"BİZ SIRDAŞIZ"

82 3 4
                                    

Evet. Yumuşacık sesi ve sözleri sayesinde karşısında eriyor, güçsüzleşiyordum. Parıl parıl parlayan mavi gözleri beni ona küçük bir kedi yavrusu gibi muhtaç kılıyordu. Bir büyü yapıyordu sanki. Anlayamadığım. 

Elleri hala avuçlarımdaydı. Sıcacıktı, bu soğuk havaya karşı direniyordu sanki tüm bedeniyle. Soğuk havayı da etkisi altına alıyor bedenini ele geçirmesine izin vermiyordu. Ama ben onun kadar iradeli olamıyor yenik düşüyordum. Buz gibi olmuştu ellerim. 

Ellerini avuçlarımdan usulca çekti. Korkuyordum birdaha tenine dokunamamaktan. Ellerimi büyük bir hayal kırıklığı ile cebime sokuyordum ki o sırada ellerimi avuçlarına aldı. Sıkıca sardı. Gülümsedim. Engel olamadım, içimde delicesine coşan kanın heyecanına kapıldım. 

Bir şeyler söylemek için kırmızımsı dudaklarını araladı "Üşümüşsün". Beni düşünüyordu. Hep istediğim şey benim onu düşündüğüm gibi onunda beni düşünmesi ve önemsemesiydi. Asla benim ona karşı duyduğum hassasiyeti bana gösteremezdi. Ama yine de hoşuma gitmişti bu sözü.

Sözlerini cevapsız bırakmak istemedim. "Evet biraz üşüdüm." Etrafına bakındı. Oturmak için uygun bir yerler arıyor olmalıydı. Bana döndü " Biraz ileride bir kafe var. Bana sıcak çikolata ısmarlarsın heralde" İkimizde kahkaha attık. Gamzeleri daha çok belirginleşmiş ve gel beni öp diye bağırmaya başlamıştı neredeyse. 

Elimi bıraktı.Ellerini cebine koydu. Bende aynısını yaptım ve  Kafeye doğru yürümeye başladık.

Kafenin önüne geldiğimizde kafenin antik havası ilgimi üstüne çekmişti. Bir an o kadar dalmışımki düşünün Meriç'in içeriye girip oturmakta olduğunu yeni fark etmiştim.

İçeri girip masanın diğer ucundaki sandalyeye oturdum. Kafamı iki elimin arasına alarak dirseklerimi masaya yasladım.

Bizim yaşlarımızda yakışıklı bir oğlan masamıza geldi. Elinde duran el yapımı, kapağı değişik şekillerle motiflenmiş menüye bakılırsa garson olmalıydı. "siz tatlı sevgililer ne alırdınız." Gülümsedim. 'Tatlı sevgililer' bu terim çok hoşuma gitmişti. Ama Meriç'in yüzündeki öfkeye bakılırsa bu terim onun hoşuna gitmemişti. Gülümsemesini beklerdim halbuki. 

Durumu kurtarmam ve ortamı yatıştırmam gerkiyordu. Hemen olaya el koydum "Biz sevgili değiliz. Biz... Biz şeyiz..." ne diyeceğimi bilemedim. Yanlış birşey söylemekten korkmuştum. 

Meriç bana doğru döndü. Öfkesi tebessüme dönüşmüştü. Yumuşak ve sakin bir ses tonuyla cümlemi tamamladı. "Biz sırdaşız"

*Bakalım Meriç ve Ayla sırdaş olarak ne kadar devam edecekler? Meriç kimi seviyor? Aylanın hislerini öğrenecekmi? Okuyun ve görün :)))

ELEŞTİRİ VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM ARKADAŞLARR :))

PEKİ SEN BENİ SEVMEZSEN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin