Yazgı

11.Bölüm

Hafsadan

Ömer beni fatihte bıraktıktan sonra kitapçıya geçtim yine yanılmamış canım arkadaşımı kitapçıda bulmuştum bu küçük kitapçıyı çok seviyorduk ikimizde mekanınız nere diye sorsalar ikimizinde cevabı aynı olurdu bu kitapçı bu çevre islam kokuyordu sahil kesim hariç istabulun pek bir yeri sevmeyen ben fatihin caddelerini fatihin huzurunu seviyordum

- ben geldim kitap ayracı

- hoş geldin kitap kurdu

Birbirimize böyle seslenirdik nadirdi isimlerimizi sarf ettigimiz ikimizde kitap okumayı çok severdik sürekli para birirktirir bir sürü kitap alır sadece birbirimiz arasında paylaşırdık çünkü kitap herkese verilmezdi kitap kıymetliydi dogum günü hediyesi olarak bile hiç bıkmadan güzel bir kitap seçip birbirimize hediye ederdik bazen arasına küçük notlar eklerdik bazen altını çizerdik hoşumuza giden satırların bir kitap sevdası tutturmuş gidiyorduk ikimizde

- oo yeni kitaplar gelmiş mis miss

- evett hafsa almalıyız hepsinden baak bu kitaba çok begendim

- "Abdullah olmak" güzel bir kitaba benziyor

- gerçekten mehmet emin hocanın begenmedigim kitabı yoktu adamın hitabeti çok güçlüydü

- iki saat kitaplara bakmıştık hamza amcayla sohbet etmiştik hamza amcayı liseden beri tanırdık harçlıgımızı çıkartmak için bir süre çalışmışmışlıgımızda olurdu arada yardıma gelir yada böyle kitap almaya gelirdik begendiklerimizi ayırtım köşeye koydurmuştuk şimdiden alıp elimize yük edemezdik daha gezecegimiz yerler vardı hamza amcayla vedalaştıktan sonra dükkandan ayrıldık sıra ferace elbise tarzı şeylere bakma zamanıydı bir iki yerimiz vardı direk oraya gittik ikimizde aynı model zümrüt yeşili sade bir elbiseyi beğenmiştik sadece bilek kısmında dikişle şekil verilmişti her zaman sadenin yandaşlarıydık öyle süslü püslü kıyafetim yoktu zaten her zaman sade ufak detayları olan şeylerin daha zarif oldugunu düşünürdüm bukrede benimle aynı kafada oldugu için genelde ikiz gibi giyinirdik yine aynı elbiseleri alarak çıkmıştık dükkandan

- hafsa ben çok yoruldum hadi bişeyler yiyelim

- iyi olur bende çok yoruldum böyleydik işte hemen yorulu veriyorduk
Her zaman ki restoranımıza oturmuş siparişlerimizi vermiş bekliyorduk

- ee knkşim napıyorsun görüşmeyeli

- asıl sen ne yapıyorsun ikizin geldiginden beri beni iyice unuttun

- oy benim kanşim bana darılmış mı

- evett tabi darılırım

- senin poğaça yanaklarından öpsem affedermisin beni

- bu sefer öpücükle sarılmayla kurtulamazsınız hafsa hanım

- bir öpücük alana bir waffle bedava desem

- ımmm bir düşünüm

- düşün bakalım hadi muhesseseden çaylarınızda bedava

- neyse o zaman affedim

- yemeklerimizi yiyip sahile inmiştik sahilde yürüyüş yapıp sonrada sohbet edecektik hep birbirimize bir şey anlatacaksak sahile inmeyi bekler denizin iyot kokusunda anlatırdık

- ee dökül bakalım haberler sende ikizinle aran nasıl nasıl kavuştunuz hiç birini doğru düzgün anlatmadın yüz yüze anlatacam diye