9.Bölüm (Ev)

90 6 0
                                    

Multi: Duru

İnanamıyordum. İçeride ilginç resimler vardı.  Bazıları aynı bana benziyordu. Kısımını bazı dizilere benzetebilirsiniz. Ama benim hikayemin devamı değişicek.

Eve gelmiştik. Çoocuk bana yatacağım yeri gösterdi. Ben içeri girdim. Uyumaya çalışmaya başladım. Ama işe yaramıyordu. İçimde ne yaparsam yapayım bir korku geziniyordu. Bu korku durmak bilmiyordu. Kötü şeyler seziyordum bu evde.

Bu korkumu durdurmak için  bir bardak su içmeye kalktım, ama sonra evi dolaşmaya başladım. Evi öylesine geziyordum. Bir  anda bir ses geldi. Kalbim bu çocuğun kötü biri olduğunu söyleyemiyordu. Ama git gide iç ürpertici şeyler artmaya başladı.

Beni 6. Hissim LANET OLSUN Kİ hiç yanıltmazdı. Evde kötü elektrik gezdiğini hissediyordum. Bu elektrik beni rahatsız rahatsız ediyordu.

Evde kötü bir şey olmadığını kendime kanıtlamak için odaları gezmeye başladım.  Bir sürü odayla karşılaşıyordum. Resmen motel (otelin küçüğü) gibiydi. Hiçbir anormal bir durum gözükmüyordu. Her odada olabilecek yatak ve gardıroplar vardı.

Ben iyice  abartmaya başlayarak 'Belki gizli bir kapı vardır diye duvarları ve gardıropları inceledim, yatak altında da bir şey yoktu. İşte ruhum rahatlamıştı. Ama ben hâla burada bir sorun, kötü bir şey, veya ne biliyim? Lanet gibi bir şey olmadığına hala kalbimi inandıramadım.  İçimde yakalanacak hissiyle hâla devam ediyordum.

Az kala pes edicek iken bir oda gördüm , kilitliydi ve bu beni hiç şaşırtmamıştı. Ben ilk başta ayıp olur diye kilitli kapıyı görmemiş gibi davranmayı planlıyordum. Ama tabi ki bunu yapıcak kadar da mâsum değildim. Ayrıca benim  kilitli odalara yani kapılara zâfım vardı.

İçeri de renkli bir şeyler görüyordum ve bu beni daha da sinirlendiriyor ve içeriye ulaşma hissini daha çok uyandırıyordu.

İlk başta ayıp olur diye kapıyı zorlamadım. Ama sonra içimdeki melek

"Aç şu kapıyı. Belki de çocuk psikopattır veya bir katildir. Hadi aç ve öğren." diyordu ve bende normal bir şekilde meleğe uydum.

Oralardaki dolapları kurcalamaya başladım. En sonunda bir anahtar bulmuştum. Bu anahtar hiç diğer anahtarlara benzemiyordu çünkü şekli tıpkı bir çatal gibi 4 sivri uçtan oluşuyordu. Belki bu olur diye denedim ve işe yaradı kapı açıldı. Ama ben  yinede korkuyordum. Kalbim duracaktı bu yaptığım doğru mu? Diyordum kendime. İçimdeki iç sezi ise bana:

"Aç şu kapıyı korkak olma. Sen tavuk mısın? Gıt gıt gıdak yumurtam sıcak inanmassam gelde bak."

Ama ona uydum ve kapıyı açtım.

İnanamıyordum. İçeride ilginç resimler vardı.  Bazıları aynı bana benziyordu. Bazıları ise anne ve babama. Bütün odaları gezmiştim... Ama yinede , kalbim çarpıyordu. Küt küt, küt küt... diye atıyordu. Kalbim yerinden hoplayacaktı.

En son dışarı çıkacaktım ki dengemi kaybettim. Yanımda iyi ki duvar vardı ki elimle ona tutundum. Duvardaki tuğla arkaya kaydı. Tuğlanın olmadığı kısımın ardında bir şeyler vardı. Artık kalbim bu kadarını kaldıramıyordu. Ama yine de yapmam gerekiyordu. İçeri girmem benim için farz olmuştu.

Tuğlalardan ikisini daha kaldırdım. Tam diğerini daha kaldıracaktım ki içeriden bir tıkırtı sesi geldi. Koşarak odama çıktım -tabiki de parmak ucunda- .

Ben odama girer girmez Rüzgar da içeri girdi.

-Duru uyuyor musun?

Çok korkmuştum. Kalbimin hızını yastığı sıkarak durdurmaya çalıştım.   Ben de çaktırmamaya çalışarak:

-Hıııı. Git buradan uyuyan bir insan var burada. Dedim uykulu bir biçimde.

Rüzgar bir oh çekti ve odadan çıktı.  Ben o çıktığı anda elime Ipad'i aldım ve bu rüzgar da kimmiş diye öğrenmeye koyuldum. İnternette araştırdığım zaman ilk öyle biri çıkmadı. Sonra face de araştırdım ve sonunda onu buldum. Ama ben emindim kesin benden bir şey saklıyor olmalıydı. Bunu öğrenmem gerekiyordu. 

SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin