-Çok aptalım! Çoooook aptalım!
Yaklaşık olarak yarım saattir odanın içinde bir ileri bir geri yürüyorum ve kafayı sıyırmama ramak kaldı. İçinden zeka fışkıran beynim antika dükkanına gidip telsizi almayı düşünmüş fakat bu akşam karşıdaki kişilerle görüşme yapmam gerektiğini , saatin sekiz olduğunu ve antika dükkanının kapalı olacağını düşünememiş. Alkış lütfen (!)
Sakin olmalıyım. Evet sinirim yavaş yavaş geçmeye başlıyor. Ne olabilirdi ki en fazla? Ertesi gün, telsizi aldığımda onlara ulaşır ve bir sorun yaşadığımı söylerdim. Anlayışla karşılarlardı herhalde. Her neyse zaten başka bir çarem olmadığı için bu konu üzerinde daha fazla düşünmeyeceğim. Daha fazla işleri berbat etmemek ve her şeyi yoluna koymak için planımın ilk aşamasını uygulamaya başladım . Öncelikle alt komşumuzun oğlundan dronunu almalıydım. Hemen üzerimi değiştirip evden çıktım merdivenlerden aceleyle inip karşımda duran kapının ziline bastım. İçeriden koşuşturma sesleri duymamla kapının açılması bir olmuştu. Karşımda şaşkın bakışlarıyla Mike duruyordu.
"Selam Mike! Şey senin şu dronun bana lazım da. Acaba bir günlüğüne ödünç alabilir miyim?" dedim en şirin yüz ifademle.
"Ee... Tabi al." Söylediklerinden sonra çığlık atıp yaşasın diye bağırdım. Apartmandakiler umrumda değildi. Sonuçta her gün bağırmıyorum. Her neyse...
"O zaman getirirsen sevinirim."
"Tamam sen bekle ben getireyim."
Nihayet işlerim yolunda gitmeye başlamıştı. Dronu aldıktan sonra ertesi günü bekleyecektim. Daha sonra da Steve'in evde olmadığı bir anı yakalayıp pencereden telsizdeki frekansı öğrenecek ve nihayet karşı taraftakilerle iletişime geçebilecektim. Harika planımı gözden geçirdikten sonra yüzümdeki sırıtmamla beraber Mike'ı beklemeye başladım.
Çok geçmeden elinde dronla karşımdaydı. Hemen dronu kaptığım gibi merdivenleri üçer üçer çıkmaya başladım. Kapıya vardığımda çocuğa bir teşekkür bile etmediğimi fark ettim ve başımı aşağı doğru uzatarak "Sağol Mike. Bana çok yardımcı oldun," dedim.
Odama geldiğimde oldukça yorulmuştum. Elimdeki dronu masamın üzerine koydum. Banyoya gidip bol suyla yüzümü yıkadım. Pijamalarımı giyip yatağıma uzandım. Yarım saat kadar telefonla uğraştıktan sonra göz kapaklarımın yavaş yavaş kapandığını hissetmeye başlamıştım. Lambayı kapatıp uykuya daldım. Yarın yorucu bir gün olacaktı.
BÖLÜM SONU
***Herkese selam sevgili okurlar . Bölüm çok kısaydı farkındayım fakat belli bir yere gelince nedense orada bitirmem gerekiyormuş gibi geliyor. Daha uzun bölümler atmamı isterseniz yorumlarda belirtin lütfen :)
Bir de bölümleri düzenli atmıyorum :/ Bir sonraki bölümü yazarken önceki bölümü unutmuş oluyorum afsgfdgaf. Bunun için de haftada bir gün belirleyebiliriz. Bunu da yorumlarda şaapalım.
Bir dahaki bölümde görüşmek üzere hoşçakalın <33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PANDEMİ
Teen FictionVarlığı bilinmeyen bir gezegendeki bilim insanlarının yaptığı bir takım çalışmalar kontrolden çıkarak Dünya'daki insanların hayatlarını değiştirir...