"Jungkook! İki saat sonra hazır ol seni almaya geleceğim!"
"Nereye gidiyorsun ve beni nereye götüreceksin?"
"Boşver sevgilim. Sen sadece hazırlan"
"Ya Taehyung! Nasıl giyinmem gerektiğine kara vereceğim! Söyle işte! Nereye gideceğiz!"
"Sen istediğin gibi giyinebilirsin Jungkook. Hadi ben gittim!"
Esmer olan odadan çıkıp hyunglarına da dışarı çıktığını söyledi ve kapının önünde onu bekleyen arabaya bindi.
(...)
"Nereye gidiyoruz?"
"Of Jungkook! Ne güzel sana bir sürpriz yapmışım. Seni bir yerlere götürüyorum. Sen ne diye her seferinde 'sürpriz' olduğunu bildiğin halde nereye gittiğimizi soruyorsun!"
"Ama merak ediyorum!"
"Fazla merak-"
"Ay tamam ya! Sustum! Sen de biraz hızlı sürsene şu arabayı!"
Taehyung sevgilisinin sert çıkışına gülümseyip arabyı daha hızlı sürmeye başladı.
(...)
"Tae? Neredesin? Nereye kayboldun?!"
Taehyung Jungkook'u kumsala getirmiş ve onu orada öylece bırakmıştı. Jungkook kumsalda Taehyung'a seslenirken ayağına bir şey çarpmıştı
"Cam sişe mi? Hem de içinde not var öyle mi?"
Jungkook inanmazca gülerken şişeyi alıp içindeki kağıdı çıkardı.
İlerideki mor ışığa doğru yürü Jungkook-ah
Jungkook notu okuduktan sonra ileriye baktı. Gerçekten de mor bir ışık vardı. Jungkook ışığa doğru yürümeye başladı
Işığa yaklaştığında yerde bir cam şişe daha gördü. Gülerek o cam şişeyi de açtı ve içindeki nota baktı
Seni seviyorum...
Seni seviyorum...
Seni seviyorum...
Eminim hala daha bir şey anlamadın ve notu okumaya devam ediyorsun. Aslında bu not sadece vakit kazanmak içindi hehe.Jungkook Taehyung'un onu nasıl bu kadar iyi tanıdığını düşünürken bir yandan da sinirden kahkaha atıyordu. Daha Jungkook iki adım ötesinde ne yapacağını bilmezken bu çocuk nasıl ne yapacağını bu kadar emin şekilde bilebilirdi?
Jungkook nottan başını kaldırdığında biraz ilerisinde bir tablo olduğunu gördü. Tabloya doğru ilerleyip ne olduğuna baktı.
Tabloda çizilmiş bir resim yerine yapıştırılmış iki fotoğraf vardı. Fotoğralardan birinde Taehyung elleriyle kalp yapmış diğerinde ise işaret parmağıyla sol tarafı gösteriyordu. Jungkook ufak bir şaşkınlıkla kafasını yavaşça sola çevirdi. İleride bir sürü meşale vardı.
Meşalelere doğru gittiğinde bir de ufak bir özel alan hazırlandığını gördü. Mor tüllerle çevrelenmiş kare bir alan..
Jungkook yürüdüğünde karşısına bir sandalye ve gitar çıkmıştı.
"Bana şarkı da eşlik etmeye ne dersin sevgilim?"
Taehyung gelmiş ve kollarını Jungkook'un beline sarmıştı
"Ama ben notaları hatırlamıyorum Taehyung?"
"Önemli olan kalbinin hatırlaması... Hafızanda olmasa da kalbin hala daha notaları biliyor Jungkook.. İnan bana... Sadece içinden gelen notaları çal"
"T-Tamam"
Taehyung genci sandalyeye oturttup gitarını da eline yerleştirip kendisi de mikrofonu alıp karşısına diz çöküp ona bakarak söylemeye başladı şarkıyı
Lately I've been thinkin, 'thinkin' bout what we had
Son zamanlarda düşünüyorum. Sahip olduklarımız hakkında düşünüyordum
I know it was hard, it was all that knew, yeah.
Biliyorum bu zor, hepsi bildiklerimizden ibaretti evet.
Have you been drinkin, to take all the pain away?
Tüm acıyı gidermek için kendini içkiye mi vermiştin?
I whish that I could give you what you, deserve
Sana hak ettiğin her şeyi vermiş olmayı dilerdim.
Cause nothing could ever, ever replace you
Çünkü hiçbir zaman yerini başkası alamaz
Nothing can make me feel like you do
Hiçbir şey beni senin hissettirdiğin gibi hissettiremez.
You know there's no one, I can relate to
Biliyorsun ilişki kuracak başka kimse yok
And know we won't find a love that's so true
Ve bil ki gerçek aşkı bulamayacağız (başkasıyla anlamında)
There's nothing like us, there's nothing like you and me
Bizim gibisi yok, sen ve benim gibisi yok
Together trought the storm
Beraber fırtınaya doğru
(...)
İki genç de birbirlerinin gözüne bakıyordu mutlulukla..
Taehyung'un dediği gibi olmuş ve Jungkook şarkının notalarını çalabilmişti.
Şarkı bittiğinde ikisi de birbirlerine bakıyordu. Jungkook elini Taehyung'un yüzüne yerleştirip fısıldadı
"Seni seviyorum..."
"Seni seviyorum..."
Jungkook dudaklarını karşısındakinin dudaklarına kapattı. Bir eli hala daha yüzündeyken bir eli de esmerin kolunu tutuyordu...
Aniden duyulan silah sesleriyle Jungkook'un gözleri kocaman açılmış, esmerin kolunu tutan eliyse istemsizce acıyla sıkılaşmıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nothing Like Us Taekook/Texting
Fanfiction-Birini seviyorum. İmkansız birini. Beni asla sevmeyecek birini