Sabah güzel bir kahve kokusuyla uyandım ve açıkçası bu beni normalde olduğundan daha fazla mutlu etti ve boş dolaba baktım ama dolaptan beyaz bir kumaş parçası taşmıştı merakımdan dolabı açtım ve bir sürü kıyafet bunlar sabah gelmiş olmalıydı ve bedenimi nereden biliyorlar ki.Beyaz ve salaş olan bir t-shirt ün altına kısa kot pantalon giydim aşağı indiğimde artık sadece kahve kokusu değil simit kokusuda almaya başlamıştım ve bu iki kokuyu bir dolap dolusu kıyafete dahi değişmem .ben mutfağa doğru geçerken Çağatay ve Yiğit eve geldi merdivenden onlara seslendim ama sanırım Çağatay mendeburu beni takmadı bende sinirli bir biçimde ayaklarımı yere vurarak indim en azından yuvarlandım yani ayağım kaydı ve küttt Mayıs yerde neden çünkü Çağatay gece Barışa merdivenlerim tozunu alıp silmesini söylemiş ve bakıcağını söylemiş Barışta hepsine bakmaz diye ilk iki tanesini silmiş bende paldır küldür indim ama buradan çıkarıcağım ders öfkeyle kalkan zararla oturur değil Barışa güvenme Mayıs.Kahvaltıdan sonra odama gittim yani odam diyorum çünkü birkaç gündür orada kalıyordum ve orası benim yaşam alanımdı.Odama gittiğimde oda ne yatağımda benim müzik çalarım ve kulaklığım hemen aşağı indim ve Barışlara teşekkür ettim ama onlar ne dedi
"Bize neden teşekkür ediyorsun"
"Bana müzük çalarımı ve kulaklığımıda getirdiniz ya"
"Yooo biz hiçbir şey getirmedik"
"Nasıl ya bunu bana kim verdi ve kulaklığımı nasıl buldu onu gizlemiştim"
"Bilmiyorum" Bende çok üzerinde durmadım ve tam odama giderken Yiğit seslendi Mayıs hiç gitme seni dışarı çıkarıyoruz çok sıkıldın ama susucaksın ve kaçma girişiminde bulunmayacaksın hemen kafamı olumlu anlamda salladım ve odama gitmeden önce aklımdaki soruyu sordum
"Çağatay kızmasın benden nefret ediyor şerefsiz"
"Zaten seni dışarı çıkarmamızı o söyledi sanırım çabuk sıkılan biriymişsin"
"Nereden biliyor ki"
"Çünkü kahvaltı masasında dahil iki dakikadan fazla kalmıyorsun
"Neyse sorgulamayı bırakıyorum ve zaman kaybetmeden saçımı düzeltiyorum"
"Tamam"
Odama çıktım ve saçımın küçük bir bölümünü topuz yaptım sonrada geri kalan açık kısmı güzelce taradım.
Hazır olduğumda müzik çalarımı da alıp aşağı indim bu sefer dikkatlice aşağı indim ve hazır olduğumu söyledim aslında kötü bir amaçla söylemiyorum ama Barışta Yiğitte yakışıklı çocuklardı ne yalan söyliyim evden çıktığımız da karşımda devasa çimlerle kaplı neredenyse bir golf sahası kadar büyük çimlik bir bahçe vardı hayatım boyunca bu kadar büyük bir bahçe görmemiştim yani evet büyük bir holdingin varisiydim ama annem ve babam hep bizi mütevazi evlerde yaşamamız gerektiğini savunurdu ve dedemin ısrarları üzerine özel okula gidene kadar devlet okuluna gittim.Etrafa baktığımda siyah spor bir araba gördüm ve içinden deri mont giymiş siyah güneş gözlüklü bir Çağatay çıktı ve bu Çağatay kesinlikle evdekini andırmıyordu.Ben koşarak ön koltuğa bindim ve kemerimi taktım sonunda diğerleride bindi ve tam gaz yola koyulduk. İlerlerken olmamız gerekenden fazla hızlı gidiyorduk ama aslında yavaş gitsek 3 saatte bahçeden çıkamayız. Bir anda bir ses duydum ve bir anda arabanın üzeri açıldı ve rüzgar saçlarımı havalandırdı bende dururmuyum kemerimi açtım ayağa kalkı verdim ve hoop yerdeyim ve araba gitti yani sanırım gitti çünkü ben düştükten saniyeler sonra etraf karardı ve izlediğim dizideki en yakışıklı karakter bana selamın aleyküm dedi ve hop benim yakışıklı hayalimde gitti.
Çağatay Erdem
Mayıs gerçekten beni delirtiyor hayır hangi mal araba 160 la giderken rüzgarı hissetceğim diye ayağa kalkıp arabadan düşer.Hastane odasında çocuklarla beraber doktoru bekleri beklerken Mayıs miyavlamaya başladı neden bilmiyoruz rüyasında ne görüyor olabilir bilmiyoruz zaten tahminde de bulunamayız çünkü kafası bir insanınkinden farklı biçimde çalışıyor.Aradan birkaç dakika geçti ve odanın önünden geçerken bir kız Mayısı gördü ve bir anda içeri dalıp Mayısa sarıldı ama neden. Sonrada bir bana bir Mayısa baktı ben bizi sevgili sanıp gülüceğini sandım çünkü kız arkadaşlar böyledir ama o bana vurmaya ve küfretmeye başladı."Kızım vurmasana acıyo ahh"
"Şerefsiz ne yaptın kıza lan o benim en iyi arkadaşım lannnn"
"Vallaha bişey yapmadım"
"Bok yapmadın bişey yapmasan niye bu halde olsun Mayıs o çok uslu ve sessiz bir kızdır bir yere oturur ve asla kalkmaz nasıl kendine zarar versin ne yaptın çabuk söyle"
Ben kendimi korumaya çalışırken Mayıs uyandı ve Begüm diye bir ses çıkardı.
O sırada aklımda tek bir soru vardı soru vardı soru Begümün km olduğu felan değildi soru nasıl küçücük tüylü bel çantasıyla neredeyse 1 yıla yakındır vücut çalışan ve box oynayan birisini yerde yalvartmıştı ve dövmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY VE GECE
RandomArkadaşlar bu benim ilk hikayem bu nedenle yanlışlarımı affedin.Yazım ve noktalama kurallarına pek dikkat edemiyorum.Umarım severek okursunuz. iyi eğlenceler