9

243 23 10
                                    



Yıldızımı parlatır mısınız!⭐

Yorumlarınız beni yazmam için motive ediyor✨

İyi okumalar...


Tüm gözler onlara dönerken sonra kafalarını çevirip sohbet etmeye devam ettiler. Reika saçlarını savururken Erika'nın koluna girmiş koltukların olduğu yere gidip oturduklarında etrafı inceliyordu. The Elements'ı aradığı besbelliydi. Yolda Erika'ya sürekli onlardan bahsetmiş ve Erika ilk defa Reika'nın kendinden başkalarını övebildiğine şahit olmuştu. Reika önündeki içkilerden birine uzanırken Erika'yada bir tane uzattı. Erika içki içmediği için bardağı kenara koyarken Reika bir taneyi diklemişti bile. Masaya bardağı koyarken bir tane daha aldı.

"Reika sarhoş olacaksın" dedi Erika kısık bir sesle. Ama Reika pek önemser gibi değildi "Ben dayanıklıyım Erika sarayda bir fıçı içiyorum" dedi göz devirerek. Erika Reika'nın sarhoş olmuş halini düşündü içinden 'Tanrım hiç çekilmezdi' diye düşünürken şokla Reika'nın beşinci bardağı içişini izliyordu.

Reika bir içkiye daha uzanırken bakışları açılan büyük kapıya dönmüş ve Erika'nın bakışları da o tarafa yönelmişti. İçeriye üç yakışıklı taş girince Erika gözlerini ayırmadan onları izliyordu. Sanki soylulardan değillermiş gibi olan bu çocukların asi bir havası vardı. Üçüz olduklarını biliyordu ama benzerlik şok etkisi yaratıyordu. Erika gözlerini ayırmadan onları izlerken Reika üstünü düzeltip bir tanesine el salladı. O da aynı şekilde el sallarken konuklara selam verip onların olduğu tarafa doğru geliyorlardı. Erika heyecanla yutkunurken Reika ayağa kalkmış ve birbirlerine selam verirken Erika'da ayaklanmıştı. Erika'da selam verirken bir tanesi hiç umursamıyor gibiydi. Erika onun bu tavırlarını çok kaba bulurken yerine oturmuş ve onlarda hemen karşılarına oturmuştu. Reika kahküllü olana gülerken "Her zamanki gibi beyefendisin Ryuji" dedi gülümseyerek "diğerlerinin aksine" diye vurgu yaparken Ryuji'de gülümsüyordu. "Reika seni de sanki birileri yola getirmiş daha az kabasın" dedi Ouzou Erika'yı kastederken. Reika gülümsemesini bozmadan "Ben kendimde düzelebilirim Ouzou ama senin yardıma ihtiyacın olacaktır." Dedi Reika başı dik bir şekilde. Ryuji gerilen ortamı bozarak "Reika hadi ama daha bizi yanındaki güzellikle tanıştırmadın" dedi gülerek. Erika gülümserken "Ben Erika Takato" dedi karşısındaki üçlüye. Kahküllü olan "Ben Ryuji memnun oldum" dedi. "Ben Kota" dedi bir diğeri.
Kota Ouzou'nun omzunu ittirirken Ouzou'da ayılmış gibi Erika'ya bakıp "Ouzou" dedi.

