epilogue

588 34 119
                                    

5sauce groupchat

calum : abi nerde kaldınız siz

luke : ashton tuvaletten çıkamadı

ashton : kabız olmuşum luke

calum : bu grupta adelaide var

calum : pis herif

michael : LqlakjsoalLkaJjqhJkajwjpLamedopzlwğsMKaı2u6e862673ı36w8owl*+&^!£♡°°♤•ŞşqapqıwowlpapqplKı729oskappqpqp

luke : mike bu ne

calum : kesin benim küçük canavarımın eseri

calum : aferin küçük at kafası

adelaide : calum senin burada ne işin var

adelaide : sana çocuklarla ilgilen dedim

calum : iki dakikalık mesaj yazdım adelaide

michael : LOOOL

ashton : tamam telefon yeniden michael'ın eline geçti

luke : konuşma sıç ashton

Mali'nin mızmızlanan sesi kulağıma ilişirken telefonumu bıraktım ve küçük elleriyle ellerimi tutan kızıma baktım. Bacak arama girip kafasını, boyuna ancak gelebilen dizime yasladı ve devam etti.

"Baba, çok sıkıldım. Atcılık oynayalım!"

"Oynayalım küçük Mali."

Küçücük dişlerini gösterip güldüğünde Mali'nin belinden tuttum ve havaya kaldırıp omzuma oturttum. Ellerini tutup evin içinde koşmaya başlarken Mali, kahkaha atmaya başladı.

"Açılın! At kafası ve at baba geliyor!"

Mali'nin kahkahaları büyürken mutfağa girdim. Koa'yı tutarken yemek yaptığını fark ettiğimde gülümsedim ve koşmamı yavaşlatıp arkasına dikildim. Boynuna bir öpücük kondurduğumda kıkırtısı, kulaklarıma ilişti.

"Yatak partnerim."

Adelaide bu söylediğime gülerken Koa'nın yanaklarını öptüm. 4 yıl önce ilk çocuğumuzu Adelaide'in doktoru ve onun verdiği ilaçlar yüzünden kaybetmiştik. Doktor hapse girerken Adelaide'in kendini toparlaması biraz zor olmuştu, 9 ay boyunca ne çektiğimi en iyi ben biliyordum.

"Thomas nerede, Cal?"

"Michael'la beraberdi."

E yuh daha devamınız mı var doyumsuz Calum? diyorsanız, hayır, şuan ailemiz 5 kişilikti. 3 çocuğumuz vardı ama ben 2 tane daha yapıp yedeksiz basketbol takımı kurmayı planlıyordum.

"Baba! Thomas'ın kafası niye renkli?!"

Mali'nin çığlığı kulağıma ilişirken refleksle kapıya baktım. Michael ve Thomas kapıdaydı. Michael'ın kucağındaki Thomas'ın kafası yeşil renkliydi, Michael'ın üstü boya olmuştu.

"Michael, çocuğuma ne yaptın?"

"Oğlun punk olmaya karar verdi, Hood! Michael amcasının izinden gidiyor!"

Michael böyle dediğinde Thomas'a baktım. Yeşil boya ellerini birbirine çarptı, sonra 'baba beni kurtar' dermiş gibi yüzüme bakmaya başladı. Mali saçlarımı öpmeye başlarken kaşlarımı çatarak Michael'a baktım.

"Çocukla oyna dedim, Michael. Şam şeytanına çevir demedim."

Michael bu hâlime gözlerini devirdi.

"Çok zırladın, Calum. Merak etme, oğlunun saçlarını guaj boyayla boyadık. Yıkarsan çıkar."

Michael, kucağında Thomas'la gözden kaybolduğunda saçlarımı öpmeye devam eden Mali'yi kucağıma aldım. Onu öpücük yağmuruna boğmaya başlarken duyduğumuz korna sesiyle Mali, bir çığlık attı.

"Ashton ve Luke geldi!"

Mali bir şekilde kucağımdan indiğinde onu takip etmeye başladım. Koşarak bahçeye ilerlediğinde bahçedeki siyah Range Rover'ı fark ettim. Arabadan ilk önce Ashton ve sevgilisi Alyssa indiğinde Mali, bir kez daha çığlık attı.

"Ashton amca! Alys teyze!"

Ashton, Mali'nin sesiyle beraber Mali gibi çığlık atarken Luke'un yanına ilerledim. Luke, sevgilisi Adel ve küçük kızları Eleanor arabadan inerken Eleanor'a bakıp gülümsedim. Eleanor, kafasını gülerek annesinin boynuna gömdü.

Kısa bir sürede içeri geçtik. Mali, Ashton'la oynarken ben Koa'yla ilgilenmeye başlamıştım. Koa, kafasını göğsüme yaslayıp kendi kendine mırıldanmaya başlarken Adelaide'in sesini duydum.

"Yemekler hazır. Eğer açsanız bahçeye çıkabiliriz."

Ashton ve Mali zıplayarak bahçeye çıktığında Koa'yı sıkıca tuttum. Koa babacıydı, benden bir türlü ayrılmıyordu. Thomas daha çok annesini seviyordu, Mali ise Ashton'a aşıktı.

Mali'yi Ashton'a verecektim, Ashton baksa daha iyi olurdu.

Masaya oturduğumuzda Mali, koşmaya devam etti. Ashton ağzına bir patates atarken Alyssa'nın ona vurduğunu fark ettim. İkisi mızmızlanırken çenemle oynayan Koa'nın eline bir parça ekmek verdim. Ekmeği elimden alırken hiç tereddüt etmedi ve yavaşça kemirmeye başladı.

O sırada hızına yetişemediğim Mali, tekrar bahçeye geldi. Yanıma gelirken sağ elimi Mali'ye uzattım.

"Baba! Ben pembe paketli bir şey buldum!"

Mali'nin elinde tuttuğu şeyi fark ettiğimde gülmeye başladım. Adelaide'e gösterdiğimde Adelaide, gözlerini açtı. Şaşkınca bana bakmaya başladığında gülerek devam ettim.

"Prezervatiflerimi bulmuş. Azgın at kafası."

"Calum!"

×

böyle bir son lazımdı cidden aynen

neyse umarım beğenmişsinizdir

watermelon sugar'ın harem klibini izleyin pişman olmazsınız

watermelon sugar'ın harem klibini izleyin pişman olmazsınız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
too young too dumb || hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin