Adım Bade. 18 yaşındayım. Sarı saçlı ve mavi gözlüyüm.Ve saçlarımın arasında yeşiller var. Küçükken (kaç yaşımda olduğumu hatırlamıyorum) evimizde bir yangın çıktı. Yangından sadece annem ve ben kurtulduk. Ama babamı kurtaramadık. Babam,ölmüştü. Açıkçası babam benim süperkahramanımdı. Onu annemden çok daha fazla severdim.Eğlenceli,esprili,beni asla sıkmayan,benim yüzüm ne kadar düşük olursa olsun beni güldürmeyi başarabilen,saygılı,hoşgörülü ve şirkette yaşadığı her olayı komik bir biçimde anlatan(mesela bazı iş adamlarının seslerini taklit etmeye çalışırdı ve herbirinin suratının tavuk götüne benzediğini söylerdi) bir adamdı. Onla geçen her zamanım gülerek geçerdi. Onun yanında ağladığımı hiç hatırlamıyordum. Ama kazadan 1 gün sonra o kadar ağlamıştım ki korku filmlerinden çıkmış zombilere benzemiştim. Kendimi toparladıktan sonra kendime söz verdim. Hiç ağlamıyacaktım.Bu olayı birdaha kendime hatırlatmıyacaktım. Ve adeta dünyadan soyutlanacaktım. Ayrıca hiç sosyalleşmeyecektim. Bu sözlerin hepsini uyguladım. Bu yaşıma kadar. Ve artık benim için tek renk vardı: Siyah. Artık siyah benim yaşamımın kendisiydi. Hep dövüş dersleri aldım. Ve bu konuda kendimi çok geliştirdim. Neredeyse tüm dövüş tekniklerini biliyordum. Bu konuda bana yardımcı olan bir hocam vardı. Kuzey Hoca. Her zaman bana yardım etmişti. O resmen bir ustaydı. Doğuştan dövüş tekniklerinin hepsini biliyor gibiydi. İri kasları ve muhteşem güzellikle bir vücudu vardı. Siyah saçları ve gözleri vardı. Bir kızı 2 dk da etkileyebilecek kadar da yakışıklıydı. Bana nasıl insanlara karşı soğuk olunabileceğini de öğretiyordu. O da benim gibi kimsesizdi ve acısını aynı zamanda kum torbalarından çıkarıyordu. Ben aynı zamanda gittiğim bütün kafes dövüşlerini de ona borçluydum. Hepsini benim için ayarlıyordu. Tek arkadaşım oydu. Aynı zamanda kardeşim ve abimdi o benim için. Annemi tanıtmayı unuttum. Annem benimle hiç ilgilenmezdi. Onun yurtdışında hep işleri vardı. Her zaman olduğu gibi. Bende onu hiç takmıyordum,zaten. Ayda yılda bir eve gelip,nasıl olduğumu sorardı. Arada bir de arardı. Benim şimdiye kadar hiç sevgilim de olmamıştı. Benim tek sevgilim,babam ve hikayede okuduğum yakışıklı hayali çocuklardı. Ayrıca hiç de öpüşmemiştim. Asla yıkılmaz duvarlarım vardı. Benim duvarlarım buzdan falan da değildi hiç kimse eritemezdi. Birilerine vurmayı çok severdim. Resmen onlar acı çekerken ben eğleniyordum. Müzik dinlemeyi(duman,model seksendört,kolpa,gripin tarzı şeyler )seviyordum. Bir silahım vardı. Arada sırada tenha yerlere gidip atış yapardım. En çok sevdiğim şeylerden birisi de denizi izlemektir. Beni sakinleştitip ,rahatlatıyordu deniz. Ayrıca hava kararınca dışarda yürümeyi de ćok seviyordum. Öyle geceden korkan tiplerden değildim. Hiçbir şeyden korkmazdım ben. Yanımda her zaman bir çakı ve silah taşırdım. Yalnızlığı çok seviyordum. Hiç kimseye hesap vermemeyi. Bana bir şey olsa kimseye haber veremeyeceklerini(yani anneme haber verseler umursamazdı,bir tek gelirse kuzey gelirdi). Birde