üzerine serdiğiniz kırmızı beyaz pötikareli örtünün üzerine oturup annenin yaptığı atıştırmalıkları yiyeceksiniz. Dur bir saniye bir şey sormam lazım hayalimizin devamı için. Araba kullanmayı biliyor musun?
- Hayır.
- Hm bak bu kötü oldu. Olsun bizim hayalimizde de Büşra seni arabayla almaya gelir o zaman.
- Ama Büşra da araba kullanmayı bilmiyor. Bakın işte hayallerde bile işler yürümüyor.
- Olsun bizde özel şoförlü araba tutarız size. Üzüldüğün şeye bak. Hayal etmekten korkma her şey senin elinde. Ama şimdi bu şoför kim onu bulalım. Ah, Kaan sohbete daldık vakit nasıl geçti anlamadım. Benim artık işe geri dönmem lazım bu kadar mola yeter. Sen bensiz devam et ama hayallere olur mu? Görüşürüz tekrardan.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR YUDUM YALAN
Mystery / ThrillerBir dedektifin cinayetleri çözerken uyguladığı derin sorguya sizde tanık olmak ister misiniz? Sevda Doğru 35 yaşında başarılı bir dedektif, kendine has sorgu biçimi, taktikleri ve iç güdüleriyle çözemeyeceği cinayet olmadığına inanıyor. Bakalım bu s...