3. Bölüm

237 18 0
                                    

Okuyucularım yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum :*

"Dün seni dershaneye yazdık kızım" dedi annem.

"Dershane mi?"dedim

"Evet"

"Bir bu eksikti"

"Derslerinin daha iyi olması için, hafta sonları sabah dokuzdan on ikiye kadar. Hafta içi de Çarşamba dört buçuktan altıya kadar"

"Peki"

Konuşma bitmesinin ardından telefonum çalmaya başladı. Telefonu mu elime aldığımda nurun aradığını gördüm.

"alo"

"Kanka ne yapıyorsun?"

"Oturuyordum sen"

"Bende esmaylayım sende gelsene ne zamandır görüşemiyoruz"

"Nerdesiniz?"

"Yalın kâffedeyiz." ,

"Tamam, geliyorum" diyip telefonu kapattım.

"Anne esmalar beni çağırıyor gidiyorum tamam mı?"

"Git çok geç kalma"

"Tamam"

Hızlıca odama çıkıp kıyafet seçmeye başladım. Sıfır kol slipknot tişörtümü giydim. Altına bilek boy siyah dar paça pantolonumu giyip peşine saçımı tepeden dağınık topuz yapıp tokayla tutturduktan sonra eklem yüzüklerimi taktım. Makyajımı yeniledikten sonra odadan çıktım.

Kâffeye varıp nurları bulmam yarım saatimi almıştı.

"Ne haber"

"İyidir senden"

"Bende iyiyim, uzun zamandır görüşemiyorduk"

"Aynen"

"Bakar mısınız?"

"Ben bir soğuk kola alacaktım"

"Tabi hemen geliyor"

Geri kalan zamanımızı gülerek konuşarak geçirdik tabi nurun aşk hayatını dinlemeden olmaz tabi. Genel olarak nura tavsiye vermekle de geçti diyebilirdim çünkü duygularımla değil de mantığımla hareket eden bir insan oluğum için karşı tarafın problemlerine güzel çözümler bulabiliyordum.

"Bugün güzel geçti" dedi nur gülümseyerek.

"Katılıyorum" diyerek ekledi esma.

"Evet, özlemişim sizi kızlar ama şimdi gitmem gerek hadi eyvallah." Diyip masadan kalktım.

Eve vardığım da annemin yemek yaptığını gördüm, annemin güzel yemekleri.

Odama çıkıp yatağıma uzandım. Telefon da sosyal medya da takıldım canım sıkılınca kitap okumaya başladım. Aradan iki üç saat geçtikten sonra annem aşağıdan seslenmeye başladı.

"Herkes sofraya yemek hazır" kitabımın kaldığı yere bakıp merdivenlerden aşağıya indim.

"İnsan biraz annene yardım eder Nil. Kadın sabahtan beri bir şeylerle uğraşıyor"

"İşim vardı"

"Senin işin hiç bitmiyor ki bu yaşta bu kadar iş a normal"

"Tamam, sofra da başlamayın yine"

Hızlıca yemeklerimi yedim bu sefer sofranın kaldırılmasına yardım ettim yine dinleyemezdim birkaç laf. Bu sefer ruhen değil de bedenen yorulduğum için odama çıkıp yatağıma girdim.

İlk günümden adrenalin başlamıştı benim için.

Annemin kaldırmak için çabalamasını ruhum ne kadar algılasa da bedenim yanıt vermiyordu. Gözlerimi açamıyordum. Dışardan bakıldığın da hala uyuyormuş gibi görünsem de uyanmıştım.

"Yeter artık bu kadar ben gidiyorum ister kalk ister kalkma" şimdi bedenim de tetik halindeydi. Kalkmak zorundaydı, açmak zorundaydı gözleri.

"Of tamam be kalktım" aşağıya inip yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Baştan odama çıkıp gardırobumun önüne geçtim. Dizimden iki karış yukarısında biten siyah pileli eteğimi giydim. Üstüne salaş kuru kafa desenli tişörtümü giyip eteğin içine soktum. Saçlarımı açık doğal şekilde bırakıp eyeliner ve rimel sürdüm. Çantamı alıp aşağıya indim.

"Anne ben çıkıyorum"

"Tamam, kızım dikkatli ol"

Yüksek taban siyah ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

Okulun önüne geldiğim de kulaklıklarımı çantamın içine atıp bahçeden içeri girdim. Sınıfıma vardığımda çoğu kişi gelmişti bile. Sırama geçip oturdum. Oturduktan sonra gördüğüm manzara beni hayrete düşürdü. Hem Burcunun şu dün kızlarla fazla konuşmam demesi hem de Bernanın Burcunun arkasından atıp tutmasının üzerine şimdiki görüntü saçmaydı. Aynı sırada koyu bir muhabbet vardı arada da derin kahkahalar.

"Nil gelsene" dedi Berna beni görünce.

"Gerek yok" dedim. Zaten o da önüne geri döndü hemen.

Hoca gelene kadar muhabbet ettiler sonra herkes sıralarına dağıldı.

"Oo kızlarla konuşmaya başlamışsın yoksa dün blöf mü yapıyordun."

"Hayır, blöf yaptığım falan yoktu sadece biraz ortama ayak uydurmam gerek düşünce tarzım hiçte okulla ki kişilere uymuyor ve böylesi sıkıcı"

"Hım anladım sen bilirsin"

"Tamam, bende soğuk davranırım insanlara çevreye ama sen neden böylesin"

"Ben yağcılık yapamam ya da sevmediğim insanlara yalancıktan gülücükler atamam. Sadece doğru arkadaşı bekliyorum diyelim. Tabi güldüğüm konuştuğum kişiler var ama bu sınıfta değiller."

"Anladım."

Tebessüm ettim ve hocanın anlattığı konuya adapte olmaya çalıştım.

Zil çaldığında derin bir nefes aldım ciğerlerimden ve huzura kavuşmuşçasına verdim sakince.

"Kalk bahçeye çıkıyoruz"

"Neden"

"Dolanmak için sınıf sıkıcı"

"Tamam"

Burcunun anlattıklarından sonra bir gün içerisinde bu kadar değişmesi tuhaftı ya da sadece benim yaptığım gibi maske takıyordu.

Burcuyla beraber bahçede birkaç defa tur attık. Kendimizden bahsettik, yaşadığımız maceralardan. İlk defa bir kızın yanında rahattım gülüyordum içten.

YAZARIN AZINDAN...

Burcu merak ediyordu, Nil'in neden böyle olduğunu, kendisini biliyordu o istese de gülemeyenlerdendi. Hep bir olay, hep bir düşman vardı çevresin de. Nil'in bu olaylarda olduğunu düşünmüyordu çünkü hiç görmemişti. Merakına yenik düşüp sordu.

"Neden bu kadar soğuksun" Nil'in verdiği cevap ona mantıklı gelmişti en azından yapmacık değildi diğer insanlar gibi, diye düşündürmüştü Nil'in verdiği cevap burcuyu.

Beklide isteyip de açılamayan türdendi Nil, dedi içinden burcu. İlk defa kavga ettikten sonra konuşmuş hatta gülmüştü bir insanla burcu. Birazda olsa diğer kişilere göre daha fazla içi kaynamıştı Nil'e. Sadece o anlık bir karar verdi burcu. Beklide ilk defa bir insanı açacaktı çevreye, topluma sokmak için uğraşacaktı. Bir amacı vardı ama bir kârı yoktu. Sadece istiyordu. Kendi gibi olmasını engellemekti beklide amacı ama aklında bir soru işareti daha kalmıştı burcunun. Topluma girmek güzel miydi ki? Nil'i iterken kendide çekilmeyecek miydi itildiği yere?

Ama burcu şunu düşünmemişti, onu alıştırırken geçirecekleri zaman ve o zamanda da başlarına gelecek şeyler, bunları yaşarken ne kadar yakınlaşacak olmaları, beklide ölesiye iki kardeş olacakları. Bunları bilemezlerdi, ya böyle olurdu ya da tersi.




Mayın TarlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin