22

3.8K 244 277
                                    

Hayatımızda verdiğimiz en ufak karar bile tüm yaşantımızı tümüyle etkileyebiliyordu.

Sanırım şu an hayatımın o anıydı ve dikkatli bir karar verip ona göre haraket etmem gerekiyordu, ama hızlıca atan kalbim sanki düşünme yetimi elimden almıştı da aptalca bir haraket yapmaya tutsak gibiydim.

Taehyung kafasını geri çekmek üzereyken ellerimle iki yanağını tuttum ve ilah gibi dudakların dudaklarımdan ayrılmasına izin vermedim.

Düzgün mü yapıyordum bilmem ama kendimi o kadar çok kaptırmıştım ki tüm tanıdıklarım gelse ve ayıplasa beni yine de umrumda olmazdı ve Taehyung'un bu sefer gitmesine izin vermezdim kesinlikle. Öpüşme o kadar derinleşmişti anca kalçamda hissettiğim eller yardımcı olmuştu kendime gelmeme.

Dudaklarımı yavaşça geri çektim ve gözlerine bakmaya başladım, onun gözleri benim dudaklarımdaydı, gözlerinde ki şehveti hissedebiliyordum. Dudaklarını yaladı, bu haraketi yaptığında karşısındaki kişiyi ne kadar zor durumda bıraktığının farkında bile değildi, elleri kalçamdan belime gitti ve hızlıca beni kendine çekti. "Bu işi güzel yapıyorsun Jeon, daha çok yapmalıyız."

Fısıldayan sesi içimi titremişti, cevap vermek yerine gülümsemeyi tercih etmiştim. Masum Jeongguk nereye gitmişti böyle? Yüzünü ilk defa bu kadar yakından görüyordum, bunca zamandır hiç o gözle bakmadığım için yakışıklı gelmemişti ama şu an evrendeki en mükemmel görünümlü insandı benim için.

"O masum görüntünün altında aslında öyle arsız biri yatıyor ki, senin bu hallerini fazlaca seviyorum." Konuştukça altımda oluşan hareketleri hissedebiliyordum, benim onun sesine, duruşuna bile zaafım vardı fakat anlamıyordum, beş gün öncesine kadar delicesine korktuğum Taehyung nasıl bir anda öylece ilk öpücüğümü almıştı? Bende kesinlikle birkaç sorun vardı, önceden böyle bir insan bile değildim ben. Ileride beni üzeceğini bile bile kendimi onun kollarına bırakıyordum, hiç şüphem yoktu, Kim Taehyung'a ait olmak istiyordum.

"Seni seviyorum." Onun yaptığı gibi fısıldadım, kafamı omzuna yasladım ve burnumu açıkta kalan boynuna sürttüm. Biri bana lanet etmiş veya büyü yapmış olmalıydı, ben bu değildim, ben bu yaşıma rağmen porno izlerken bile utanan bir insandım ama şimdi Taehyung ile olan pis düşünceler aklımdan çıkmıyordu. Sadece gözlerine baktığımda hissettiğim bu duygular aşk ya da sevgi değil de, bunca zamandır içine hapsettiğim cinsel istekler miydi? Ne olduğunu bilmesem de bu düşüncelerin bana iyi gelmediğinden emindim.

"Evime gelmek ister misin, seninle daha iyi vakit geçireceğimize eminim." Elleri bu sefer saçlarımdaydı, sesi mayışmama neden oluyordu.

"Okul ne olacak?" Kafamı omzundan kaldırdım ve direkt ona bakmaya başladım.

"Siktir et okulu. Bebeğim, güzelce baş başa vakit geçirebiliriz, hadi?" Tek kaşını kaldırmış ve onay beklermişcesine bana bakıyordu, duyulur biçimde yutkunup onayladım.

Elimi tutmuştu ve hafif rüzgarlı havada yürümeye başlamıştık, sevgili mi olmuştuk, neyin nesiydi bu da şimdi? Ikimiz de dengesiz insanların tekiydik, daha on dakika önce onu kafede terk edip gitmiştim fakat şimdi el ele onun evine gidiyorduk, yaşadığım bu şey aptal ergen kitaplarından fırlama gibiydi. Kendi düşünceme güldüm.

"Gülünce çok güzel oluyorsun." Elimdeki parmaklarını daha çok sıktı ve beni izlediğini belli edercesine iltifat etti. Gülümsem solmuştu ve utançla kafamı aşığı eğdim. "Az önceki Jeongguk ile bu kişi tamamen farklı insanlar."

"Kafamda birkaç tahta eksikmiş gibi hissediyorum." Dudaklarımı büzdüm ve sesimi incelterek aegyo yapar gibi konuştum.

"Olsun." Omuzlarını aşağı yukarı indirdi ve yanağıma bir öpücük kondurup eski haline geri döndü. "Ben senin bu hâlini sevdim."

"Az önceki Taehyung ile de bu kişi çok farklı insanlar. Seks tanrısından bir anda vıcık vıcık liseli aşıklara döndün."

Durdu ve kahkaha attı. "Hakkımda böyle mi düşünüyorsun?" Tekrar tek kaşını kaldırdı, bu haraketi yapınca eridiğimi hissetmeye başladım.

"Yani, ama sınıfımdaki kızlar çok şanslı olduğumu söylerdi." Aklıma kızların Taehyung hakkındaki düşünceleri gelince kaşlarımı çattım.

"Demek kazılar arasında bu şekilde popülaritem var." Gururlu bir şekilde güldü. Elimi elinden çektim ve göğüsüm üzerinde bağladım. "Kıskandığını söyleme bana." Dalga geçer gibi konuşunca iyice sinirlenmiştim.

"Niye kıskanayım seni ya?" Çatık kaşlarımla yüzüne bakmadan konuştum.

"Az önce öpüştük?" Bir süre durdu ve gülmeye başladı. "Öpüşmeyi ateşli hale getiren sendin."

Yüzüne bakmamaya devam ettim ve tüm yolu bu şekilde yürüdük.

•••••••

Yirmi dakikalık yürüyüş ardından evlerine varmıştık ve pekala! Her ne kadar sinir olsam bile Taehyung'dan başka türlü bir oda beklemiyordum.

Bir duvar tamamen gömme şekilde kitaplıktan oluşuyordu ve tamamı kitaplarla doluydu, küçük bir pencere vardı, pencerenin yanında küçükçe kıyafet dolabı ve pencerinin altında komidin vardı.

Tamam, buraya kadar sorun yoktu. Ama yatağının dayalı olduğu duvarın tamamı doksanlardan kalmış gibi gözüken dergilerin sayfalarında bulunan kızlarla kaplıydı, büyük bir çoğunluğu ise yarı çıplak şekildeydi.

Duvara fazla bakmış olmalıyım ki Taehyung yanıma geldi ve elini omzuma koydu. "Babam eşcinsel olduğumu düşünüyordu."

"Ben de öyle olduğunu düşünüyordum." Kinayeli bir şekilde konuştum, aslında kız falan mıydı?

"Aşkı cinsiyetlere koymam, kafamın uyuştuğu herkesi sevebilirim, sen istisnasın." Bu iltifat mıydı, küçümseme miydi pek emin olmadığım için tepki vermedim. "Pijama giymek ister misin? Bedenlerimiz yakın gibi, benim kıyafetlerim sana tam gelir."

Kafamı aşağı yukarı salladım ve kitaplığa doğru adımladım, kitaplar genelde polisiye, gerilim ve kişisel gelişimden oluşuyordu.

"Al bakalım, daha önce hiç giymedim." Uzattığı pembe pijamaları elime alırken 'gerçekten mi?' bakışı attım. "Ne, annem almış, atsaydım çok kötü şeyler yaşanabilirdi." Güldü ve yatağına oturdu.

"Çıkmayacak mısın?" Gömleğimi çıkaracakken durdum.

"Ikimiz de erkeğiz." Yatar pozisyona geçip yorgana desenler çizmeye başladı.

"Öpüştük." Hâlâ çıkması için direnirken o yine omuzlarını aşağı yukarı kaldırdı. Çıkmayacağını anladığımda soyunmaya başladım.

Pantalomu çıkardığımda çıkardığı ıslık sesi ile sıçradım ve arkamı dönüp ona baktım, o ise bana gülümsedi. Pijamanın altını giydim, gömlek şeklinde olan üstü de geçirdiğimde düğmelerini kapatamasan Taehyung ayağı kalkıp beni kendisine çevirdi ve dudaklarını boynuma yapıştırıp emmeye başladı.

Hızla saçlarından tutup onu ittim ve dolaptaki aynanın odasına geçip kızarmış boynumu ovuşturdum. "Neden yaptın bunu!?"

Taehyung yine umursamaz şekilde güldü. "Insanlar kime ait olduğunu anlasın diye."

Gözleriyle gözlerimi hapsetmişti resmen, dediği şeylerden sonra kendimi ona ait hissetmekten alıkoyamamıştım.



Pekalaa cidden bazı şeyleri bok ediyormuş gibi hissediyorum diwdiwldis.

Keşke kitabın ilk bölümlerini salak salak uzatmasaydım şimdiden 22 bölüm oldu bile. Aslında düzenlemeyi düşündüm ama bu saatten sonra düzeleceğini düşünmüyorum.

Neyse umarım sevmişsinizdir. <3

R U Mine? 《Taekook》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin