chapter 6: disclosure of betrayal

2K 229 188
                                    

Soobin, söz verdiği gibi pazar günü Yeonjun ile buluşacaktı.
Klasik bir şekilde hazırlandı ve telefonundan Yeonjun'un daha önceden attığı konuma baktı. Epey uzaktaydı.

Evden çıkmadan önce annesinin yanına gitti "Anne!"
Bağırışıyla beraber annesi Soobin'e sinirli bir bakış attı.

"Ryurim'i anca uyuttum Soobin!" sessizce kızdı.

"A-ah, anladım" gerginge gülümsedi "Ben dışarı çıkıyorum anne, arkadaşımla buluşacağım" annesi tek kaşını kaldırıp kolarını önünde kenetledi.

"Ne arkadaşı?" Soobin bir yalan uydurmaya çalıştı, maalesef ki bu konuda berbattı.

"Yeni tanıştım! Üniversiteden" gülümsedi.

"Arkadaş edinebilmene sevindim Soobin-ie. Tek arkadaşın Huening Kai olduğu için alışılmadık bir durum" güldü.

"Herkes aynı şeyi söylüyor!" bıkkınlıkla nefes verdi. "O kadar da asosyal biri değilim" annesi dalga geçercesine 'hmm'ladı.
"Hmm, şey... Beomgyu hyung..?" Soobin sessizce sordu, biliyordu ki bu annesinin fitilini ateşleyebileceği için çok tehlikeli bir soruydu.

"Nerede olduğunu bilmiyorum. Bilmek de istediğim söylenemez doğrusu. Kim bilir nerelerde, kimlerle, ne yapıyor? Taehyun'a söylemiştim, ona kucak açma demiştim ama dinlemedi. Bakmayacaksan çocuk doğurmanın anlamı nedir ki? Asla annelik yapamıyor, Ryurim--" annesinin hiç susmadan on saat Beomgyu'yu azarlayabileceğini bildiği için araya girdi.

"Anne gerçekten dinlemek isterdim ama arkadaşım bekliyor, görüşürüz" hızla annesinin yanından ayrıldı ve Yeonjun'un çağırdığı yere gitmek üzere otobüsü beklemeye başladı

⛓️

Durağa vardığında otobüsten indi ve Yeonjun'a mesaj attı.

.
.
.

soobin
ben geldim, tam olarak neredesin?

yeonjun
etrafta bir kafe görmen lazım, sarı tabelalı

soobin
ah tamam
gördüm geliyorum

.
.
.

Soobin, gözüne kestirdiği kafeye doğru yürümeye başladı, attığı her adımda kalbi daha çok yerinden çıkacak gibi oluyordu.

Neden böyle hissediyordu?

Kafenin önüne geldiğinde kapısını iterek açtı ve etrafına baktı, Yeonjun'un sarı saçlarını görünce yutkundu.
Yavaşça ona doğru yürüdü, Yeonjun kafasını önündeki telefondan kaldırıp Soobin'e baktı. Hiçbir duygu yok gibiydi, ikisi de boş boş bakıyordu birbirlerine.

Gerçi, Soobin'in içinde fırtına kopuyordu. Gereksiz yere aşırı heyecanlıydı.

"Hoş geldin Soobin" sessizliği bozan Yeonjun oldu.

"Hoş buldum" cevaplayıp karşısındaki sandalyeye oturdu.
İkisi de bir müddet sustu, ardından Soobin yine konuştu "Neden çağırdın beni buraya?"

"Sadece nasıl olduğunu merak ettim" sırıttı "Bilmediğimi sanma"

"Neyi..? Ne?" Yeonjun'un ne demek istediği hakkında hiçbir fikri yoktu.

"Beraber bakalım mı? Ama sakin kalacağına söz ver" Soobin'e sinsice bakıp göz kırptı.

"Neye bakacağız tam olarak?"

"Telefonumun ekranına tabii" zaten açık olan telefonun ekranını Soobin'e çevirdiğinde Soobin buraya hiç gelmemiş olmayı diledi.

"Bunu, ne- nasıl?" şaşırdığı için doğru düzgün konuşamıyordu. Yaşadığı ihanet duygusu içini tamamen doldurup taşırıyordu.

i want your bite ♡ yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin