Suzy büyük bir esnemeyle kalkarken Shou çoktan uyanmış ve iş için hazırlık yapıyordu. Gözlerini oğuşturup lavaboya gitti yüzünü yıkayıp salona geçti.
"Günaydın Suzy"
"Günaydın"
Kahvaltı yaparlarken Shou'nun olmadığını fark etti. "Shou nerede?"
"O erken çıkıyor işleri olduğu için kahvaltısını erken yapıyor."
"Peki ne işi?" "Oymacılık Shou küçükken sürekli babasını yaparken izlerdi ve onun doğuştan bir yeteneği var." Sofradan kalkıp içeri geçti ve tahta bir oymayla içeri girdi."Bunu Shou yaptı genellikle sipariş gelince kasabaya iner ya da sakin bir yerde odun oyar." Tahta oymaya hayranlıkla bakıyordum. Küçük bir kız hilalin halkasında oturmuş ve elinde bir çiçek demeti vardı ve elbisesi hilalin halkasından aşağıya sarkıyordu. "Çok güzelmiş Shou'nun bu kadar yetenekli olduğunu bilmiyordum." "Evet ama genelde alım fazla olmuyor bu yüzden ne kadar güzel olsada geçinmemiz gerek." Son lokmamı da ağzıma atarken masayı topladık ve bende Shou'yu aramaya koyuldum.
Nehrin oraya gittiğimde oradaydı ve dikkatle oduna şekil verişini izledim. Shou'nun dikkati dağılmadan sessizce yanına oturdum. "Ellerin nasıl?" "Biraz daha iyi teşekkürler Shou bana çok yardım ettiniz."
"Önemli değil Suz"
"Şey kasabaya ne zaman gideceksin?"
"Henüz sipariş gelmedi neden sordun?"
"Bende kasabaya gelebilir miyim? Burda çok sıkıldım yanlış anlama sizden değil."
"Bu senin için tehlikeli olabilir Suzy."
"Hadi ama Shou"
"Peki ama yanımdan ayrılmayacaksın tamam mı?"
Suzy zaferle gülümserken Shou'nun yanağına küçük bir öpücük kondurdu "Tamamdır kaptan"
"Kaptan?"
"Bilmem içime doğdu birden."...
Bir hafta sonra sadece bir sipariş gelmişti. Shou siparişi güzelce paketlerken Suzy ellerindeki sargılara bakıyordu. "Hadi ama atı ben sürmeliyim Shou" "Ellerin daha yeni iyileşti Suz." "Peki" Shou deriden çantasına siparişi koyup ata bindiler. "Hadi ama Suzy" Suzy atta ön kısmını bulmuş ipleri çoktan kavramıştı. Shou'da onun arkasına geçti. "Yavaş sür lütfen." "Tamam anne" Suzy atı Shou'nun dediği gibi yavaş tempoda sürüyordu. Suzy bundan sıkılmış olacak ki atın iplerini çekerek temposunu arttırdı. Shou dengede kalabilmek için Suzy'e sarılırken "Shou beni boğuyorsun" "ha ha ha ölüyorum burda alay etme"
"En son ne zaman atı hızlı sürdün?" "Senin ellerin yanınca çok hızlı sürmüştüm ama o zaman korkmamıştım heralde sana birşey olmasından daha korkuyordum." Suzy duyduklarıyla gülümsedi ve kasabanın girişine girdiklerinde yüzündeki gülümseme genişlemişti.Kasabaya girdiler ve attan indiler. Herkes işiyle uğraşıyordu "Bir kenara geçip bekleyelim Suz müşteri birazdan gelir." Suzy tamam anlamında başını salladı ve bir yere oturdular. Az sonra kasabaya kraliyetten atlı kişiler giriş yaptı. Shou'nun ağzı açık kalmıştı "A-aman Tanrım prensesin buraya geleceğini düşünmezdim." Suzy'de duran at arabasına bakıyordu kapısı açıldı ve içinden beyaz tenli koyu morun hakim olduğu uzun saçlarıyla bir kız çıkmıştı. Üstünde yine siyah ve mor desenli bir elbise vardı.
Tüm kasaba önünde saygıyla eğilirken kızın gözü birilerini aramakla meşguldü. "Buraya ilk defa geldi." dedi Shou hala şaşkınlıkla prensese bakıyordu Suzy'de etkilenmişti çok güzeldi. Prensesin gözleri Suzy ile buluştuğunda prenses bir süre baktı sonrasında onlara doğru gelmeye başladı arkadan askerleri de geliyordu. "Bu-buraya geliyor" Suzy de şakınlıkla bakıyordu prensese prenses önlerinde durduduğuna Shou'ya sesleniyordu. "Sanırım sizde benim bir siparişim var." Shou şaşkınlıkla bakarken prenses göz devirdi. "Vericek misin artık." "Ta-tabi" Shou hızla çantadan paketi çıkarırken prenses Suzy'i inceliyordu. Nedense bu kız çok farklı görünmüştü gözüne "buyrun prensesim" uzatılan pakete bakıp yanındaki korumalardan birine uzattı koruma hızlıca paketi açarken prenses sürekli Suzy'e bakıyordu Suzy ise gözlerini kaçırıyordu. Neden ona bakıyordu ki. Koruma paketi açınca içinden Shou'nun güzel oyması çıktı. Suzy çok beğenmişti bu oymayı. Dans eden bir kızın en estetik haraketlerinin yer aldığı oymaydı.
