Sabah uyanırlar, kahvaltı yaparlar.
Millie:Finn sen okul kaydını buraya aldıracak mısın?
Finn:Aldırdım bile.
Millie:Tamam.
Sadie:Ee diyorumki biz siz ikinizi bugünlük yalnız bırakalım sonra beraber devam ederiz zaten, özel konuşacaklarınız vardır sizin.
Noah:Aynen bence de.
Jaeden:Hadi biz gidelim o zaman kalkın!
Sadie, Noah ve Jaeden kalkar.
Noah:Biz gidiyoruz şimdi. Hadi siz dertleşin hasret atın yarın görüşürüz.
Finn:Görüşürüz.
Üçü gider. Finn ve Millie bir koltukta öylece oturmuş ve hiçbir şey konuşmuyorlardır.
Finn:İyi misin?
Millie:Olabildiğince evet, ama hala şaşkınım.
Finn:Anlıyorum... Mutluluk ışıkların söndü mü?
Millie:Söndü.
Finn:Geri aydınlatacağım, biliyorsun.
Millie:Pili bitti benim ampullerimin Finn,çok zor zamanlar geçirdim. Birkaç defa patlamasına rağmen kullanılmaya devam edilmeye çalışılan bir ampul gibi hissediyorum.
Finn:Sen paramparçasın, birleşmiyorsun. O yüzden çöpe atacağız o ampulu ve yerine yenisini takacağız. Aydınlanacak ve sonsuza dek sönmeyeceğiz.
Millie:Söz mü?
Finn:Söz...
Gözleri dolu biraz öyle bakışırlar.
Finn:Ee ama böyle olmaz hadi kalk! Dışarı gidiyoruz. Evde oturup içimizi karartarak olmaz bu işler hadi!
Finn ayağa kalkıp Millie'ye elini uzatmıştır. Millie elini tutup kalkar.
Millie:Gidelim. (gülümser)
İkisi de hazırlanırlar. Sonra çıkarlar. El ele yürüyorlardır.
Millie:Nereye gideceğiz şimdi?
Finn:Nereye istersek oraya! Nereye gitmek istersin mesela?
Millie:Bilmem ki!
Finn:Gel seni çok güzel bir yere götüreceğim.
Millie:Nereye?
Finn:Gidince görürsün, hadi!
Gittikleri yer büyük festival alanı gibi bir yerdir,ama festival değildir. Satıcılar, sokak yemekleri satanlar, müzik aleti çalanlar, dövmeciler, takıcılarla dolu çok güzel enerjisi olan bir yerdir.
Millie:Burası çok güzel!
Finn:Bence de. İlk ne yapalım?
Millie:Ne istersek onu.
Finn:Hadi gel dolaşalım aralarda istediğimiz her şeyi yaparız.
El ele dükkanlar arasında yürümeye başlarlar. Bir takımının önünde dururlar ve takılara bakmaya başlarlar.
Finn bir bileziği Millie'nin bileğine tutar.
Finn:Nasıl?
Millie:Çok hoş.
O bileziğin parasını öderler ve Finn Millie'nin bileğine takar.
Sonra yürümeye devam ederler. Bir adamın dükkanının önüne gelirler.