B İ R İ N C İ B Ö L Ü M

16.2K 107 22
                                    

Ailemi yeni kaybetmiş olmanın verdiği acıyı yaşıyorken birde sevdiğim adamın evlenme acısı beni iyice yiyip bitiriyordu. Kimsem kalmamıştı, zaten tek çocuktum. Artık şımarıklık yapabileceğim bir ailem de yoktu. Gözlerimden yavaş yavaş süzülen yaşlara aldırış etmeden öylece uzanıyordum. Ne yapmam gerektiğini, bundan sonra nasıl bir hayat süreceğimi ve nasıl para kazanabileceğimi bilmiyordum.

Okulumu da bitirememiştim, zaten bitiremeyecektim de hem çalışıp hem de kendi başıma okumak zordu, ve sanırım benimde bunu yapmaya cesaretim yoktu. Eski hayatımdan, arkadaşlarımdan uzaklaşmış tek başıma, elimde kalan son parayı da İzmir'de bir ev tutmak için harcamıştım. Gözlerimin yavaş yavaş kapanması ile düşüncelerimin son bulması bir oldu.

Gece tıkırtılar duyarak gözlerimi araladım. Hırsız mıydı gelen. Ne çalacaktı ki, çalınabilecek hiç birşeyim yoktu. Ses buraya doğru geldiğinde çaresizce gözlerimi tekrar kapattım. Beni fark etmesi isteyeceğim son şeydi. Göz kapaklarımın titrediğini hissediyordum elimden geldiğince titrememesi için çabalasamda titriyordu. Sonunda odanın kapısı açıldı, biraz sessizlik olduktan sonra bir ses duydum.

"Uyumadığını biliyorum"

Bu ses iyice kaskatı kesilmeme sebep oldu. Öylece kıpırdamadan duruyordum. Yavaşça yanıma gelerek yorganı üzerimden çekti ve kolumdan tutarak beni kaldırdı. Şaşırmıştım bu haraketi beklemiyordum. Her ne kadar istemesem de gözlerimi aralamak zorundaydım.

"Ne istiyorsun" dedim korkak ve içine kaçmış olan sesimle.

Korkuyormuydum?

Tabiki korkuyordum, kimsem yoktu beni bu durumdan kurtarabilecek.

İfadesiz bir şekilde suratıma baktı. Bu adamı daha önce gördüğümü hatırlıyorum, tanıdık bir siması var dı ama kim olduğunu çıkaramıyordum.

"Kalk gidiyoruz" dedi kolumu çekerek. Çok sert çektiği için kalkmak zorunda kalmıştım. Sürünerek yataktan kalktım. Üzerimdeki pijamalarla adamın arkasından gidiyordum.

"Nereye?"

Evet bu sorunun cevabını çok merak ediyordum. Cevap vermesi için suratına baktım. O ise bana bakmıyordu.

"Çok soru soruyorsun"

Yüzünü bana çevirmeden söylediği bu şey ne kadar sinirimi bozsa da cevap vermedim. Cevap veremedim.

Bu durumdayken ne diyebilirim ki. Sonuçta beni öldürmeyeceğinin garantisi yoktu.

Beni binanın önünde duran siyah büyük bir arabanın arka koltuğuna doğru iterken
"Sakın kaçmaya çalışma" dedi ve kapıyı hızla örttü. Kendisi de ön koltuğa geçerek arabayı sürmeye başlamıştı.

Ludder  +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin