chapter 3: kai's confession

2.8K 267 689
                                    

[Bu bölümü yazarken kendimi Sookai fici yazıyormuş gibi hissettim. Siz de Sookai okuyormuş gibi hissedeceksiniz ama olsun]

[Bu arada oy ve yorum sayısı bok gibi el atsanız çok makbule geçer]

⛓️

Soobin saatler boyu sadece oturuyordu okulda, ne derse katılıyordu ne de birileriyle konuşma zahmetinde bulunuyordu.

Soobin'deki bu ruhsuzluğu herkes fark ediyordu, Kai'yi onunla konuşması için zorluyorlardı fakat Kai konuşmamakta ısrarcıydı. Soobin'in iyiliğini istemişti ve Soobin ona tavır almıştı, bu Kai'yi çok kırıyordu.

Ne zaman birisi Soobin'le konuşmaya çalışsa Soobin onu duymamazlıktan geliyordu. Öğretmenler hariç kimseye cevap vermiyordu.

Ve bu Kai'yi iyice sinir ediyordu.

En sonunda herkesin zorlaması ve gaz vermesiyle "Sorunun ne Choi Soobin?" diye sordu, Kai. Sınıf çoktan onları izlemeye başlamıştı.

Soobin kafasını kaldırıp yavaşça Kai'ye çevirdi. Bomboş bakıyordu yüzüne, ne düşündüğü anlaşılmıyordu.
Kai endişeliydi, ne tepki vereceğini kestiremiyordu.

"Sorunumu çok iyi biliyorsun, arkadaşım" hafifçe gülümsedi, herkes birbirine anlamadığını belli eder şekilde bakarken Kai masasından kalktı ve Soobin'in masasının yanına gitti.

"Senin sorunun ne bilmiyorum" Soobin'in masanın üzerindeki elini tutmaya çalıştı fakat Soobin elini çekti.

"Nasıl bilemeyebilirsin?" Kai'ye ateş saçan gözleriyle baktı. "Gülüyordun o gün" yumruğunu sıktı. "Çok kırıldım ama asla seninle kavga etmedim, ve sen beni zorluyorsun" sakinliğini koruyordu.

"Kavga mı çıkacak yoksa?" sınıfın 'fişekçilerinden' biri konuştuğunda diğerleri de ona katılmıştı. Şu an herkes Soobin ve Kai'nin kavga etmesini istiyordu resmen.

"Kavga etmeyeceğiz" Soobin söylediğinde sınıftan bir "sıkıcısınız!" sesi yükseldi.

"Kendi adına konuş, benim seninle etmek istediğim bir kavga var ama Soobin" Soobin, Kai'nin yüzüne baktı, dudağının kenarı kıvrıldı.

"Ne kavgası?" Kai bir süre sustu. Ardından Soobin'i kolundan tutup masasından kaldırdı ve çekiştirerek tuvalete kadar götürdü.

"Ne o? Dövecek misin beni Kai?" kollarını kenetleyip Kai'ye karşı imalı bir şekilde konuştu.

"Hayır" Kai, Soobin'e yaklaştı "Sadece bir şeyin farkına varmanı sağlayacağım" Soobin'i itip duvara yasladı ve dudaklarını birleştirdi. Bu iki taraf için de ilk öpücüktü, nihayetinde tam anlamıyla öpüşmüş sayılmazlardı. Dudaklarını birbirine değmişti, en ileri ihtimalle Kai'nin salyası Soobin'in dudaklarına bulaşmıştı.

Soobin, kendini öpen çocuğu itti "Kafayı mı yedin?" eliyle dudağını kapattı.

"Soobin hiç beni düşünmedin!" gözleri çoktan dolmuştu "Bana aşık olduğunu anlatırken hep sustum, hatta itiraf etmene bile yardım ettim. Bunları seni sevdiğim için yaptım. Kendi kendime onu unutmanı bekledim fakat görüyorum ki burada olmasa bile unutamıyorsun" sonundagözyaşları akmaya başlamıştı. "Sikik Yeonjun'un nesini bu kadar sevdiğini anlamıyorum" kafasını sağa sola salladı ve akan burnunu çekti "Nefret ediyorum ondan!" okul formasıyla gözlerini silerken elinin tutulmasıyla Soobin'e baktı.

"Benden mi hoşlanıyordun?" Kai yutkundu ve kafasını olumlu anlamda salladı.
"Bunu bana söylemen gerekirdi" Kai'ye sarıldı. "Sana karşı öyle bir şey hissetmiyorum ama emin ol sana çok değer veriyorum Kai"

i want your bite ♡ yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin