Ölüm.
Bir kelebeğe sürekli göz kırpıp onun son nefesini alan.
Ölüm.
Yüzyıllarca yaşamış ve kök salmış bir ağacın gövdesine balta dayayan.
Ölüm.
Bir insanın şah damarındaki o küçük basıncı hissizleştiren.
Ölüm; verilen son nefes, duyulan son ses, görülen son sima...
Ölüm, sonların başlangıcıdır.
Ölüm, aldığımız her nefesin bedelidir.
Ve ben şuan aldığım her nefesi ödemek adına bir adım atmıştım.
Yada buna zorlanmıştım.
Bilmiyorum.
Gökyüzünde süzülüyordu sanki bedenim.
Hayır ben düşüyordum.
Süzülmek başka düşmek bambaşka...
Yüzüme çarpan rüzgar düşüşümü kanıtlarken duyduğum son sesi bana getiriyordu.
Silah sesi.
Neydi bu şimdi? İntihar mı etmiştim? Öldürülmüş müydüm?
Derler ya ölmeden önce bütün yaşam gözler önüne serilir.
Benim neden şuan gözlerim karanlığa hapisti? Ben yaşamamış mıydım?
Hiç yaşamayan biri ölür müydü? Ölmek için yaşamak gerekmez miydi? Yoksa sadece yaşadığımı mı zannetmiştim. İçimdeki garip his, ölmek için geç kaldığımı bile söylüyordu.
Aniden gözlerimin önüne gelen bir çift mavi gözle akmayı durdurmuş kanım dondu.
Kime aitti bu gözler?
Benim tüm yaşantım bu maviliklere mi sığmıştı?
Ölü ömrümü sığdırdığım deniz mi yutmuştu beni yoksa?
Bilmiyorum.
Yüzüme çarpan rüzgar kesildi, silah sesi gitti, hislerim düştüğüm yerden devrildi.
Her düşüşün bir sonu vardı.
Sona gelmiştim galiba.
Çünkü zihnim silinip beni karanlığa bırakmıştı yada beni saran denize.
Denizin karanlığını tattım belki de.
İşte benim yeni başlangıcım.
Denizin en derinlerindeki karanlık...
Yazılma Tarihi: 21.05.2020 - 00.22
Yayımlanma Tarihi: 30.08.2023 - 00.36/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZ KIZI
Teen FictionDenizden gelen bir kız. Kim olduğunu bilmeyen.. Adını, kimliğini, yüzünü dahi unutmuş bir kız. Sanki hafızasını denizin en derinine gömmüş sonra ise ölüme terk etmişti kendini. "Denizden geldim, bataklığa gitmek için." *** Ruhunu çocukluğunda terk...