ailemin ne işle uğraştıklarını söylemedim. Zenginim çünkü baba parası yiyen tiplerdendim. Ama o şımarık züppelere benzemezdim. Bir holdingimiz var. "Demir Holding."Ama o tanınmış dünya markalarından değildik. Siyah bir mini coooper ım var. Arada bir yasal olmayan araba yarışlarına katılırım. Ama şimdiye kadar hiç yakalanmadım. Bir üniversite öğrencisi olarak çalışkan değildim. Ama çok zekiydim. Satrançta da mükemmeldim. Öyle her gün ödev fln da yapmazdım. Arada bir performanslar varsa onları yapardım. Her zaman öğrenciler benden korkarlardı. Niye bilmiyorum ama bu benim çok hoşuma gidiyordu. Hocalar bile anlamıştı benim ne kadar soğuk olduğumu. Kimseyi yanıma oturtmazlardı.Ama okul kıyafetlerimi giymediğim için ve saçımın aralarını yeşile boyadığım için kızarlardı. Ayrıca deri bilekliklerime de sinir olurlardı. Ve ,ben,aslında güzeldim. Çok ince bir belim ve mükemmel iç hatlarım vardı. Bunu şimdiye kadar hiç düşünmemiştim aslında.Ama bana yavşamaya çalışanların hep bir yerlerini kırardım. Bu sinir bozucuydu. Gerçekten. Ama birini dövdüğümde mutlu oluyordum. Kendimi güçlü ve yenilmez hissettiriyordu.Ayrıca kendimi ait bir yerim vardı. Burası ıssız bir yerdi. Hafta sonları hep buraya gelirdim. Şehirden 1 km uzaklıktaydı. Burası muhtaşem güzellikte bir uçurumdu. Hep, burdan aşağıya atlamak isterdim. Ama atlayamazdım. Aslında beni hayatta tutabilecek hiçbirşeyim yoktu. Ama yaşamak güzeldi. Birilerine kabadayılık taslamak,onları dövmek,kuzeyden dövüş dersleri almak,kitaptaki tatlı çocuklara aşık olmak ,güçlü kalmak,araba ve silah kullanmak,kıyafetlerimin hepsinin siyah olması ve buraya gelip denizin sesini dinlemek.Bunların hepsi güzeldi.
Bugün yine he zamanki gibi okula gittim. Birkaç cesaretli çocuk bana yavşamaya kalktı,onları dövdüm. Kuzeyle dövüş yaptım.Ama adam harbiden güçlüydü. Her zamanki gibi yenildim. Birkaç kum torbası yumrukladım.Ve kafes dövüşüne gittim. Ben kazandım. Ve dışardayım. Dövüşten sonra bir kafeden su aldım. Gerçekten terlemiştim. Yürümeye başladım. Hava kapalıydı ve gece olmak üzereydi. Tam da benim havam! Ama yürümeye başladığım andan beri takip ediliyormuş hissine kapıldım. Heyecanlandım. Belki de bir gruptur ve hepsini döverdim. Ama karşıma hiçkimse çıkmadı. "Belki benim paranoyamdır" diye düşündüm ,içimden. Ama birden arkamdan biri geldi.Tam arkamı dönecekken bir bez parçasıyla ağzım kapatıldı ve bayıldım. Bu halde bile "O bez parçasını ağzıma kapatmasaydın verirdim ben senin hakkını,götün yemedi dimi benle dövüşmeye"gibi şeyler geçiyordu aklımdan ama bu düşünceler fazla sürmemişti çünkü etraf karanlıktı...ARKADAŞLAR BU BENİM İLK HİKAYEM İNŞALLAH BEĞENİRSİNİZ YORUM VE VOLTLARINIZI BEKLİYORUM.SİZİ ÇOOK SEVİYORUM...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soğuk Kız
Teen FictionAsla yıkılmayan duvarlarıyla yaşayan bir kız.Hiç arkadaşı yok.Babası küçük yaştayken ölmüş.Annesi hep yurtdışındaymış.Kız hep kimsesizmiş.Ama annesinin karıştığı işlerden habersizmiş.Bu işleri,kaçırıldığında öğrenecek.