Prenses eline oymayı alıp inceledi. "Beğendim" Suzy'e bakarak konuşuyordu. "Haftaya bir tane daha istiyorum." "E-elbette prensesim"
Prenses oymayı korumasına vererek tekrar tüm ihtişamıyla arabaya bindi. Shou mutluluktan bağırıyordu. Elindeki kraliyet paralarına bakıyordu bu onun için inanılmazdı. Prenses ise bağıran çocuğa kullaklarını tıkayıp göz devirdi. Önünde oturan eğitmeni ise soruyordu "Neden bir tane daha alma ihtiyacı duydunuz prensesim?" Prenses at arabasının perdelerini açıp kızı gösterdi. "Onda özel birşeyler olduğunu hissediyorum sadece bir köylü olsaydı böyle hissetmezdim."
At arabası haraket ederken gülüşen Shou ve Suzy'e baktı.Bu sefer atı kullanmakta Shou ısrarcıydı Suzy'de fazla diretmedi. "Shou o prensesin ismi nedir?" "Reika sanırım" "Bana çok garip bakıyordu sürekli gözleri bendeydi."
"Seni seviyor olmalı"
"Lezbiyen felan mı?"
"Bilemiyorum" dedi Shou kıkırdayarak.
"Sendeki farklı enerjiyi hissetmiş olmalı Suzy işin alayını geç haftaya sen gelmiyorsun."
"Neden ama"
"Suzy o kız biraz kaçık güçlerini fark ederse seni alabilir."
Shou ciddi bir şekilde konuşuyordu. Suzy ise tamam diye mırıldanıyordu.
"Bak Suzy onun güçleri seni kontrol altına alabilir. Kraliyet soyundakilerin gücü eşsizdir."
"Gücü nedir peki?"
"Bilmiyorum"Sonunda kulübeye vardıklarında güzel bir yemek yediler ve yattılar.
Bir hafta sonra Shou teslimatı götürmek için tekrar paketlemiş ve Suzy'e el sallayıp köyden ayrıldı ve kasabaya doğru yola çıktı. Kasabaya girince çoktan gelmiş at arabasını görünce şaşırmıştı. Prenses Reika ise o kızı yine görmek istiyordu gereksiz bir heyecan bedenini sararken Shou'yu tek görünce göz devirdi. Koruması paketi alıp açmadan arabaya koydu. "Haftaya bir teslimat daha istiyorum." "Emriniz olur Prensesim." Derken önünde eğilmiş ve şaşkınlıkla atına biniyordu. Koruma parasını Shou'ya verirken "Haftaya o kız da gelsin." Shou dediğiyle şaşkınca başını eğerek selam verdi ve oradan uzaklaştı. Ondan ne istiyordu bu kadın. Köye vardığında nehire ayaklarını sokan Suzy'i görünce gülümsedi. "Ben geldim." Suzy'nin gözleri Shou'ya dönerken gülümsedi. "Nasıl geçti?" "Yine bir sipariş istedi." Suzy sevinçle gülümserken Shou'nun suratı asıktı. "Ne güzel işte bu yüzünün hali nedir?"
"Bu sefer seni de istiyor."
"B-beni mi?"
"Evet. Bence teslimat işi bahane seni istiyor Suzy ama ben gelemediğini söyleyeceğim. Bu kız tehlikeli seni bizden ayırabilir"
"Ama prensese itaat etmelisin Shou yoksa bunu cezası olabili-
"Suzy sen bana bırak haftaya gelmiyorsun tamam mı?"
Suzy başını eğerken "Tamam" dedi....
Shou son teslimatı olduğunu düşünerek paketi çantaya koydu ve kasabaya doğru yola çıktı. Kasabaya vardığında at arabasını görünce derin bir nefes verdi. Prenses Shou'yu görünce gözleriyle Suzy'i arardı ama yine yoktu. Shou saygıyla başını eğereken konuşuyordu. "O gelemedi prensesim affedin." Reika'nın sabrı taşmıştı kaç gündür bu günü bekliyordu. Korumalarından birine işaret etti koruması hızla kollarından tutarken Shou'yu acı içinde yere yatırdı. Prenses ona doğru kafasını eğerken Shou acı içinde bağırıyordu.
"Bir prensese itaatsizlik ha!"
Shou acı içinde bağırırken kasaba girişinden içeri Suzy hızla girmiş ve hızla yanlarına giderken soluk soluğa kalmıştı. Prensesin önünde eğilip "beni istemişsiniz prensesim" Reika önündeki kıza doğru yaklaşırken korumasına işaret etti ve Shou'nun üstünden kalktı. Shou acı içinde Suzy'e bakıyordu. "Benimle geliceksin." Reika tam Suzy'nin gözlerinin içine bakıyordu. Suzy ise Shou'ya bakıyordu. Reika sinirle Suzy'nin çenesinden tutup gözlerini birleştirdi. "Benimle geleceksin!" Suzy gözleri hipnoza direnmeye çalışıyordu ama Shou için itaat edecekti. "Emriniz olur Prensesim." Shou acı içinde kıvranırken gitme anlamında Suzy'e bakıyordu. Suzy ise çoktan at arabasına binmiş ve hipnoz numarasını yapmaya çalışırken Shou'ya bakmamak için zor tutuyordu kendini. Reika tam önüne oturmuş onu incelerken rahatsız oluyordu.Ama tüm duygularını içine kusuyor ve donuk bir şekilde at arabası ilerlerken sadece kasabadan gittikçe uzaklaşan arabayla kasabayı izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ɓℓαcк Aηgєℓ𝓟𝓸𝔀𝓮𝓻
FantasySimsiyah kanatlarını sürte sürte yürüdü yol. Her geçen gün daha da güçleniyor ve bu gücü rakiplerini korkutuyordu.