Önündeki test kitabını kenara bırakırken kapının açıldığını duydu sarışın oğlan. Yavaşça sesleri takip etti ve Yuta'nın elindeki poşetleri kenara koyduğunu gördü. Sabah evden çıkarken aldığı kıyafetler ile farklıydı bu üzerindekiler. Yeni alındışı belli olan deri ceketi sehpaya fırlattı Yuta.
"geç geldin." saat gece ikiye geliyordu ve Sicheng eve geldiğinde beri ders çalışıyordu. "okul bitene kadar evde olursun diye düşünmüştüm."
"ama olmadım." yorgun bedenini yumuşak koltuğa attı ve bacaklarını araladı. Bir ses duyduğunda kafasını o tarafa çevirdi, Sicheng ile aynı zamanda. Kana bulanan çakı yer ile buluşmuştu.
İrkilerek birkaç adım geri kaçtı sicheng. Eve geç gelmesinin sebebi bu muydu yani? "yine birisini mi öldürdün?"
Umursammaya çalıştı Yuta. Bu güzel çocuğu hiçbir zaman umursamamayı diliyordu. Fakat o korktuğunda istemsizce ayağa kalkmıştı ve ona doğru ilerlemişti. "evet, yarın da sınavın vardı işte, ne güzel sokağa çıkma yasağı ilan edilir."
"birisinin böyle bir sebeple ölmesine mutlu olacağımı mı sanıyorsun?"
Üzerindeki lila hırkanın kollarını sıktı. Kendisine ne kadar itiraf edemese bile hala Yuta'dan deli gibi korkuyordu. kendisine zarar vermeyeceğini söylemişti fakat içinde bir ses ona inanmamasını söylüyordu. "ol yada olma umurumda değil. Ölmeyi kendisi seçti o adam."
Bu sefer neden öldüğünden çok nasıl öldürüldüğünü mereka etti adamın. Çakıyı tamamen kan kaplamıştı, o deri ceketin içinde de bir şeyler olduğunu düşünüyordu çünkü ceket kabarık duruyordu. "çakıyla mı kestin adamı?"
Sesi titriyordu. Sorudpu sorunun yuta'nın kulağına gidip gitmediğini bile bilmiyordu. Fakat sonradan hafif bir omuz silkme ile cevabını aldığında soruyu duyduğunu anladı. "sadece çakı değil. İp ve testere de kullandım."
Sicheng, bir süre alnını ovalayan gencin ciddi olup olmadığını anlamaya çalıştı. Ciddi olduğunu anladığında o da alnından dökülen terleri sildi. Yüz yaş yaşlandığını hissediyordu. "bu... Bu çok vahşice!"
Yuta, ayağa kalktı ve şoka girmiş olan çocuğun kolunu kavradı. Ne kadar diretsede başaramadı Sicheng. Şimdi Yuta'nın alev saçan gözleri gözlerini esir almıştı. "eğer o adama yaptıklarımı senin üzerinde de denememi istemiyorsan sus!"
Yuta, sarışın oğlanın hala söylendiğini duyunca sinirle çocuğun kafasını duvara sertçe vurdu ve karnına beklemediği bir anda tekme savurdu.
Sinirlendiğinde kendini tutamazdı Yuta. Sarılın oğlanı uyarmaısna rağmen kendisinin iğrenç olduğunu söylemesi sinirine dokunmuştu. Zaten ona ve ailesine karşı bir kini vardı.
Acıyla karnını tutan Sicheng'in çenesini kavradı ve buğulu gözleri gri lensli gözleri ile buluşturdu. "sakın bir daha benim yanımda ağzını bile açma, velet!"
🗿🗿🗿
"sokağa çıkma yasağı filan ilan etmediler, okula gitmeyecek misin?"
Duyduğu ses ile ayaklarını daha çok kendine çekti ve daha sıkı sarıldı sarışın oğlan. Dün geceki olaydan sonra odasına girmiş ve bütün gece aynı pozisyonda ağlamıştı. Yuta'nın sorusunu tekrar ve daha ciddi bir sesle sormasıyla kafasını iki yana salladı Sicheng. "konuşmayacak mısın?"
Sicheng, çok kırgındı. Ondan hoşlandığını biliyordu. Tanrı aşkına, onunla karşılaşmadan önce bile ondan hoşlanıyorken canlı kanlı karşısında iken nasıl sevmeyebilirdi? "bana konuşma demiştin."
"o sinirliyken söylenen bir şeydi." omuz silkmekle yetindi Yuta. Kırgındı işte, neden beni sevmiyorsun demek istedi fakat demedi. Bir ay bir insanı sevmek için yeterli değil miydi?
Yuta'nın yanına oturduğunu fark ettiğinde kafasını bacakları arasına daha çok gömdü. "dün sinirden gözüm döndü, kusura bakma."
Karnı morarmıştı sarışın oğlanın. Kalbi de çok acımıştı, hatta karnının izi geçse bile kalbi ağrıyacaktı. "çok canım acıdı."
Yuta, kafasını yan yatırıp kendisine bakan çocuğu hafifçe geri ittirdi ve elleri yeşil tişörtün eteklerini kavradı. Onu yukarı çektiğinde büyük bir morluk hakim olmuştu beyaz tene. "krem var mı?"
Yuta, nefesini tutan çocuğun heyecandan konuşamayacağını anladı ve sorudan vazgeçti. "krem sürdün mü?"
"evet." zar zor konuştu. Bir katile göre fazlasıyla güzel olan ellerin mor yarayı okşamasıyla ağlamamak için dişlerini sıktı. "beni sevsen ne güzel olurdu."
Sicheng, içinde kurduğunu sandığı cümlenin ağzından çıkmasıyla hızla ayağa kalkmaya yeltendi fakat daha yapılı olan genç, fazlasıyla zayıf olan çocuğun kolunu kavrayıp onu yerine oturtturdu. Vüdundaki bütün kanın yanaklarında birleştiğini hissediyordu Sicheng. "lütfen duymamış gibi yap!"
"seni sevmeyi deneyebilirim, Sicheng."
Sicheng, kalbi hiç atmadığı kadar hızla atarken dibine girip boynuna öpücük konduran genç ile bayılacağını hissetmişti. Yuta, eli hala sarışın oğlanın karnındaki yarayı okşarken özür dilemişti. Sicheng ise yaranın önemsiz olduğunu belirtmişti. Ve o gün gülümsemesi, iki gencin haberi olmasa da Yuta'nın taş kalbini kendisine karşı yumuşatmaya başlamıştı.
Heello guys!
Sicheng çok mal ağlamak istiyorum ah benim kınalı kuzum diye dndkkdkd.
Tek taraflı aşk şeyleri yazmayı çok seviyorum çünkü sevdiğim beyler saolsun bana hiç karşılık vermediler. Ben de buraya kendi hissettiklerimi ve düşüncelerimi yazıyorum djdjdjdj.
Neyse boş yabdım yine hadi byeeee
ŞİMDİ OKUDUĞUN
加入,,yuwin
Fanfiction1976 yılında, Kore'nin ünlü seri katili olan Nakamoto Yuta girdiği hapishanede kendisini öldürür. Bu seri katilin en dikkat çeken özelliği ise fazla yakışıklı olmasıdır. 2018 yılında yaşayan Dong Sicheng ise onun hayranıdır. Sosyal hayatı olmayan ve...