'Pera evde mi ?' dedi . Hayır bir yere gitmiş gelir birazdan dedim ve içeri geçti . Birden 'Kahvaltı yaptın mı?' diye sordu . Hayır anlamında kafamı sağa sola çevirdim . 'Ozaman yürü mutfağa.'diye yanıtladi." Emrederdiniz efendim!" dediğimde ikimizden de kahkahalar yükseliyordu. Dolabı açtı yumurta hariç herşeyi -sosis,peynir,zeytin vb- çıkarttı."Sosisler kelebek şeklinde mi olsun yoksa küçük küçük mü doğruyalım ? " dedi . "Benim için farketmez nasil istersen ." Dediğimde sosisleri küçük bir sekilde dogradi . Tavaya koydu . "Ocağin altini yakar misin ?" Dediğinde yaninda ki çakmağa uzanarak aldim ve ocağın altını yakmaya uzandım . Elimi yakmış olsam ne yapardi acaba diye düşünürken birden elimin yandığını hissettim . Tabi ardindan da ufak bir çığlık sesi . "Ne oldu ??" Diye merakli gozlerle bakan Tılsım elimdeki yanığı görünce sanki evi benden daha iyi biliyor havasiyla içerden yara bandını bulup getirdi . Bana bebek muamelesi yapiyordu resmen . Yarabandini cok narin bir sekilde sardı ." Çok aciyor mu ?" Diye sordu yara bandini sararken . "Hayır." Dedim . Sonra kapı çaldı . Sanırım Pera gelmişti . Kapıyı ben açtım "Tılsım geldi haberin olsun , ben odama cikiyorum kahvalti hazir olunca beni çağırırsınız ." Diyerek odama çıktım ve telefonumdan şarkı açıp dinlemeye baslamistim . Tılsıma karsi garip bir his vardi içimde . Arkadaşlık mi ? Hayir sanmiyorum . Biraz değişik . Hatta bayağı değişik . Ilk defa böyle bişe başıma geliyordu . O mavi -yeşil belkide- gözleri apayrı bir dünya . Ben hayallere dalmışken Pera çaldı kapıyı . "Hadi kuzen kahvalti hazır gel aşşağıya ." Yerimden kalktim . Tam kapiyi açtım inecekken bir fotoğraf gördüm yerde . Pera düşürmüş sanırım . Fotoğrafta bir erkek çocuk var biraz bana benziyor . Ve bu sanırım benim . Bayağı eski bir fotoğraf . Tahminimce 4-5 yaşındayken çekilmiş . Dikkatimi bi şey çekti fotoğrafin yarisi yoktu . Neyse heralde yirtilmiştır diyerek aşşağıya indim . Masaya oturdum . Coktan baslamislar yemeye . Ben bi kactane sosis yedim . Birazda zeytin domates falan masadan kalktim . "Aç değil misin ?" Dedi Pera . "Istahim yok size afiyet olsun ." Deyip tekrar yukarı çıktım . Biraz kafa dağitmak amacıyla oyun falan oynamayi gecirdim kafamdan . Bilgisayarın açılmasını beklerken Yalın aradi . "Efendim" diye telefonu açarken oda ordan "Skype ye gel bak kim var " dedi ben de " Ne tesaduf oyuna giricektim sizde gelin biraz kafa dağıtırız. " Dedim "Tamam."dedi "Hadi gel kapatiyorum ." Diye ekleyerek kapatti telefonu . Grup konuşmasına katıldım . Ordaki arkadaslarimda konusmadaydi. Uzun zamandir gorüşmediğim Emir de gruptaymiş . Sevgilisinden ayrılmış . Hem oynayip , hem anlatiyordu .
---------
Bilgisayardan kalktiğimda saat 4 tü . "Pera , Pera nerdesiniz ?" Diye bağirarak evde geziniyordum . Sanirim parka gittiler . Bende televizyonu açtım . Kanallari zaplayip duruyordum . Çok sıkıldım . Bari burdan bi arkadaşımı çağırıyım . Konusarak zaman gecerdi en azindan . Veya hic yoktan parka cikardik.Tam bunlari dusunurken aşşağıya top oynamaya çağırdılar . Can sıkıntısından indim aşşağıya. Kale falan çoktan kurmuşlar . Benide bi takıma attılar . Arkadan Pera nın sesi geldi . "Çocuklarla top oynamak ha ? " Alaycı ve güler bir sesle . Pera ya bakarken taşa takılıp düştüm . Ve tam da dizimin üzerine düştüm . Yerde küçük taş parçacıklari -keskin- dizimi kesti . Kanıyordu . Pera yardım etti içeri girdik . Içerden yara bandını getirdi . "Otur bakalim." diyerek koltuğu gösterdi . O sırada kapı çaldı. Gelen muhtemelen Tılsım'dı .
Vote ve yorumlarınızı esirgemeyin .Biraz geç geldi . Hikayemi yorumlarsanız sevinirim . Görüşmek üzere .