Eve hiç konuşmadan gelmiştik. Ben bir sürü soru sorsamda sorularım havada kalmış yüzüme bile bakmıştı. Yanımda oturduğu sıra ona bakma fırsatım epeyce olmuştu ve ne kadar yakışıklı olduğunun hatta sadece duruşunun bile yettiğinin farkındaydım.Rezidansın parkını ona tarif etmiş yerin iki kat altındaki parktan asansöre yürüyorduk. Ne alaka ise önden gidiyordu. "Şii yakışıklı benim evime beni mi atıyorsun ne bu önden gitmeler."
Asansöre girmiş tam ben girecekken bana dönmüştü, gülüyordu. "Senin yavaşlığın napalım."
Ona göz devirip 12. Kata bastım. Basarken göğsüm koluna değmişti. Ben çok gerilmiştim ama asıl sorun ben değil onun kendini hemen çekmesindeydi. Yani erkekler böyle şeyler yapmazdı değil mi? Kendini benden koruyor olamazdı değil mi? Ahahah ben buna çok gülerdim işte. Sırıtarak kapıya bakarken bana baktığını farkettim ama gülüşümü bozmaya niyetim yoktu.
Eve girer girmez kapıyı çektim ve koltuğa oturdum. "Hadi söyle ne söyleyeceksen." dedim. Yavaş yavaş etrafı inceleye inceleye yanıma geliyordu. Biraz öteme oturdu. Ben ona dönmüş bir ayağım popomun altında bir kolum koltuğun tepesinde kafamı yaslamıştım. Oda yavaşça bana döndü. Söyleyeceği şey saçmada olsa merak etmiştim.
"Beni cidden hatırlamadın mı?" dedi. Şaşkın şaşkın suratına bakıyordum.
Kafamı sallayarak "hatırlamam gereken biri misin?" diye sordum.
"Geçen gün bara gireceğin sıra atıştığın yakışıklı benim." diyince jeton düşmüştü. Gözlerimi büyütmüş bir şekilde ona baktım. İyide onun korumalık yapmasına gerek yoktu ki parası yeterince vardı.
Bir kaşım havada "iyide sen neden bir koruma olmuş olasın ki. Bu aklımın ucundan geçmeyecek bir şeydi." dedim.
Oda beni taklit ederek kaşı hafada konuştu. "Artık benim üstüme kaç erkekle konuşmuşsan. Sesimi geçtim yüzümü bile unutmuşsun." dedi. Sesi kırılgan gelmişti ama bunu inadına yaptığı belliydi. Ona gözlerimi devirerek bakmaya başlamıştı.
"Ne alaka başka erkekler. Konuyu neden sapıtıyorsun."
"Konuyu sapıtmıyorum. Kardeşimi de alıp sapık arkadaşlarının yanına gitmemen için izin vermiyordum onlara." dedi.
"Bir dakika, bir dakika sen benim arkadaşlarıma böyle bir ithamda bulunduğun için mi onlar sana karşı gelemedi. En azından kardeşin."
"İthamda bulunmadım ki gerçekleri söyledim. O gündan sonra kaç kişiye vermişsindir kim bilir."
"Ya sen ne diyorsun ne vermesi hem sen hasta mısın sana ne be benden."
"Beni ilgilendiren kardeşim, sen değilsin." İkimizde iyice sinirlenmiş neredeyse birbirimizi dinlemeden konuşuyorduk. Salon orta olmasaydı, komşu sesimizi kesinlikle duyardı. Ayağa kalkmış kafa kafaya vermiş bir şekilde kızgın boğalar gibi birbirimizle atışıyorduk.
"Gerçekten bunun için mi geldin buraya? Bana bağırmak için mi?"
"Ne için geldim sandın? Yoksa benim de altıma mı girmek istiyorsun."
"Sen tam bir gerizekalısın. Lafı nerenle algılamak istiyorsan oranla algılıyorsun. Sana da ne diyebilirim inan bilmiyorum. Lütfen git buradan." Bunu söylerken aramıza mesafe koymuştum. Benden uzak durmasını istiyordum. Hatta bir daha yüzünü görmemek için Bade'den bile uzaklaşmaya vardım.
O hala kızgın kızgın anlam veremediğim bir bakışla bana bakıyordu. Bakışlarından hiç bir bok anlayamazken içimden sövüp duruyordum. Uzun bir süre keçi inadıyla birbirimize bakmış ikimizde gözümüzü çekmemiştik. Yavaş yavaş bana yaklaşmaya başlamıştı. Bakışlarındanda bir bok anlamıyordum zaten.
Hala üstüme doğru geliyordu. Bende geri gidiyordum. Ta ki L koltuğun kısa kısmına ayağım çatana kadar. Daha gidemeyeceğimi anladığım için kafam dik bi şekilde beklemeye başladım. O ise hala karanlık bakışlarıyla bana doğru geliyordu. Tam dibimde durdu. Hala bana bakarken bende ona bakmaya devam ediyordum. Kafam yukarıya bakmaktan ağrımaya başlamışken kafasını yüzüme dahada eğdi. Arada üç parmak kala durdu. Ben ise hala şokta yaptıklarını izliyordum.
Yaklaşık iki saniye gözlerime baktı. Anlamak ister gibi ama neyi? Sonra ise hızla ensemden tutup beni öpmeye başladı o kadar hızlı olmuştu ki. Bir anda dudaklarında bulmuştum kendimi. Bir anda olduğum durumun farkına vardım. Az önce bana demediğini bırakmayan adam şimdide beni öpüyor muydu? Ben şimdi onun öpen dudaklarına napacağımı çok iyi bilirim.
Hemen onu ittim. Beklemiyormuş gibi geriye sendelemişti. "Lan sen ne yaptığını sanıyorsun. Ettiğin onca laftan sonra beni nasıl öpebilirsin. Kimsin lan sen?" diyip ağzının orta yerin tokadı geçirdim. Tamam baya bir erkeksi olmuştum ama napayım. Susup ezik kızlar gibi peki babacık mı diyecektim?
Tabii ki HAYIR.
"Ooo kızımızın bir gururu varmış." deyince de asıl şalterlerin o zaman koptuğunu anlamıştım. Ulan tamam ben çok sinirli bir insandım da şu karşımdakinin yaptığı hareketler çok mu normaldi? Aynı beşinci sınıf erkeği kadar atarlı ve hormonları dengesiz bir varlıktı.
"Siktir git lan evimden. Sen bana sataşmayacaktın. Hele son cümleni hiç kurmayacaktın. Ama sana bir şey söyleyeyim mi? Çok yakında tekrar karşılaşacağız ve sen bana ne kadar pişman olduğunu anlatacaksın." dediğim gibi konuşmasına fırsat vermeden kapıya kadar getirdiğim adamı dışarı fırlattım. Kapıyı kapayabildikten sonraysa aşırı sinirliydim. Birde kapıyı kapayabilmemin verdiği şaşkınlık ve rahatlıkla bedenimi büyük bir heyecan kaplamıştı.Hiç bir şey düşünmek istemediğim için uykunun kollarına sığınmak istiyordum. Bu yüzden hızlı bir duşun ardından gelen rahatlama ile bugünü de bitirmemin şaşkınlığıyla uyuyabilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKSIZ KADIN (+18)
RomanceAŞKA İNANMAYAN BİR KADIN VE AŞKA TUTUNMUŞ BİR ADAMIN HİKAYESİ : )