Reika sıkılgan bir şekilde "tanışma faslınız bittiyse Kota sizi sahneye alalım" dedi bir elini ona uzatırken. Kota elinden tutup salonun ortasına geçtiklerinde müziğin akışıyla kendilerini dansa bırakmışlardı. Tutkulu bir çift gibi gözükmüyorlardı ama birbirlerini tamamlıyor gibiydiler. Erika şaşkınlıkla onları izlerken yanlarına bir çocuk gelmişti. Esmer tonlarının hakim olduğu tatlı görünüşlü bir çocuktu. Erika'ya elini uzatırken gülümseyerek "Bu dansı bana lütfeder misiniz?" Dedi kibarca. Erika gülümseyip onu kırmamak adına uzattığı elini tutarken salonu ihtişamlı çiftler kaplıyordu. Ama hepsinin tek eksiği sanki hiçbiri o kadar tutkulu değildi dans ederken. Aynı Erika ve Tagi gibi. Salonun ışığı teker teker çiftlerin üzerinde parlarken Erika adımlarını kovluyor ve çevirme kısmında Tagi Erika'nın elini bırakınca Erika'nın ellerini usulca başka eller kavrayıp kollarını beline sararken kulağına fısıldıyor. "Kendini dansın akışına bırak" derken Erika kendininkinden daha koyu  olan kırmızı gözlere kaptırıyor kendini. Bakışlarını gözlerinden ayırmadan dansın ritmiyle süzülürken elbisesinin etek kısımları her dönüşle kabarıp sonra tekrar kendini salıyordu. Erika gözlerini gözlerinden çekebildiğinde dağınık perçemleri ile Ouzou olduğunu anlayınca şaşkınlık arası gülümseyip Ouzou'nun onu omuzlarından havaya kaldırıp çevirmesiyle gülüşü kıkırtıya dönüyor ve masum gözlerle Ouzou'ya bakarken tekrar istediğini belli etmeye çalışıyordu. Ouzou'nun gözleri kısılarak parlarken gülüşü Erika'nın içini ısıtıyordu. Erika tekrar ayakları yerden bağımsız olurken kollarını Ouzou'nun omuzlarından tutup daha da havalanmaya çalışıyordu sanki... sanki uçmak gibi. Sanki onu her havaya kaldırışı salonun ortasında simsiyah kanatlarını açmasını tetikliyor gibiydi.

Ouzou onun kollarından tutup daha da havaya kaldırırken dev kanatlar elbiseyi yırtarak açılıyor ve Erika şokla etrafına bakıyor ama kimsenin fark etmediğini anlayınca Reika'nın gözleriyle ona git der gibi baktığını görürken onu tek bir kişi görüyor. Ouzou. Reika zorlanarak hipnozu devam ettirmeye çalışırken bu sefer tüm gücüyle bağırarak git diyor. Erika ona şokla bakan Ouzou'nun gözlerinden gözlerini zorla çekerken kanatları vücudunu sararak koşar adımlarla oradan çıkıyor. Adımları gittikçe hızlanırken dev kapıları kırarak oradan ayrılıyor. Nereye gideceğini bilmeden teni ay ışığıyla parlarken dev kanatlarının kontrolünü sağlayarak uçuyor ve daha hızlı uçuyor. Dev kanatları birbirine çarparken çıkardığı tok sesle birlikte hıçkırıkları duyulmaz hale geliyordu. Tenini rüzgar usulca okşarken bu onu titretiyor ve çıplak bedeni yavaş yavaş soğuk havayla uyuşuyordu.

Adımları yeri bulurken çıplak ayaklarının altını taş ve dallar çiziyor ama soğuktan uyuşmuş bedeni acısını göz ardı ediyordu. Kanatlarını bedenine daha sıkı sararken dev bir ağacın kovuğunu bulan gözleri soğuktan yaşarırken davetkar ağacın kovuğuna sokuyor bedenini. Kanatları yorgan görevi görüp vücudunu sarmalarken yanağından sıcak gözyaşları süzülüp buna sessiz hıçkırıkları dahil oluyordu Ağustos böceğinin şarkısıyla. Kırmızı gözleri her akan gözyaşıyla daha da parlarken gözleri kapanıp uykuya teslim oluyor.
Yorgunca. Yalnız başına.

Onu kanatları sarmalarken sende kollarını kendine dola kendini sev, ağla, hıçkırıklarını bastırma.

Yine yalnızım kalbimin atış sesini duyacak kadar.

Ya da kalbimin atış sesini dinlemek istediğim içindir yalnızlığımın sebebi.


💞

Ɓℓαcк Aηgєℓ𝓟𝓸𝔀𝓮𝓻Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin