Kitabı değiştirdim çünkü neden olmasın födndlmdmc neyse rick riordan'dan alıntılar var bu aradağ
Hoseok💎
Kış geldiği için erkenden eve gittim. Tükenmiştim ama bu sayede daha rahat uyudum. İşim güzel kısmıydı bu. Kötü kısmı kabus görmemdi ki kendi standartlarıma göre bile kabus gibi bir kabustu.
Yoongi karanlık yamacın tepesinde sislere gömülmüştü. Bulunduğu yer nerdeyse kutsal mağaraya benziyordu çünkü anında kapalı yerde kalma korkusu basmıştı içimi ve göğü göremiyordum; sanki yeraltındaymışız gibi kapalı, ağır bir karanlık vardı ortamda.
Yoongi güç bela çıkıyordu yamacı. Kapkara mermerden, eski, kırık dökük Yunan sütunları her yana saçılmıştı, sanki bir şeyler kocaman bir binayı viran etmişti.
"Adam!" diye haykırdı Yoongi. "Nerdesin? Neden beni buraya getirdin?" Düşe kalka yıkık bir duvarın üstünden geçti ve tepenin başına geldi.
Nefesi kesildi.
Joy ordaydı, ve acı çekiyordu.
Taşlık zemine çökmüştü, kalkmaya çalışıyordu. Karanlık etrafında daha yoğundu sanki aç bir kurt sürüsüymüşçesine sarıyordu sisler etrafını. Kıyafetleri parçalanmıştı. Yüzü yaralardan görünmüyordu."Yoongi," diye seslendi. "Yardım et, Lütfen!" Yoongi ona doğru koştu.
Bağırmaya çalıştım: O hain! Güvenme, ona yardım etme!
Ama bu kabustan çıkamıyordu sesim.
Yoongi'nin gözleri dolmuştu. Sanki Joy'un yüzüne dokunmak istiyormuşcasına elini uzattı ama biraz düşünüp elini geri çekti.
"Ne oldu?" diye sordu.
"Beni burda bıraktılar." dedi Joy inleyerek. "Lütfen, beni öldürecek."Sorun neydi göremiyordum. Sanki görünmez bir lanete karşı mücadele ediyor, sanki sis onu öldürmek ve ruhunu hapsetmek istercesine sıkıyordu Joy'u.
"Neden güveneyim ki sana?" diye sordu Yoongi. Sesi kırgınlık doludu.
"Güvenmemelisin." dedi Joy. "Sana kötü davrandım ama yardım etmezsen öleceğim."
Bırak ölsün! Diye bağırmak istiyordum. Joy bizi yüz kere soğukkanlılıkla öldürmeye çalışmıştı. Yoongi'nin şefkatini haketmiyordu.
Sonra Joy'un tepesindeki karanlık, depremde yıkılan bir tavanmışcasına dökülmeye başladı. Yoongi beliren bir çatlağa gizlendi ve tüm tavan çöktü. Yoongi nasıl olduysa tavanı tutmuştu. Bu tonlarca kaya demekti. Kendisinin ve Joy'un ölmesini sırf acı kuvvetiyle engelliyordu. Bunu yapmamalıydı.
Joy yerde yuvarlanarak kaçtı, nefes nefese "Teşekkürler," dedi.
"Yardım et de tutanayım," dedi Yoongi acıdan inleyerek.
Joy nefesini toparladı. Yüzü kan ve kir içindeydi. Güç de olsa doğruldu.
"Sana güvenebileceğimi biliyordum." durmadan titreyen tavan ha düştü ha düşecekken Joy yürümeye başladı.
"YARDIM ET!" diye yalvardı Joy'a.
"Aman... Dert etme!" dedi Joy. "Yardım yolda hepsi planın parçası. Bu arada sakın ölme, olur mu?
Tavan çökmeye başlamıştı. Yoongi dayanmaya çalışıp yardımı bekliyordu. Fakat aslında yardım gelmeyecekti.
Yataktan korkuyla doğrulup uyandım. Saat gece yarısını geçmişti. Sadece bir kabustu ama iki şeyden emindim: Yoongi büyük bir tehlike içerisindeydi, ve bu işten Joy sorumluydu.
•
Sabah kahvaltıdan sonra Jimin'e gördüğüm kabusu anlattım.
"Üstüne bir mağara tavanı mı çöktü yani?" diye sordu. "Evet, bunun da anlamı ne şimdi?"
Bilmiyorum anlamında kafasını salladı. Tam cevap verecekken bir bardak kırılma sesiyle deprem başladı. Büyük bir bardak. Yada bardaktan çok korunma bölgesi duvarı kırılması gibiydi.
Sağa döndüğümüzde büyük bir minator'u (bu yunan mitolojisinde bir yarı insan yarı boğaya verilen isim. Baya güçlüler) savunmalı bölge içinde gördüm. Nasıl içeri girmişti sorusunu cevaplamak zor olmadı.
Bir yarık açmıştı. Jimin'e Jeongguk'u almasını söyleyerek evime hızlıca gidip çantamı aldım. Jiminler döndüğünde hızlıca kamp alanından uzaklaştık. Yoongi'yi bulacaktık.
Bunlar kampta ama evler var yani güçlere göre evlere ayrılıyorlar. Hoseok aralarında tek olduğu için ve kardeşi orda olmadığı için bir evde tek kalıyor. Herneyse iyi günler.
Çaoo^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manolo •|YoonSeok|•
Science FictionOlimpos'lular savaşı kazanma derdindeyken, Hoseok'un Yoongi'ye olan nefreti aşka dönüşüyordu... Kibar adam (Manolo) adlı fic'e hoşgeldiniz...