10

38 1 0
                                    

Jungkook gergince telefonu bırakıp oturduğu yataktan kalktı ve Taehyung'un odasına yürümeye başladı.

"Bir şey yok. Nasıl Hoseok hyung senin odana girip boxerlarını alıyorsa şimdi sen de gidip Taehyung'un odasından bir hatıra alıp geleceksin"

Jungkook kendi kendine güven verircesine konuşup odanın kapısını açtı. Oda tamamıyla Taehyung'u yansıtıyordu

Rengarenk boyalı duvarlar,Kapaklarına bakınca bütün bir resmini oluşturan gardolabı, Kendi çizdiği tablolar.

Jungkook odada gezerken bir duvarın siyah olduğunu fark etmişti. Siyah olan duvarın önünde boya kutusu ve fırça vardı.

"İyi ama neden bu güzel duvarları siyaha boyuyor ki?"

Çünkü onun renkleri sendin. Ve artık sen yoksun onun için

Jungkook iç sesinin dediği şeye üzülse de haklıydı. Onun dünyasının bir zamanlar gökkuşağı olmasının sebebi o'ydu ve o Taehyung'u renklerinden... Kendisinden ayırmıştı.

Jungkook kafasını iki yana sallayıp komodinin çekmecelerine baktı. Biri onu görmeden bu odadan çıkmalıydı.

Çekmecelerde bir şey bulamayınca tablolara doğru ilerledi ve hepsini inceledi. Ama orada da dikkat çeken bir şey yoktu.

Jungkook odanın her yerine bakmıştı ama onunla ilgili hiçbir şey yoktu. Bu durum canını sıkmıştı. Son kalan yer olarak yatağın altına eğildi. Elleriyle yatağın altını yokladığında eli sert bir şeye çarpmıştı.

O şeyi tutup oradan çıkardığında onun bir tablo. Kendi portresinin çizili olduğu bir tablo olduğunu gördü.

Simsiyah tuvalin üstüne rengrarenk uçuşan saçları ve açık mavi tişörtüyle Jungkook vardı.

Jungkook başındaki acıyla tabloyu yere düşürdü ve dizlerinin üstüne düşüp elleriyle başını tutmaya başladı

..........

-Tamam geldik. Dur şimdi. Biraz bekle burada ben birazdan geleceğim.

-Çabuk ol ama! Korkuyorum! kim bilir sen beni uçurumdan aşağı atacaksındır!

Taehyung'un neşeli kahkahası doldurmuştu kulaklarını

-Bunun hep hayalini kurmuştum kook

-Neyin?

-Bunun, dedi ve Jungkook'un gözlerini açıp kollarını beline sardı. Jungkook ise etrafındaki çeşitli tablolara bakıyordu. Taehyung onu bir kumsala getirmiş ve kendi yaptığı tablolardan oluşan sergisini göstermişti

-Benim hayalim neydi biliyor musun kookie?

Taehyung fısıltı şeklinde konuşuyordu ve Jungkook bulunduğu yerin büyüsünü atlatamadan bu sesi de duyduğu için çok garip hissediyordu.

-N-Neydi?

Jungkook mayışmış bir şekilde zar zor konuşabilmişti

-Sevdiğim kişiye o zamana kadar çizdiğim tabloları bir kumsalda göstermek. Ve tam da şu dakika bir hayalimi daha gerçekleştirdim

-Yani bu bana özel değil? Başka birini sevmiş olsaydın bile yapacaktın?

-Açıkçası evet.

Jungkook hızla Taehyung'dan ayrılıp ona sinirle baktı.

Taehyung ise sırıtıp cümlesini devam ettirdi

Nothing Like Us Taekook/TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin